Bakan Bozdağ Kanal24 Televizyonunda katıldığı canlı yayında Yüksek Askeri Şura'nın yapısında yapılan değişiklikleri değerlendirdi .
Bozdağ'ın açıklamaları şöyle:
Bu darbe teşebbüsü peygamber ocağı olan ordumuzun Fetö'nün ocağına, milletin ordusu olan ordumuzun Fetö'nün ordusuna nasıl dönüştürüldüğünü, hepimizin önüne çok acı bir şekilde konulmuştur. Bundan sonraki süreçte bunu daha imkansızlaştıracak, peygamber ocağını milletin ordusunu, koruyacak tedbirlere ihtiyacı var. Onlardan birisi Yüksek Askeri Şura'nın yapısının değişmesi ve sivil ağırlığının orada artması ve terfilerden belirleyici iradenin sivil irade olması anlamı taşımaktadır. Baktığımızda sayısal çoğunlukta değişti ve oradaki yapıda çok farklı hale geldi.
SİVİLLER ÇOĞUNLUKTA
Bu son derece önemli bir konu.Demokratik bir yönetim, demokratik denetiminde belirleyici olduğu yapı ortaya çıktı. Artık bugün itibariyle sivillerin çoğunlukta olduğu, oylama yapıldığı zaman oy nisabı itibariyle de, toplantı nisabı itibariyle, çoğunlukta olduğu bir yapı ortaya çıkmış oldu. Bu doğru olan yapı dünyanın her yerinde de öyle.Baktığınızda İngiltere'de yapıya baktığınızda denge var, Yunanistan'a baktığınızda yaş yapısına, bir tane asker var Genelkurmay Başkanı.Onun dışında herhangi bir asker de yok.Biz bunu yaparken dünyadaki örneklere de baktık. Demokratik ülkelerde bu nasıl?Onu da inceleyerek Türkiye'mizde, demokratik bir ülkede olması gerektiği gibi, bir YAŞ yapısının oluşturulması adımını attık.Bu büyük bir demokratikleşmedir, son söz sivilde olacaktır.
DEMOKRATİKLEŞME ADIMI
Bugüne kadar Türkiye'de herkes neyi söylüyordu, kuvvet komutanlıkları Milli Savunma Bakanlığı'na bağlansın.Bunu söylemeyen hemen hemen hiçbir siyasi, medya mensubu, akademisyen kaldı mı? yok herkes bunu söylüyordu. Ama bunu bir türlü sivil iradeye bağlayan tarihi demokratikleşme adımını Türkiye atmayı başaramadı.Bu vesileyle bu antidemokratik gayri hukuki girişimin ardından arkasından büyük demokratikleşme adımlarını atma gereği ortaya çıktı.Çünkü ne kadar demokratikleşirsek o darbeyi önleyecek gücü de yukarı çekecektir.
ASKERİ EĞİTİM VEREN OKULLARIN KAPATILMASI
Sivil iradeye kuvvet komutanlıklarının bağlanması son derece önemli. Pek çok görev yetki Milli Savunma Bakanlığı'na geçmiş oldu, bu da son derece önemli bir demokratikleşme esasında. Milli Savunma Bakanı size daha iyi anlatır ama Milli Savunma Bakanlığı'nın teşkilat yapısı da oldukça önemli ölçüde değiştirildi ve diğer bakanlıkların teşkilat yapıları gibi genel müdürlükler oluşturuldu, ve Teftiş Başkanlığı getirildi, ve bu noktada sivil ve dıştan bir denetim de ilk defa Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kuvvet komutanlıklarının üzerine getirilmiştir. Şu andaki kararnameyi iyi analiz ettiğinizde göreceksiniz ki orada 9 tane Genel Müdürlük var, 5 tane müsteşar yardımcılığı var, müsteşar var, Teftiş Kurulu Başkanlığı var, daire başkanlıkları var, ve bağlı komutanlıklar var. Demokratik hukuk devletlerindeki uygun bir biçimde yeniden yapılandırıldı, ve tüm devlet teşkilatı ve geleneksel devlet yapısına da uygun hale getirildi. Bu da büyük bir devrimdir reform olmuştur.
FETÖ OKULLARA KADAR SİNMİŞ
Askeri okulların tamamı kapatıldı, hem askeri liseler hemde astsubay hazırlama okulları, Jandarma okulları ve bugünkü yapı itibariyle harp okulları ve harp akademileri kapatıldı. GATA'da kapatıldı. Sağlık Bakanlığı'na bağlandı. Bütün bu okulların öğrencileri YÖK tarafından ilgisine göre Milli Eğitim Bakanlığı tarafından puanlarına denk bir şekilde diğer üniversitelere liselere dağıtılacaktır, bir mahrumiyet oluşmayacaktır. Orada ayrıca bu öğrencilerde eğer okullardan rızalarıyla ayrılanlar veya atılırlarsa tazminat alıyordu, şimdi bu işlem nedeniyle onlar herhangi bir tazminat da alınmayacaktır, neden bu yapıldı. Çok önemli, çünkü bu fethullahçı terör örgütü, okulların kaynaklarına kadar sinmiş vaziyette.
ABD SAVUNMA ÜNİVERSİTESİ BENZERİ
Bundan sonra Türk Silahlı kuvvetlerine gelecekler üniversitelere nasıl giriş oluyorsa aynı şekilde sınavlara girecekler. Ondan sonra nasıl bir konservatuara girerken özel bir okula girerken, özel yetenekler o mesleğin özellikleri nasıl aranıyorsa burada da aynısı aranacak, eğitim daha modern ve çağın gereklerine uygun bir biçimde verilecek ve bir sivil yapı askeri gerekliliklerle birleşerek orada daha iyi bir eğitimi bundan sonraki subaylarımıza verecektir. ABD'de milli savunma üniversitesi orada var bizim burada yaptığımız yapılanma bir noktada ABD'deki savunma üniversitesine de benzer bir yapılamadır.
ABD İADE ETMEZSE
Fetullah Gülen'in bu darbe teşebbüsünün arkasında olduğu ABD'de biliyor, bütün dünyada biliyor. Bunun ispatı için delile hacet yok. Türkiye'deki 15 Temmuz'daki darbe teşebbüsünü Fetullah Gülen'e bağlı Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki hainlerce ve onun talimatları doğrultusunda gerçekleştirildiğinde kimsede en ufak bir tereddüt yok. Sadece bir algı operasyonu yapmak isteyen alçaklar var. Onlarında herkes biliyor kim olduğunu. Onlara da kimse itibar etmiyor. Dolayısıyla Amerika Birleşik Devletleri eğer bu saatten sonra iade etmezse onu Amerika'da demokrasiye inanmış Amerikan halkına da anlatamaz. Türkiye'ye de anlatamaz dünyaya da anlatamaz. Çünkü demokrasiye inan herkes demokrasi düşmanı ve demokrasiyi yok etmek isteyen bir yapı karşısında, bunun demokrasiye sahip çıkacak bir anlayışla hareket etmesi lazım.
FETULLAH GÜLEN ŞUAN NEREDE?
Bize gelen bilgiler şuanda ABD'de olduğu yönünde, ama üçüncü bir ülkeye kaçma arayışı olduğuna dairde önemli istihbarı bilgiler var. Amerika izin vermezse zaten ABD'den kaçamaz. Oradan ayrılıp başka bir ülkeye kaçarak giderse, Amerika Birleşik Devletlerinin ona izin vermesiyle olacaktır. ABD'nin içerisinde Türkiye'de böyle bir darbe teşebbüsünü gerçekleştirmiş birisinin, dünyanın günlerdir konuştuğu bir kişinin ABD'nin haberinin olmaksızın oradan kaçıp bir yere gittiği söylenirse buna bütün dünya güler. Türkiye olarak biz ABD'den bize iade etmesini istiyoruz. Çünkü bu yaptıklarının hesabını millet adına milletin yargısına hesap vermesi gerekiyor.
FAUT AVNİ NE OLDU
Bir şey daha ortaya çıktı. Ankara'da yürüyen davada biliyorsunuz örgüt şemasına ilişkin iddianamede bir şema çıktı. Başka davalarda da başka şeyler var. Bu darbe teşebbüsünün ortaya çıkardığı gerçekler var. Ben bütün bunlara rağmen bu yapının halen gizli hücrelerinin olduğuna inanıyorum. Çünkü çok gizlenmiş bir yapı. Kritik yerlerde bundan sonra bunların bulunacağına ihtimal vermiyor. Bakın Fuat Avni ne oldu? Kesildi. Devlet artık bunları temizleme kararı aldı. Bu temizlik devam edecektir. Dolayısıyla devlet içerisinde şuanda yerleşmiş yapıları tasfiye ediliyor. Kalanlarda tasfiye edilecektir. Devletin aygıtını bundan temizlemezsek bu devlet bir yerde hepimizin devleti olmaktan çıkar o nedenle devletine milletine Anayasasına sadakati olmayanın bu devletin içerisinde vazife yapma imkanı yoktur.
1 NUMARA GÜLEN
Bunun bir numarası Fetullah Gülen bunda tartışma yok, onun talimatıyla onun sevk ve idaresiyle yapılmış.Bir defa bunda şüphe yok onun adıyla yürüyor ama Fetullah Gülen'in adına Türkiye de bu işi sevk ve idare eden kim? Bu ortaya çıkacak herkes bir tahminde bulunuyor.Ortaya çıkan deliller üzerinden.Tahminler üzerinden falan olur filan olur diye.Bir takım değerlendirmeler yapılıyor bu konuda netlik yok.Onun için bu soruşturma sürecini hepimizin beklemesi gerekiyor.Peki bu darbe başarılı olsaydı adalet bakanı kim olacaktı,diğer bakanlar kim olacaktı başbakan kim olacaktı bunların da cevaplanması gerekiyor.Darbe teşebbüsü içerisinde aydınlatılmamış konuların hepsinin aydınlatılması gerekiyor.
AVRUPA'NIN İKİ YÜZLÜ TUTUMU
Almanya Türkiye'ye demokrasi dersi veriyor. Darbeden endişeli olduklarıyla ilgili endişelerini yüksek sesle pek söylemiyorlar ama darbecilerin göz altına alınması yargılanması ve onlarla irtibatlı olanlarla ilgili atılan adımlarla ilgili konuşuyorlar. Türkiye'de OHAL ilan edildi diyorlar, kendileri ilan edince birşey demiyorlar, Fransa ilan edince birşey demiyorlar ama mesele Türkiye olunca demokrasi havarisi kesiliyorlar. Ben şimdi Almanya'nın Başbakanına, Anayasa Mahkemesi Başkanına soruyorum; siz Türkiye'ye gelince üst perdeden demokrasi cümleleri kuruyorsunuz, peki bir legal toplantıya Türkiye'den Cumhurbaşkanının sinevizyonla katılıp görüşlerini açıklamasının engellenmesi demokrasinin hangi ilkesine uygun, hukuk devletine de uygun değil. Demokrasi konusunda samimi olmadıklarının bir göstergesi. Türkiye'de demokrasiye sahip çıkmanın destanı yazıldı. Darbecilere meydan okundu ve belki dünyada böylesi bir kanlı darbeyi ölüme koşarak bastıran tek millet Türk milleti ama bunu gören yok darbeciler kaybetti diye üzülen çok.