Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Malı görelim öyle konuşalım

Adamlara (ve de kadınlara) fazla yüklenmeyelim: Gevşemeye başladılar.
Ertuğrul Özkök gibi birdenbire dönmek herkesin harcı değildir, yavaş yavaş dönmeye çalışıyorlar.
Yaz boyunca yaptıkları yanlışların kendilerine kaça patladığını gördüler (ben söyleyeyim, tastamam 21 koltuk), şimdi geri basacaklar ama hemen değil, zaman alacak.
Edip Cansever'in "Çağrılmayan Yakup" diye ünlü bir şiiri vardir: "Kurbağalara bakmaktan geliyorum dedi Yakup, bunu kendine üç kere söyledi"...
Selahattin Demirtaş da üç kere söyledi: Seni başkan yaptırmayacağız, seni başkan yaptırmayacağız, seni başkan yaptırmayacağız.
Neticesini gördü, semeresini aldı, aklı başına geldi!
Aynı adam şimdi ağız değiştirdi: "Biz başkanlığa değil tek adamlığa karşıyız" diyor.
İlk bakışta pek doğru gibi görünse de içi boş bir laf. "Tek adam Apo'ya" karşı olduğunuz için mi adam müsveddelerini çoğalttınız, Kandilli Mustafa, Cemil falan?
Ama dedim ya, yavaş yavaş gevşeyecek.
Yeni bir anayasa için AKP'nin yalnızca 13 kişilik "dış desteğe" ihtiyacı var. Meclis başkanını sayma, 14...
Bu rakama çok kolay ulaşılabilir.
Desteği verebilecek tek parti HDP'dir tabii, CHP ve MHP'yi unutunuz.
Bu desteğin "kitle halinde" olması da gerekmez. 316 artı 59 eşittir 375 oyla, 316 artı 14 eşittir 330 oy arasında bu açıdan hiçbir fark yoktur.
Çünkü anayasa öyle ya da böyle referanduma gidecektir, 330 kişiyle de çıksa halkoyuna sunulacaktır, 367 kişiyle de çıksa, isterse 550 kişiyle de çıksa.
HDP anayasa oylamasında "bağlayıcı grup kararı" almasa da kendi milletvekillerini serbest bıraksa, bu iş çözülebilir!
Böylece şişi de kebabı da yakmadan, Kandil'deki ağababalarını da fazla kızdırmadan işi bitirmiş olur.
Bunun pazarlığını AKP ile ister gizlice ister açık açık yürütebilirler.
Ben HDP'ye başkan olsam başkanlık sistemine evet der, buna karşılık özerklik isterdim... Vakvakları ürkütmemek için bu özerkliğin "adı konulmamış" da olabilir, önemli olan uygulamadır.
Lakin önce ortaya bir anayasa metni koymak gerekiyor. Hiç olmazsa anahatlı bir taslak.
Bu taslak kısa ve öz olmalıdır. İçinde, kanun ya da kararnameyle sonradan düzenlenebilecek şimdilik gereksiz ayrıntılar bulunmamalıdır. Düzgün bir Türkçe'yle yazılmalı, Kürtçe'ye de tercüme edilmelidir ki "en ücra" vatandaş da anlayabilsin.
Taslak hele bir ortaya çıksın, eklemeler ve çıkarmalar da elbette yapılır.
Ortaya bir metin koyun ki biz de neyi tartışacağımızı bilelim. Demirtaş ve adamları da bilsinler.
Cumhurbaşkanı "bir aylık iş'" dedi, daha ne duruyorsunuz?
Sıvayın kolları, 1 Ocak 2016 sabahına önümüzde yeni bir anayasa metniyle uyanalım, ilkbaharda da bu iş bitsin gitsin.
Gene sandık başına gideriz, azıcık zahmet olur ama değer.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA