Taşra bönlüğü kötü müsamereyi çok sever: Kasabaların kurtuluş "yortularında" Türk bayrağına sarılı ve de zincirlere vurulup direğe bağlanmış kızlar, kasabayı ve dolayısıyla kızı kurtaran "temsili milis kuvvetleri", hiçkimsenin oynamak istemediği temsili Rum ya da Ermeni çeteciler, falan filan...
En yaşlısı benden biraz büyük ama ne hikmetse kalpaklı fişekli "gaziler"... Gerçek kurtuluş savaşı gazilerinden en gencinin kabaca 125 yaşında olması gerekirken...
Küçük insanlar müsamereye bayılırlar. Bunlara bir de Atatürk'ü "azıcık andıran" vatandaşlara Atatürk oynatılmasını ekleyiniz.
Sakillik öyle boyutlara ulaşmıştı ki, Atatürk Şişli'deki evinden Dolmabahçe'ye 1965 model bir Chevrolet Impala'ya binerek gidiyordu! "Eski araba" ya...
Atatürk'ü andıran adam bulunamayınca da kaymakamın odasından getirtilmiş çerçeveli Atatürk portresi tabii...
Zavallılık öyle boyutlara ulaşmıştı ki, İstanbul'un tiyatro sahnelerinde bile Zübeyde Hanım'ın bacakları arasından "bebek Atatürk" çıkarılarak kutlu doğum yaptırılıyordu!
Tekirdağ'da benzer bir kutlamada bir skandal yaşanmış.
Ulu önderin Tekirdağ'a gelişinin bilmemkaçıncı yıldönümüymüş. Aynı zamanda "harf inkılabının" da yıldönümü. (Tekirdağ vilayeti Kastamonu'dan rol çalıyor.)
Nutuk atmak kesmiyor, İstanbul'dan Atatürk'ü andıran bir adam getirtmişler. Halk somut olarak görecek, görmezse inanmayabilir.
Adam operacı mı, balet mi neymiş... "Beni böyle sakilliklere karıştırmayın" dememiş, iş edinmiş kalkmış gitmiş.
Müsamerenin provaları yapılmış. Atatürk çakması ("impersonator" derler Amerikalılar), tekneyle limana yanaşmış. Elinde baston da var. "Antika" bir araca bindirmişler ama ne olduğunu öğrenemedik, muhabir kendisi de bilmiyor olmalı ki yazmamış.
Ve de bir ara, "beraberindeki zevat-ı mutadeyi" canlandıran kasaba seçkinlerine dönüp kısık sesle "erkekleri s... edin, kadınları huzuruma getirin" demiş!
Savcılık soruşturma başlatmış.
Cahil muhabir bunu "argo konuştu" şeklinde veriyor. Edilen, küfürdür. Lakin törende değil, alt tarafı provada edilmiştir, eğer gerçekse.
İmdi... Adam şaka mı yapmıştır, yoksa yüce Atatürk'ün kutsallığına tecavüzde mi bulunmuştur?
Çevresinde kadın görmek istemesi mi yadırgatıcı olmuştur?
"İsmet'i geçin, Latife'yi getirin" deseydi kabul görecek miydi?
Sıradan bir aktörün, kötü bir müsamerenin gereksiz provasında bile arkadaş arasında, hem de alçak sesle "espri yapma" hakkı yok mudur?
Acaba Atatürk hayatı boyunca hiç küfür etmemiş miydi?
Kocatepe'de, büyük taarruz sabahı Yunan siperlerine doğru "Hacıanesti!... Şimdi ..... ......!" diye bağırdığını tarihler yazarlar da, o bakımdan sordum.
İşte size problem, alın uğraşın.
Abesle iştigali sevenlere söylüyorum.