14 Aralık'ta İstanbul merkezli ''paralel yapı'' operasyonu kapsamında gözaltına alınan ve tutuklanmaları talebiyle mahkemeye sevk edilen Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı ve Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca'nın da aralarında bulunduğu 12 kişi hakkında karar açıklandı.
İstanbul merkezli "paralel yapı" operasyonu kapsamında, Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı'nın aralarında bulunduğu 8 kişi, adli kontrol hükümleri uygulanarak serbest bırakıldı.
DUMANLI'NIN SERBESTLİK GEREKÇESİ
Hakimliğin kararında, adli kontrol tedbiri uygulanması şartıyla diğer 7 kişiyle birlikte serbest bırakılmasına karar verilen şüpheli Ekrem Dumanlı'nın serbest kalma gerekçesi de yazıldı. Dumanlı'nın üzerine atılı suçu işlediği yönünde, bu aşamada tutuklamayı gerektirecek somut deliller bulunmadığı, adli kontrol hükümlerinin yeterli olacağı kanaatine varıldığı aktarılan kararda, tutuklama talebinin reddine hükmedildiği belirtildi.
Dumanlı hakkında, yurt dışına çıkış yasağı uygulaması bulunan adli kontrol tedbiri uygulanmasına ve bu tedbirin iddianamenin kabulüne kadar devamına karar verildiği de açıklandı.
Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski Emniyet Müdürü Tufan Ergüder, Ertan Erçıktı ve Mustafa Kılıçaslan tutuklandı.
KARACA VE 3 POLİS CEZAEVİNE GÖNDERİLDİ
Tutuklanan Hidayet Karaca ve 3 eski polis Silivri Cezaevi'ne gönderiliyor
İstanbul merkezli "paralel yapı" operasyonu kapsamında şüphelilerden Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ile emniyet görevlileri Tufan Ergüder, Ertan Erçıktı ve Mustafa Kılıçaslan'ın, "kaçma şüphelerinin bulunması, delilleri yok etme, gizleme, tanık ve mağdur üzerinde baskı oluşturma şüphelerinin olması, adli kontrol tedbirinin bu aşamada yetersiz kalacağı" gerekçeleriyle tutuklanmasına karar verildi.
İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği'nce verilen kararda, şüpheliler Hidayet Karaca ile emniyet görevlileri Ergüder, Erçıktı ve Kılıçaslan'ın tutuklanma gerekçeleri sıralandı.
Soruşturmada, şüphelilere yönelik isnat edilen suçların belirtildiği kararda "Anayasal düzene karşı işlenen suçlarda manevi cebirin de yeterli olacağının öngörüldüğü dikkate alındığında, Terörle Mücadele Kanunu'nun 1. ve 7. maddeleri anlamında bir örgütün varlığı yönünde kuvvetli suç şüphesinin bulunduğunu belirtildi.
Hidayet Karaca'nın örgütün yayın politikasına uygun yayınlar yaparak örgüt yöneticisi olduğu belirtilen kararda, şüpheliler Tufan Ergüder, Ertan Erçıktı ve Mustafa Kılıçaslan'ın ise emniyet teşkilatındaki örgütlenme içinde bulunduklarına dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delilerin bulunduğu aktarıldı.
Şüphelilere yüklenen suçun yasada ön görülen ceza miktarı, önemli ve ciddi sayılan katalog suçlardan olması nedeniyle tutuklama nedeninin kanun gereğince var sayıldığı aktarılan kararda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatları ve 6352 sayılı yasa ile değişen Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 100. ve devam eden maddeleri uyarınca şüphelilerin tutuklanmasına engel hallerinin bulunmadığı belirtildi.
Kararda, almaları muhtemel cezaya göre şüphelilerin kaçma şüphelerinin bulunduğu belirtilerek, soruşturmanın henüz tamamlanmaması nedeniyle bu kişilerin delilleri yok etme, gizleme, tanık ve mağdur üzerinde baskı oluşturma şüphelerinin de olduğu, işin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik önlemi değerlendirildiğinde Anayasa'da ifade bulan "ölçülülük" ilkesi uyarınca, daha hafif koruma önlemi olan adli kontrol tedbirinin uygulanmasının bu aşamada soruşturmaya konu suç ve bu şüpheliler açısından yetersiz kalacağı ve amaca hizmet etmeyeceği kanaatine varıldığı dile getirildi.
Şüpheliler ve avukatlarının serbest bırakılma taleplerinin reddine karar verildiği anlatılan kararda, Hidayet Karaca'nın "terör örgütü yöneticiliği", Tufan Ergüder, Ertan Erçıktı ve Mustafa Kılıçaslan'ın ise, "terör örgütüne üye olma" suçundan tutuklanmasına karar verildiği ifade edildi.
Soruşturmayı yürüten savcılık tarafından tutuklanmaları talebiyle mahkemeye sevk edilen Dumanlı ve Karaca ile emniyet müdürleri Tufan Ergüder ve Ertan Erçıktı'nın da bulunduğu 12 kişinin sorgusu İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliğince yapılmıştı. Yaklaşık 11 saat süren ifade işlemlerinin ardından gece saatlerinde kararın saat 14:00'de açıklanacağı duyurulmuştu.
Dün saat 12.00'de başlayan sorgulamada ilk olarak Ekrem Dumanlı ifade vermişti. 11 kişinin ifade verdiği sorgulamada Hidayet Karaca savunma yapmayı reddetmişti.
Operasyondan kısa bir süre önce yurtdışına çıktıktan sonra bugün savcıya ifade veren Gönültaş da savcılıktaki işlemlerinin ardından adliyeden ayrıldı. Gönültaş, çıkışta adliye önünde bekleyen gazetecilere yaptığı açıklamada, kaçmadığını, hakkında bir gözaltı veya yakalama kararı bulunmadığını, yurt dışı yasağının olmadığını söyledi.
İş adamı arkadaşının daveti üzerine Moskova'ya gittiğini ifade eden Gönültaş, "Biz dün gelelim dedik ama savcı bey bugün için randevu verdi. Aslında acelesi olan bir iş de değildi." dedi.
İstanbul merkezli 13 ilde 14 Aralık'ta başlatılan operasyonlar kapsamında 30 kişi yakalanmış, Cumhuriyet savcısı tarafından ifadeleri alınan şüphelilerden Elif Yılmaz, Ebru Şenvardar, Naci Çelik Berksoy, Hüseyin Gülerce, Makbule Çam Elamdağ, Ahmet Şahin, Ali Kara, Salih Asan, Engin Koç, Hikmet Tombulca, Samim Noyan, Fahri Sarrafoğlu, Mutlu Ekizoğlu, Mustafa Altunbulak, Halit Akbulut, Ayhan Akça, Mustafa Uyanık ve Ferdi Taşkaya serbest bırakılmıştı.
Tutuklanmaları istenen Ekrem Dumanlı'nın da aralarında bulunduğu 12 şüphelinin işlediği iddia edilen suçlar : "Silahlı terör örgütüne üye olmak", "cebir, tehdit ve hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma" ve "iftira "
14 Aralık" Operasyonu'nda gözaltına alınarak bu sabah tutuklama talebiyle mahkeme sevk edilen Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı savcıya 22 sayfa ifade verdi. Dumanlı'nın ifadesi Avukatı Hasan Günaydın eşliğinde Vatan'da bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde savcı Fuzuli Aydoğdu tarafından alındı. 7 saat süren ifadesinde 20 yıldır gazetecilik yaptığını ve 12 tane kitabı olduğunu söyleyen Dumanlı, "Fetullah Gülen Hoca Efendi'yi vaazları ve konuşmalarıyla uzaktan tanıdım. Süleymaniye ve Fatih Camii'lerinde verdiği vaazları dinledim. Daha sonra kişisel olarka tanışma imkanı buldum. Türkiye'nin yetiştirdiği çok değerli bir din alimi aynı zamanda fikir adamıdır. Gülen'in kitaplarını ve fikirlerini takip ediyorum" dedi.
Gülen'in 2009 yılı içinde Tahşiye'den bahsedek yaptığı sohbetini hatırlamadığını kaydeden Dumanlı, Zaman Gazetesi'ndeki görevi süresince Fettullah Gülen'den herhangi bir konuya ilişkin yazı yazılması hususunda bir talimat almadığının altını çizdi.
"Tahşiye" ve "Rahle'nin" kelime anlamının sorulması üzerine Dumanlı, 'Tahşiye'nin kelime anlamını bilmediğini, ilk defa duyduğunu, "Rahle'nin" de Kuran-ı Kerim okunurken üzerine konulan eşya olarak bildiğini kaydetti. Dumanlı, Tahşiye ve Rahle Yayınevleri'nin olduğunu da bilmediğini sözlerine ekledi.
"GÜLEN'İN KARANLIK KARAR KURULLARINDAN NE KASTTETTİĞİNİ BİLEMEM"
Fetullah Gülen'in 2009 yılında "www.herkül.com" adresinden "Tahşiyecilerle" ilgili yaptığı konuşmasını hatırlamadığını kaydeden Dumanlı, "Gülen'in sohbetinde geçtiği belirtilen "Karanlık karar kurulları"ndan ne kastettiğini bilemem. 11 Ekim 2008 tarihli yazımı sunuyorum. Bu yazımla da televiyon seyretmeyeceğimi belirttim. "Siz de seyretmeyin çocuklarınızla meşgul olun" diye tavsiye ettim. O tarihten bu yana seyretmiyorum. Ben haberleir internet üzerinden takip ediyorum"dedi.
"GÜLEN'İN ZAMAN GAZETESİ'NİN YAYIN POLİTİKASINA MÜDAHALESİ SÖZ KONUSU DEĞİLDİR"
"Fetullah Gülen'in Zaman Gazetesi ile ilgili yönetici olarak herhangi bir vasfı yoktur" diyen Dumanlı, "Sadece Gülen'in hatfada bir gün Cuma günleri olmak üzere yazılarının yayınlandığı "Kürsü başlıklı köşesi" vardır. Gülen'in Zaman Gazetesi'nin yayın politikasına müdahalesi söz konusu değildir. Onun talimatları ile şekillenmez. Gazetelere günlük 5 bin ile 8 bin arasında haber gelir. Bu haberler her birim tarafından kendi arasında seçilir ve kendi birimlerince haber konusu olabilecekler değerlendirilir. Haberler gazeteye gelirken bile ajanslar tarafından seçilerek gönderilir. Seçilen haberler her birimce kendi sayfası hazırlanır. Sayfalar hazırlandıktan sonra Genel Yayın Yönetmeni veya yardımcılarına gösterilir. Buralardan en önemli olanı gazetenin birinci sayfasına konur. Bu kadar çok haberin, fotoğrafın, Gülen'e gönderilerek onun onayından geçmesi mümkün değildir. Bura ile Amerika arasındaki zaman dilimi de farklıdır. Fiziken de mümkün değildir" ifadelerini kullandı.
"HABERİ ÇOK ÖNEMSEMİŞ OLSAYDIM GENEL YAYIN YÖNETMENİYİM BİRİNCİ SAYFAYA ALABİLİRDİM"
Gülen'in Tahşiyeciler ile ilgili konuşmasının gazetede yayımlanmasına ilişkin soru üzerine Dumanlı, "Hoca Efendi'nin konuşmasını o haberi yapan arkadaş önemli bulmuş olacak ki haber olarak gazeteye almış, haber üçüncü sayfada yayınlanmıştır. Haberi çok önemsemiş olsaydım genel yayın yönetmeniydim birinci sayfaya alabilirdim" diye cevap verdi.
"TEK TÜRKİYE DİZİ'YLE İLGİLİ SORU SORULDU"
Dumanlı'ya Samanyolu Televizyonu'nda yayınlanan "Tek Türkiye" dizinide "Karanlık Karar Kurulu" sahnesinde "Tahşiye" isminin terör örgütleriyle irtibatlı gösterilmesinin nedeni de soruldu. Televiyon izlemediğini ve STV ile bağlantılarının olmadığını tekrarlayan Dumanlı, yorum yapmak istemediğini belirtti.
"GÜLEN DERSANELERLE İLGİLİ TALİMAT VERMEDİ"
"Fettullah Gülen bana gazetemizde dershanelerle ilgili yayın yapmamız hususunda bir talimat vermedi" diyen Dumanlı, Gülen ile dershaneler ile ilgili bir görüşme yapmadığına da kaydettti.
"DERSHANELERİN MİLLİ EĞİTİM'DE BİR BOŞLUĞU DOLDURDUĞUNA İNANIYORUM"
Dumanlı'ya dershaneler konusunun Zaman Gazetesi'nde 2013 yılının Ekim ve Kasım ayında sistematik bir şekilde haber yapılmasının nedenin sorulması üzerine şunları söyledi: "Ben üniversiteyi bitirdikten sonra birkaç yıl dershanecilik yaptım. Öğrencilere Türkçe ve Edebiyat dersleri anlattım. Öğrencilerin dershaneye giderek üniversiteyi kazanacaklarına ve dershanelerin Milli Eğitim'de bir boşluğu doldurduğuna inanıyorum. Bu nedenle gazetede dershane konusunu samimiyetle işledik. Bu konuyu o dönemin Başbakanına ve Milli Eğitim Bakanlarına da yüz yüze anlattım. Bu konuyu işlerken kimseden talimat almadım."
"KÖSE VE ATAYÜN'Ü TANIMIYORUM"
"22 Temmuz operasyonunda tutuklanan Ömer Köse, Yurt Atayün ve diğer kişilerin haberlerinin Zaman Gazetesi'nde günlerce yayımlanmasının sebebi nedir? Gözaltına alınan ve tutuklanan bu kişilerle herhangi bir akrabalık bağınız var mı? Diğer basın kuruluşlarına göre daha uzun süre ve adil yargılamayı etkileyecek şekilde çarpıtarak yayınlanmasının sebebi nedir?" şeklindeki sorulara Dumanlı, bu kişileri tanımadığını, haber değeri taşıdığı için yayınlanmış olabileceğini söyledi.
"HİÇBİR SUÇ İŞLEMEDİM. HİÇBİR ÖRGÜTE BAĞLI DEĞİLİM"
Dumanlı, "Herhangi bir algı oluşturularak tahşiye isimli bir terör örgütü grubunun aleyhine soruşturma açılmasına sebep olma iddiasını kabul etmiyorum. Böyle bir oluşumdan haberim ve bağlantım yoktur" dedi. "İfadenize eklemek istediğiniz bir şey var mı?" sorusuna Dumanlı, "Hakkımda ne gibi ithamlar olacağını merak ediyordum. Ancak bana sorulan sorulardan ve gösterilen belgelerden gözaltına alınmamam gerektiği kanaatine vardım. Bu ülkem adına üzüntü verici olaydır. 20 yıllık gazeteciyim. Hayatını toplumun önünde geçiren bir insanım. 2 yazı ve bir haber için bu kadar zahmet verilmesini üzüntü verici buldum. Hiçbir suç işlemedim. Hiçbir örgüte bağlı değilim" diye konuştu.