Görkemli Baltık mimarisine, karlar altındaki Sarıkamış'a, Ani Harabeleri'nin sonsuzluğuna ya da kaz eti ve peynirin en lezzetlisine yapabileceğiniz bir yolculuk… Karın hep usulca yağdığı, keskin soğuğun size sıcak hayaller kurdurttuğu Kars'ı hala görmediyseniz, bu yıl yola çıkmanın tam vakti...
Yazı: Türkan Doğan
Fotoğraf: Mukadder Yardımcıel
"Eğer Bakû'yü göremedinizse üzülmeyin, Kars size gösterir... Eğer Tiflis'i de göremedinizse üzülmeyin Kars'ta görebilirsiniz... Eğer Erivan'ı merak ediyorsanız, yine size Kars yardımcı olacaktır. Hatta St. Petersburg'u tanımak için bile Kars'tan çok şey öğrenebilirsiniz!" der yazar Oktay Ekinci doğup büyüdüğü kenti anlattığı "Kars Kitabı"nda. Sizin de Kars'ta olmak için pek çok nedeniniz olabilir.
Rus işgali yıllarında Baltık mimari tarzında inşa edilen yapılarıyla bambaşka bir doğu kenti görmek için Kars'ta bulabilirsiniz kendinizi. Ani Harabeleri'nin heybeti ve sonsuzluğunda kaybolmak için de Kars'a gidebilirsiniz. Ya da beyaz örtünün çok yakıştığı Sarıkamış'ta kayak yapma isteğiyle dolabilir; oradan da buzlar içindeki Çıldır Gölü'ne uzanıp soğuğu içinize çekebilirsiniz.
Kars'ı bir lezzet durağına dönüştüren kaz eti ya da gravyer peynirinin peşi sıra da bir gurme turuna çıkabilirsiniz. Terekeme, Malakan, Yerli, Kürt, Türk, Ermeni, Çerkeş, Gürcü, Azeri ve Rus kültürlerinin birbirine nasıl karıştığını görme isteği de sizi Kars'a sürükleyebilir. Hepsi bir yana, belki de Orhan Pamuk'un Şair Ka'sının kentteki adımlarının izini sürmek için Kars sokaklarını arşınlamak istiyorsunuzdur. Nedeniniz ne olursa olsun doğunun bu serhat şehrindeyseniz eğer, bambaşka bir yolculuğa çıktığınız kesin.
Doğunun mimari başkenti
Çevrenizdekilerin "Bu kış gününde Kars'ta ne işiniz var" sözlerine kulak asmayıp Kars'a gelmişseniz
doğunun bu uzak köşesindeki yalnız kentin hüznünü dilediğinizce yaşayabilirsiniz. Usulca yağan kar ve keskin soğuk, size Kars'ta olduğunuzu her daim hatırlatır. Kars'ı gittiğiniz diğer doğu kentlerinden ayıran en önemli faktör ise kente bambaşka bir çehre kazandıran Baltık mimarisinin örnekleri. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonunda 40 yıl Rus işgali altında kalan kent, Ruslar tarafından Kars'ta başlatılan yeni imar çalışmasıyla bambaşka bir yapıya bürünmüş.
Özellikle 1706 yılında Rusya'nın kuzeyinde Baltık Denizi bölgesinde uygulanan mimari anlayışın Kars'ta uygulanmasıyla bugünkü Yusufpaşa, Ortakapı ve Cumhuriyet Mahallelerinin merkezini oluşturduğu yeni şehir planı kurulmuş. Birbirini dik kesen ızgara planlı caddelerin oluşturduğu bu yeni şehir planında, Baltık mimari tarzının düzgün kesme bazalt taşlarıyla birbirinden görkemli binalar inşa edilmiş.
Rus mimarisinin Kars'taki en önemli örnekleri ise Hekim Evi, Defterdarlık Binası, Sağlık Müdürlüğü Binası, Eski Vali Konağı Binası, Tuncer Güvensoy Evi gibi yapılar. Bugün pek çok kamu kuruluşunun ikametkağı haline getirilen bu yapıların bazılarının aslına uygun olmadan boyanarak kullanılması ise yüreğinizi sızlatabilir.
Kars'ın Ayasofya'sı: Fethiye Camii
Kars'taki en önemli duraklardan biri de elbette ki pek çok döneme ait eserin sergilendiği Arkeoloji Müzesi. Bir etnografya salonunu da barından müze, Kars'ta yaşamış köklü uygarlıkların miras bıraktığı tarihin izini sürmek için biçilmiş kaftan.
Kars Kent Konseyi Binası ve Aynalı Köşk binaları da yine Kars'ta ziyaret etmeniz gereken yapılardan. Kars'ın en görkemli yapısı ise hiç kuşkusuz ki Ordu Caddesi'nin köşesindeki, 19. yüzyıl sonlarına doğru Ruslar tarafından kilise olarak inşa edilen Fethiye Camii. Bir dönemin Nevski-Rus Askeri Kilisesi olarak inşa edilen yapı, 1985 yılında iki minarenin eklenmesiyle günümüzde cami olarak hizmet veriyor.
Kars kent turunun bir diğer önemli rotası ise Kars Çayı'nın etrafındaki yapılar. Kars Kalesi ve tabyalar, İkinci Taşköprü gibi mekanlar, Kars'ın seyir terası konumunda. Çeşitli dönemlerdeki saldırılarda yıkılan ve tekrar yenilenen Kars Kalesi, bugün orijinalliğinden çok şey kaybetmiş durumda. Kesme bazalt taştan yapılan 3,5 kilometrelik sur duvarlarında önceden 220 burç varken, sadece yedi burç günümüze kadar gelebilmiş.
Kars Çayı çevresinde görülmesi gerekilen bir diğer yapı ise sivri külah şeklindeki kilise çatısıyla dikkat çeken Oniki Havariler Kilisesi (Kümbet Camii). Ermeni Bagratlı Kralı Abas tarafından 937 yılında yaptırılan ve Kars'ın özel mimari eserlerinden biri olan Kümbet Kilisesi (Camii), görmeden dönmemeniz gereken bir yapı.
"Sonsuzluk ve Bir Gün": Ani
"Ani bir dünya ama dünya bir Ani değil" denilmiş vakti zamanında, Türkiye'nin en büyük ve önemli antik kentlerinden biri olan Ani için. Bu nedenle Kars kent merkezini dilediğinizce gezdikten sonra istikametiniz Ani olmalı. Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınırı belirleyen Arpaçay Vadisi'nin batı kıyısında yer alan arkeolojik alan, tarihi İpek Yolu üzerinde bulunuyor.
5 bin yıllık bir geçmişe sahip olan bu görkemli kentin pek çok kavime ev sahipliği yaptığı biliniyor. Etrafı yaklaşık 4,5 kilometrelik sur duvarlarıyla çevrili alan, başka hiçbir yerde yaşayamayacağınız bir sonsuzluk hissini yaşatıyor. Ani sit alanı içerisinde Kars Kapısı, Aslanlı Kapı, Hıdırellez Kapısı, Ateşgede, Selçuklu Sarayı, Kral Gagik Kilisesi, Ani Katedrali, Abukhamrents Kilisesi, Ebu Muneçehr Camii, Tigran Honents Kilisesi, Keçel Kilisesi, Genç Kızlar Kilisesi, İpek Yolu Köprüsü, İç Kale, Kız Kalesi, Bakireler Manastırı gibi çok sayıda önemli yapı bulunuyor. Ancak bu yapıların onarılmasının ve turizme yeniden kazandırılmasının çok ciddi bir süreç gerektirdiğini söylemek gerek.
"Kayağın yükselen değeri: Sarıkamış"
Mevsimlerden kışsa Kars'a gelip Türkiye'nin önemli kayak merkezlerinden biri haline gelen Sarıkamış'a gitmemek olmaz. Yılın büyük bölümünü karlar altında geçiren Kars'ın harikalar diyarı Sarıkamış, doğası, tarihi mekânları ve yöresel kültürüyle benzersiz bir kış deneyimi vaat ediyor.
Şu anda bakımsızlığa terk edilse de Sarıkamış'ın en önemli değerlerinden biri Katarina Av Köşkü olarak bilinen tarihi mekân. Çar 2. Nikola tarafından 1890-1914 yılları arasında yaptırıldığı tahmin edilen köşk, dikdörtgen planıyla tamamı ahşap olarak tasarlanan ve hiç çivi kullanılmadan tahtaları birbirine geçirme tekniğiyle yapılan bir yapı. Köşkün hemen karşısında ise bir zamanlar trenleri ve rayları onarmak için kullanılan Cer Atölyeleri yer alıyor.
Sarıkamış'ın merkezinde bulunan Yanık Kilise de, Baltık mimari tarzından inşa edilen bir diğer önemli yapı konumunda. Sarıkamış'taysanız eğer, Sarıkamış Kültür Evi'ne gidip çaya doymak, Bayraktepe'ye çıkıp şehitliği ziyaret etmek, oradan da Allahuekber Dağları'na bakmadan dönmemelisiniz. Tarihi önemi ve kayağın yükselen değerlerinden biri olması dışında Sarıkamış, yürüyüş, bisiklet ve manzaralı araç yolu parkurlarıyla da "outdoor" severler için önemli bir durak. Keklikdere, Komdere ve İnkaya vadilerinin kullanıldığı parkurlarda, sarıçam ormanının eşliğinde 256 kilometrede 21 değişik güzergâh üzerinden trekking yapılıyor.
Aşıklar diyarı
Her doğu kenti gibi Kars'ta da kahvehane kültürü oldukça önemli bir yer tutuyor. Bu nedenle Kars insanının soluduğu soğuk havada içinizi ısıtmak isterseniz bir kahvehaneye uğrayıp yöre insanıyla tanışmanızı öneririz. Öte yandan Orhan Pamuk'un "Kar" isimli romanını okuyup "Şair Ka"nın kentteki izini sürmek isterseniz de kahvehaneler sizin yol üstü duraklarınız olabilir. Kars'ta Kar romanına özel turların yapıldığını da sırası gelmişken söyleyelim.
Kars'ı özel kılan bir diğer yöresel doku ise kentin bir aşıklar diyarı olması. Kars'ta âşıklar için oluşturulan "Aşıklar Otağı" ile yüz yıllardır süren aşıklık geleneğinin korunması sağlanıyor. Otağı ziyaret ederek, âşıkların tatlı tatlı atışmasını izlemek belki de Kars gezinizin en unutulmaz anısı olacaktır. Kars'taysanız eğer gezilecek ve görülecekler kadar yenilecekler de önemli. Örneğin Kars'ın önemli kadın girişimcilerinden biri olan Nuran Özyılmaz'ın sahibi olduğu Kars Kaz Evi'nde kaz eti yemeden dönmemelisiniz. Zira kaz eti Kars sofralarının en makbul yiyeceği ve Kars köylüsünün de en önemli geçim kaynaklarından biri. İnanış o ya, Kars köylüsü kazlarını kesmek için mutlaka ilk karın düşmesini bekliyor, çünkü kaz etinin ancak karla birlikte lezzetlendiğini düşünüyor.
Kars'ta kaz eti yemek dışında kentin hemen her noktasındaki peynir dükkânlarından gravyer, kaşar ve çeçil peyniri satın almak da yapılmadan dönülmemesi gerekenler listemizde.
Malakanlar ve peynir
Rus işgali yıllarında Ruslar tarafından Kars'a yerleştirilen etnik gruplardan biri olan Malakanlar, kentte bulundukları dönemde yöre halkına değirmencilik, peynircilik ve tarımsal alanda önemli yenilikler getirerek Kars'ın bugün bir peynir cenneti olmasına ön ayak olmuşlar.
Malakanlar'ın kentte yaşadıkları süre boyunca köylerinin yaylası olarak kullandıkları Boğatepe Köyü ise bugün peynir denildiğinde Kars'ta ilk akla gelen bölge. Köyde İsviçreli bir iş adamının peynir imalathanesi olarak yaptırdığı bir bina bugün Zavot Eko Müzesi olarak hizmet veriyor. Müzede, köyün peynircilik geçmişi ve geleneksel üretim süreçleri, görsel malzeme ve objelerle anlatılıyor. Boğatepe Köyü, yöreyi kalkındırması için oluşturulan ve pek çok ilke imza atan bir derneğe de sahip.
Bölge kadınlarının da etkin olduğu Boğatepe Çevre ve Yaşam Derneği, peynir ve ekmek yapım atölyeleri, yerel ürünlerle beslenme, bu yıl 20-28 Haziran tarihleri arasında düzenlenecek olan yoga ve doğa yürüyüşlerinin yer aldığı detoks kampı, bölgedeki bitkilerin sofraya taşınması için bitkilerin sınıflandırılması gibi yöreyi kalkındıracak çalışmalar yapıyor.
Kars'a gitmişken mutlaka…
Kars'a gidip Çıldır Gölü'nün soğuğunu içinize çekmemek, Ağrı Dağı'nın eteğinde soluklanmamak, Doğu Beyazıt'a gidip İshakpaşa Sarayı'nın görkemine kapılmamak olmaz. Bu nedenle Kars'taysanız, yolunuzu Ardahan, Iğdır ve Ağrı'ya da mutlaka düşürmelisiniz.
Alternatif rotalar
Derin vadileri ve sarıçam ormanlarıyla yürüyüş rotaları alanında da zengin bir seçenek sunan Kars, doğa tutkunlarını mutlu edecek parkurlara sahip. Kentte Susuz Vadisi ve Sarıkamış olmak üzere iki ayrı yürüyüş rotasını izleyerek klasik bir turist olmanın dışına çıkmak mümkün. Ayrıca bisiklet rotaları, tematik tarih turları (Ani, Kar, Kaleler, Kiliseler, Tabyalar ve Şehitlikler rotaları), geçmişe yolculuk, doğaya yolculuk, kuş ve botanik gözlem turları, Boğatepe Ekoturizm Köyü ve Malakan rotası da Kars deneyiminizi zenginleştirecek alternatifler arasında.
Kars Yürüyüş Rotaları'nın en güzel parkurları ise Komdere-Karakurt, Keklik Vadisi, Hamamlı-Şehitemin Yaylası, Sarıkamış-Katerina'nın Av Köşkü, Doyumlu-Susuz Vadisi, Keçili-Susuz Şelalesi, Çamkaya-İnkaya ve Bayraktepe-Oteller.