Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Edirne Valisi Dursun Ali Şahin, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, Fener Rum Patriği Bartholomeos, diplomatik temsilci ve çok sayıda Yahudi'nin katıldığı tören, 500. Yıl Vakfı Kurucu Başkan Vekili Naim Güleryüz'ün sinagog hakkında bilgi vermesiyle başladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile rahatsız olduğu için törene katılamayan Hahambaşı İsak Haleva'nın restorasyonun gerçekleşmesine emeği geçenlere teşekkür mesajının okunmasının ardından, maftirim korosu, Edirne yöresine ait Türk sanat müziği formunda ilahiler okudu.
Tevrat'ın sinagoga intikali sonrasında ise On Emir okundu ve Hahambaşı Vekili Rav Naftali Haleva törene katılanları kutsadı.
Ayrıca, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan nezdinde Türkiye Cumhuriyeti'nin esenliği ve yücelmesi için Anoten Duası edildi, Ulus Musevi Okulu öğrencileri mini konser verdi.
Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem, açılışta, inançların ayrılık ve kargaşadan çok birlikte yaşama ve hoşgörünün vesilesi olduğunu, Türkiye Cumhuriyeti coğrafyasında çağın bütün huzursuzluklarına rağmen bir araya gelmeyi temenni eden bir olay olduğunu söyledi.
İnsanlığa, "Bırak ikiliği gel birliğe ulaş" diyen derviş Yunus'un ve böyle bir medeniyetin çocuklarının bugün de aynı hassasiyetle insanlığa katkı yaptığını belirten Ertem, şunları kaydetti:
"Yüzyıllar boyunca farklı inançlara saygının en iyi örneklerinin sergilendiği bu topraklarda bu medeniyetin varisleri olarak her birinizi sevgi ve hürmetle selamlıyorum. Değerler sistemimizin bir değeri olan vakıf medeniyeti pek çok konuda olduğu gibi farklı inanç gruplarının dayanışmasının önemli örneklerini bünyesinde barındırır. Vakfiyeler incelendiğinde görülecektir ki diğer illerin ibadethanelerinin onarımında görüldüğü gibi mesela Mevlevi dergahına yakacak ve gıda desteği sağlayan Hristiyan cemaati görebilirsiniz. Bu örnekler bizim medeniyet anlayışımızın asıl yüzünü oluşturmaktadır. Yüzyıllar boyunca huzur ve barış iklimi oluşturan bu anlayış bütün insanlığın örnek alması gereken davranışı ortaya koymaktadır. Ecdadımızın emaneti olan vakıflar bir dünya görüşünün, derin bir şuurun temsilcisidir. Bize düşen de bu mirasa sahip çıkmak bu değerleri ve dünya görüşünü korumaktır."
-"SİNAGOG, SULTAN ABDÜLHAMİT HAN'DAN EMANET"
Ertem, bugün sadece bir restorasyonun başarısına tanıklık edilmediğini, tarihin derinliklerinden bugüne ulaşan ve bu topraklarda hayatını devam ettiren inançların geçmişine sahip çıktıklarını vurguladı.
Bugün görevlerinin somut sonuçlarını gördüklerini dile getiren Ertem, şöyle devam etti:
"Vakfılar Genel Müdürlüğünün görevi, kendisine emanet edilmiş vakıfların vakfiyeleri doğrultusunda yaşamalarını sağlamaktır. Vakıflar Genel Müdürlüğü sadece Müslüman tebaa tarafından korunan emanetlere değil, aynı zamanda Osmanlı'nın asli unsuru olan diğer dinlere mensup kişiler tarafından kurulan vakıflar da emanet edilmiştir. Hiçbir ayırım gözetmeksizin bu mirası geleceğe taşıyacağımızı ifade etmek isterim."
Edirne Büyük Sinagogu'nun Sultan Abdülhamit Han'dan emanet olduğunu aktaran Ertem, "Cemaat vakalarıyla ilgili 2002 yılından bugüne gerçekleştirilen bütün revizyonlarda bizim fikir ufkumuzu açan sayın Cumhurbaşkanımıza ve Sayın Başbakanımıza saygılarımı sunuyorum" dedi.
- "SEVGİLİMİZE KAVUŞTUĞUMUZ GÜNDÜR"
Türk Musevi Cemaati Başkanı İshak İbrahimzadeh ise Edirne Büyük Sinagogu'nun restorasyonuna katkı sağlayan ve çalışan herkese teşekkür etti.
Balkan şehitleri için de dua ettiklerini belirten İbrahimzadeh, "1913 yılının 26 Mart'ında Edirnemiz düştüğünde burayı teslim alanların başı olan komutan Vizor, Edirne Hahambaşımıza gelerek, kendilerini nasıl hissettiklerini sorar, hahambaşımız da cevaben 'Kendimizi dul kalmış bir sevgili gibi hissediyoruz' der ancak ayrılık kısa sürer. Edirne tekrar alınır. Sevgilimize kavuşamayacağımızı düşünürken bugün Edirne Sinagog'umuza, sevgilimize kavuştuğumuz gündür. Cemaatim adına hepiniz hoş geldiniz diyorum" şeklinde konuştu.
Sinagog'un inşasının Abdülhamit Han tarafından yaptırıldığını anlatan İbrahimzadeh, "Kader birliği yapmış bizler zamanla ayrıştırıldık, ötekileştirildik. Dün haber ajanslarımızın haber başlıklarında gördüğümüz kadarıyla 'hoşgörü yeniden inşa edildi' başlığını attılar" diye konuştu.
- "CUMHURBAŞKANIMIZ, BU DEĞİŞİMİ SİZ YARATTINIZ"
İbrahimzadeh, bazen devlete bağlı bazı kurumlarda dahi itham ve bir şeylerin altında "Yahudi arandığı" ifadesinin yer aldığını söyledi.
Çeşitli olumsuzluklar karşısında, bu vatanın vatandaşları olduğuna yönelik açıklamalar yaptıklarını aktaran İbrahimzadeh, şunları anlattı:
"Bizi düşman ve vatan haini şeklinde gösteren söylemler karşısında, her seferinde kendimizi, bu vatanın sadık ve faydalı vatandaşları olduğumuz açıklamaları yapmak zorunda hissetmişiz. Bu çıkmazdan ilerlenememiş, içimize kapanmışız. Toplum olarak geleceğe olan umudumuzu kaybetmişiz. İşte bugün Edirne Sinagogu'nun açılışı bu söylemlere ayrışmalara devletimizin vermiş olduğu eni iyi cevaptır, bizim için bir milattır. Teşekkür ediyorum. Azınlık vakıflarının hukuki şekilde mazbut hale getirilen taşınmazları bizim için ilk kez devletimiz tarafından vakfiyesinin doğrultusunda hizmete alınmış ve devletimiz bu konulardaki ezberleri ve ön yargıları kırmıştır. Doğrudur ki daha kat edilecek yolumuz var ancak şükrediyorum ki ilerleyebileceğimiz bir yol da var."
İbrahimzadeh, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı beş yıl önce Başbakanlık makamındayken gördüğünü anımsattı. Erdoğan'ın, azınlık hakları konuları açıldığında, "Hak neyse ve kimin hakkıysa hukuku ona göre düzenlemeliyiz" şeklinde konuştuğunu ifade eden İbrahimzadeh, şunları kaydetti:
"Bu söylemleri alışılagelmiş söylemler olarak değerlendirmiştim ancak zaman içerisinde bizlere imkansız gibi gözüken cemaatimize hak verilmesi, yaşayan vakıflarımızın iadesi, okullarımıza verilen haklarla ön yargılarımızı kırmamıza sebep olan Sayın Cumhurbaşkanımızdır. Bu değişimi siz yarattınız, çok teşekkür ediyorum."
Konuşmaların ardından Başbakan Yardımcısı Arınç'a çeşitli hediyeler verildi.