Bu memlekette "başın ağrımasın" istiyorsan topu taca atacaksın. Bir de, ortadan konuşacaksın. Bir de, boş konuşacaksın.
Kimse seni kınamaz, kimse karşı çıkmaz, kimse ayıplamaz, rahat edersin.
Elbette "savaşa karşıyım" diyeceksin mesela, kim savaş ister?
Elbette "doğa, çevre, yeşil bilmemne" lafazanlığı yapacaksın. (Havaalanları, otoyollar yapılıyor ama ağaçlar kesiliyor ey ahali.) Elbette: Sıcakta yağlı yemeyin, hafif giyinin, bol bol su için, güneşe çıkmayın... Kim tersini söyler?
Elbette sürat yapmayın, trafik ışıklarına dikkat edin, falan filan.
Bakınız, arslan CHP teröre çare bulmaya çalışıyor...
"Kim yapıyor bu terörü?" diye merak etmişler, meclis araştırması istemişlerdi. Reddedildi. Terörün nedenini "kendi olanaklarıyla" bulmuş olmalılar ki, kalkıp Diyarbakır ve Adıyaman'a gitmişler.
Giden ekibin başında, iktidara gelirse bizim gazeteye el koyacak olan Gürsel Tekin.
"Bir dizi temaslarda" bulunmuş.
"Tüm sorunların ivedilikle çözülmesi" için çalışma yapıyormuş. Barışı öyle bir içselleştirmişler ki, çocuklarının adını bile Barış koymuşlar. Öyle diyor.
Bunların belediyeleri de parkların adını Demokrasi koyarlardı, bunu niçin çocuklarında denemiyorlar? (Rusya'da isimleri Avangard, Antenna, Ateist, Janpolmara, Oktiyabr, Tankist falan olan bir sürü yaşlı adam dolaşır ortalıkta birer fıkra gibi, bunu biliyor muydunuz? Otuzlu yılların çocukları...)
Barış için oradalarmış.
Eh, onlar oradaysa, "akiller" de burada.
"Akil adamlar" denirdi eskiden, feministler gıcık kapmasınlar diye "insanlar" olarak düzeltildi.
Akil, akıllı demek. Fakat "akıllı adamlar" dersen havası kaçıyor, üstelik ekibe giremeyenlerin "ne ulan, biz salak mıyız" diye şarlama tehlikesi var.
Sesleri bir süredir çıkmıyordu, geçen gün Arnavutköy'de bir meyhanede Ali Bayramoğlu önderliğinde toplanmışlar. Yirmi beş kişi davet edilmiş, on kişi gelmiş.
Toplantı sonucu yapılan açıklama şu: "Derhal silahlar susmalı, 'mutlak çatışmasızlık' haline dönülmelidir."
Evet, tabii, mesela terli terli soğuk su içmemeli, yatmadan önce de mutlaka çiş kaka yapılmalıdır. Dişler fırçalanmalıdır. Mevsimler dörde ayrılır. Ülkemiz üç yanı denizlerle çevrili bir kara parçasıdır. Başlangıçta dünya ateşten bir toptu.
Cemil Bayık, Ali Bayramoğlu dostumuzdan çok korktuğu, Murat Karayılan da sevgili Kadir İnanır'ı "artiz" olarak takdir ettiği için silahı hemen bırakacaklardır, eminiz.
Eh, bizim ordu da herhalde akşamları eğitim sahasından döner gibi tüfekleri bölük deposunun çavuşuna teslim eder.
Boşver be Ali, ertesi gün gazetelerde resmin çıkar.
Bak, Gürsel Tekin'inki çıkıyor.