Sonunda Türk basınında bu da oldu... Postalcı arkadaştan, "Numan Menemencioğlu'nun Atatürk'ün ünlü dışişleri bakanı olduğunu" da öğrendik!
Ufak atsın da civcivler de yesinler...
Bu saçmalıkları üç otuz paraya çalıştırılan genç çocuklara yazdırıyorlar ama altına kendi imzalarını atmadan önce içkiden kafalarını toplayıp kontrol edemiyorlar galiba...
Yok canım, "hukukçu Şahin Mengü" söylemiş, Menemencioğlu'nun Atatürk'ün bakanı olduğunu.
Ne yapalım, başlıktaki "gazeteci" kelimesini "hukukçu" ile mi değiştirelim yoksa "CHP'li politikacı" ile mi?
Numan Menemencioğlu, 1942-1944 yılları arasında dışişleri bakanlığı yapmıştır, yani Atatürk'ün değil Milli Şef İnönü'nün bakanıdır. (Atatürk döneminde Bern, Bükreş, Budapeşte, Beyrut gibi dış temsilciliklerimizde çeşitli görevlerde bulunmuştu.)
Başbakan da Şükrü Saraçoğlu'ydu o dönem, hani stadyumu var.
O dönem, Milli Şef faşizminin "iyice Almanya'ya yattığı" dönemdir.
Hani Almanlar'a krom sattığımız sıralar falan...
Çünkü dünya savaşını kimin kazanacağı henüz belli değildi, Türkiye ikili oynuyordu ve İnönü, İngiltere'yi kızdırmamaya çalışıyor ama daha kuvvetli ihtimal görünen "bir Alman zaferine" karşı tedbir alıyordu.
Almanlar'ın kuracakları "bin yıllık yeni nizamda" Türkiye ayaza kalmamalıydı!
Nitekim, 6 Haziran 1944'te müttefikler Normandiya'ya çıkarma yapınca işin rengi belli oldu ve iki hafta sonra Menemencioğlu gitti, yerine Hasan Saka geldi. (Parlamenter sistemimizde tarafsız cumhurbaşkanımız İnönü maşallah böyle işlere hiç karışmıyordu!)
Bu meyanda, İnönü Türk faşistlerini de gene o sıralar derdest ettirip tabutluklara tıktırdı ve bunlar işkence gördüler. Artık onlara ihtiyacı kalmamıştı!
Peki, hadi diyelim ki gazeteci arkadaş bir dil sürçmesi değilse de bir bilgi sürçmesi geçirmiş...
Menemencioğlu'nun dış politikası neymiş, ona bakalım. Çok değerli hukukçu Şahin Mengü (eski bir CHP milletvekilidir), bu politikayı üç kalemde özetlemiş: Müstemlekecilerin (yani sömürgeci Batılılar'ın) arkasında durmayacaksın, kuzey komşun Rusya'yı tahrik etmeyeceksin, Araplar'a bulaşmayacaksın!
Herhalde Almanya sömürgeci olmadığı, kimsenin toprağında da gözü olmadığı için onunla flört edilmiş...
Ve herhalde Rusya'yı tahrik etmemek için de Türk faşistleri, o dönemde İnönü'nün hoşgörüsü altında, Alman ordusuyla işbirliği yaparak Kırım ve Kafkasya'dan "pay almak" hesaplarına girişmemişler!
Üzeri İnönü fotoğraflı banknotları Berlin'de, Alman devlet matbaası Reichsdrückerei'da bastırmak falan, onları saymıyoruz...
Sevgili postalcılar, atacaksanız atın ama destekli atın.
Yani, seçimden önce "AKP yüzde 39'a düştü" yazan Fethullah beslemesi soytarılardan iyi kötü bir farkınız olsun!