Fuat Avni namıyla maruf o uğursuz herif, şimdi de "CHP kapatılacak" diye bir balon uçurmuş.
Müttefiki Kılıçdaroğlu da mal bulmuş Mağrıbi gibi hemen üstüne atlamış tabii, belki "27 Mayıs öncesine" benzer bir gerginlik havası yaratabilirim umuduyla...
Bu arada MHP yöneticileri de boş durmamışlar, "bana ne bana ne, ben de isterim" yaklaşımıyla "bizi de kapatacaklar" diye kendi balonlarını kendileri uçurmuşlar, sonra da kendi kendilerine efelenmişler, alnını karışlarız, asarız keseriz, ümüğünü sıkarız vs.
Cem Yılmaz'ın Saint-
Joseph mezunu askerlik arkadaşını hatırlatıyorlar:
Ben de koyacağım!
Umutsuzluk ve umarsızlık insanları ne gülünç durumlara, ne kör kuyulara düşürüyor...
"AKP yüzde 39'a düştü" balonunu uçurmaya çalışan şaklabanlar da var... Hocaefendi'nin operasyon gazetesi de buna çanak tutuyor.
Aynı hocanın askerlerinden bir şişman profesör de yerel seçimlerden önce "AKP yüzde 41'i ancak bulur" balonunu yakın çevresine üfürüp duruyordu... Gezi olayları AKP'yi kesinlikle bitirmişti... Nereden biliyordu? Asistanlarına ve öğrencilerine araştırma mı yaptırmıştı? Hayır, gönlünden geçeni söylüyordu.
Bunlar kendi palavralarına önce kendileri inanıyorlar (iyi yalan söylemenin temel kuralıdır) sonra da üzülüyorlar.
Hani bazılarının şu "cumhuriyet mitinglerinde" toplanan 500 bin kişiyi 5 milyon yapıp seçimden sonra da "nereye gitti bu beş milyon" diye şaşırdıkları gibi!
Amigo basın henüz kesin kararını veremedi:
Acaba şu kapatılma soytarılığını mı köpürtsünler, yoksa kesinlikle kazanacağız havasına mı yatsınlar?
Ağlamak mı daha etkili olur, yüksek perdeden savurmak mı? Mazlumu mu oynasınlar, özgüven kartını mı?
Bir kere Kılıçdaroğlu'nun kapatılacağız diye ağlamasına gerek yok, çünkü yüzde 35 ile iktidara geliyorlarmış!
Kendisi söylüyor.
Bizim yazılarımız da onlara iktidar yollarını açıyormuş...
Şeref duyarım. Aman da hanimiş benim iktidar adayım...
Neyse, onca dürtüklememizden sonra hazret "gazetelere el koymayacağız" diyebildi!
Ama genel sekreterine de toz kondurmuyor.
Gürsel Tekin öyle alt tabaka politikacıları gibi önseçime mönseçime girmeyecekmiş, kontenjandan kafa adayı...
Sezgin Tanrıkulu, keza...
Buna karşılık Şafak Pavey, Sabahat Akkiraz, Binnaz Toprak, Mehmet Haberal ve Oktay Ekşi politikayı bırakıyorlar.
Pavey Birleşmiş Milletler'e dönecekmiş.
Sabahat Akkiraz "Soma ayağından hepimiz istifa edelim" saçmalığının parti içinde ciddiye alınmamış olmasından dolayı küskün herhalde.
Binnaz Toprak üniversitesinin kadını olacak.
Mehmet Haberal "Demirel'in CHP konsolosuydu", kançılarya kapatılmış olmalı. Oktay Ekşi zaten politikayı hiç sevmez...
İyi etmemişler. Çünkü biz bugünkü komedya kumpanyasından sıkıldık, yeni bir kurultay ve taptaze sanatçılar istiyorduk.
Nasıl Perran gitti Büşra geldi, Binnur geldi, nasıl Zeki gitti, Metin gitti, Tolga geldi, Ersin geldi, İlker geldi, onun gibi.