Devlet Bahçeli demiş ki, "başarılı değiliz ama mağlup da olmadık."
Bahçeli "daha iyisini yapmak için çalışmalarını titizlikle sürdürüyor"muş.
Bahçeli'yi deviremeyecekler, Meral Akşener falan hikayedir.
Kılıçdaroğlu demiş ki, "tabanın değişim beklentisi karşılanacak."
Hazret, değişimden, parti meclisi ve merkez yürütme kurulu değişimini anlıyor.
Gandhi Kemal parti içi iktidara geldiğinden beri dört genel sekreter, dört örgütten sorumlu başkan yardımcısı, dört de parti sözcüsü değiştirmiş. Değiştirdiği toplam başkan yardımcısı sayısı yetmişi buluyor.
Muharrem falan hikayedir, Kılıçdaroğlu'nu da deviremeyecekler.
Daha da gülmek isterseniz, başka gırgırlar da var:
CHP'li Haluk Koç, Antalya zirvesinin "Türkiye'nin yalnızlığının teyid edildiği bir toplantı" olduğunu söylüyor.
CHP'nin başkan adaylarından Umut Oran demiş ki, "bir hafta sonra AKP'yi yerle bir edip CHP bayrağını yükseltecek olan olağanüstü ve kaçınılmaz kurultayın ilk adımı geçilmiş olacak!"
Oran aynı zamanda "az kaldı yoldaşlar" da diyor.
Gülmeye doyamayanlara bir haber daha:
Bir CHP milletvekili (Musa Çam diye bir adam) demiş ki, "Erdoğan kendini fiilen bir devlet başkanı ilan etti!"
Yanlış okumadınız.
Erdoğan devlet başkanı falan değilmiş, biz yanlış biliyormuşuz.
İşte bu Erdoğan, şimdi kendini fiilen devlet başkanı yapmış.
10 Ağustos 2014 günü seçmenler devlete başkan seçmemişler, Fatih Terim'e yardımcı olmak amacıyla milli takım aday kadrosuna oyuncu seçmişler.
Bir de "en hıyar CHP'li" seçimi yapılsa acaba kime oy verirler?
En güzel fıkrayı en sona sakladım:
HDP, 1 Kasım seçimlerinin iptali için Yüksek Seçim Kurulu'na başvurmuş.
Öyle bazı sandıklarda yeniden sayım falan değil, seçimin tamamının "kafadan" iptalini istiyorlar!
Niçin? "Seçimler adil, demokratik, dürüstlük ve eşit rekabet koşullarında yapılmadığı" için. (Cümle düşük ama o kadar da olacak, ne de olsa yabancı dilde!)
Aşkolsun, bunu Fethullah beslemeleri bile ileri süremediler. ("Kesin hile yapıldı" diyen bir serseri çıkmadı değil ama onu kendi adamları bile ciddiye almadılar.)
Yüksek Seçim Kurulu başvuruyu oybirliğiyle reddetmiş.
HDP daha önce de "Erdoğan'ın görevden alınması için" Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurmuştu da, başsavcı ne de olsa ciddi ve efendi bir adam, kalayı basmadan dosyayı iade etmişti.
Bunlar daha peşrev sayılır. Biz doya doya gülmek için asıl kurultayları bekliyoruz.
Bakalım bizim basın şişkosu gene iskemlenin üstüne çıkıp göbek atacak mı? Bu sefer kimin için atacak? Kibardır da, ayakkabılarını çıkarmayı ihmal etmez.
Plastik iskemle dingilder, tehlikeli sayılır, kafası gözü yarılmasın. Şunun kalıbına uygun sağlam bir şey bulun, meşe odunundan olabilir.