Rus çarı İkinci Aleksandr'ın bakanı Kont Valuyev meğerse demişmiş ki: "Uzak sınırlarımızdaki bütün bu olayların erotik bir yanı vardır!"
93 Harbi sıralarında söylüyor bunu, 1877...
Geçen gün ünlü İngiliz tarihçisi ve Rusya uzmanı Simon Sebag Montefiore, New York Times gazetesinde yazdı. (Meraklısına not: Üstadın "1613'ten 1918'e Romanovlar" kitabı önümüzdeki ay çıkıyor.
Stalin üzerine yazdığı nefis kitaplar dilimize tercüme edildi, okumazsanız çok şey kaybedersiniz.)
Bu da, Edward Said'in ünlü "oryantalizm" tahliliyle örtüşüyor: Said, Batı'nın mazlum milletlere ve sömürgeleştirmek istediği ülkelere bakışını "erotik" olarak nitelemişti.
Hangi emperyalist olursa olsun, gözüne kestirdiği ülkeye "ırzına geçilecek kadın" gibi bakıyor demek ki...
Rusya'nın daha 1772 yılında Beyrut'a çıkarma yaptığını ve kısa bir süre işgal ettiğini biliyor muydunuz?
Öteden beri gözü "sıcak denizlerde" yani Akdeniz'dedir.
Hatta bir ara çariçe Katerina ile "dostu postu" prens Potyomkin, İspanya'dan Minorca adasında üs isteyerek yalnız doğu değil batı Akdeniz'e de sarkmayı bile düşünmüşler...
Rusya'nın bu politikasının sağcılıkla solculukla ilgisi yoktur. Stalin, 1945 yılında Libya üzerinde de "etki alanı kurmak" istemişti...
Nitekim Enver Sedat tarafından Mısır'dan kovulunca gittiler Kaddafi ve Saddam'a yanaştılar.
Ahmak Saddam, yirminci yüzyılın bittiğini anlayamadı ve Kuveyt'e saldırınca Rusya'nın onu koruyacağını sandı...
Fakat şimdi "yeni çar" tabir edilen Putin, Esma'nın kara gözlerine bayıldığından değil, üs istediği için Suriye'de gövde gösterisi yapıyor. Bizim uçaklara yapılan bilinçli ve programlı taciz de, "Doğu Akdeniz'e geri döndük, Suriye bizden sorulur" tavrıdır.
İsterseniz, erotizm yaklaşımından giderek bir tür "parmak atma" da diyebilirsiniz!
Putin, "Sovyetler Birliği'ni özlemek enayiliktir, fakat onun kazanımlarını reddetmek daha da büyük bir yanlıştır" gibilerden bir laf etmişti...
Eski güçlü günleri özlüyor.
Yeltsin'in Amerika'ya "tam teslimiyet" politikasını affedemiyor.
Ve de kaybetmiş oldukları eski imparatorluk topraklarından (buna üsler de dahildir elbette) hiç olmazsa küçük bir kısmını yeniden ele geçirmeye çalışıyor.
Hani bizim de Kıbrıs'ı "alınca" kendimizi kaybedilmiş topraklardan küçük bir kısmını geri almış saydığımız gibi canım!
Bir yanda, Ortadoğu'da, toprak talebi olmasa bile eski "Osmanlı etkinliğini" yeniden kazanmak isteyen Türkiye... Öbür yanda, Ortadoğu'da eskisi gibi at oynatmak isteyen Rusya... Haydi hayırlısı.