Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, "Önümüzdeki dönemde de yurt içinde ve yurt dışında hem nitelikli yatırımcıya satış hem de halka arzlarla sermaye piyasalarına derinlik kazandırma çalışmalarına devam edeceğiz, sermaye piyasalarını, sigortacılık piyasalarını genişleteceğiz." dedi.
Albayrak, İstanbul Finans Merkezi Konferansı'ndaki konuşmasında, Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği'nin (TSPB) sektör için öneminden bahsetti.
Bakan Berat Albayrak: İstanbul güçlü bir finans merkezi haline gelecek
Yatırımcılara daha kaliteli ürün ve hizmet sunma amacıyla sermaye piyasalarını geliştirmenin, ülke kalkınmasına katkı sağlamanın önemine dikkati çeken Albayrak, konferansa katılımından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Göreve geldikleri ilk günden beri, yeni Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin öncelikli stratejilerinin başında Türkiye'ye çok güçlü bir finansal mimari kazandırmanın geldiğini anımsatan Albayrak, şunları kaydetti:
"Hele de geçtiğimiz sene yaşananlardan sonra bunun öneminin, sadece finans piyasası oyuncuları açısından değil, tüm Türkiye için ne kadar önemli olduğunu mütemadiyen ifade ettim. Ekonomik büyümenin sürdürülebilir kılınmasında, mali piyasalar ve reel sektör arasındaki ilişkinin sağlıklı ve güçlü olmasının kilit bir unsur olduğunun bilincindeyiz. Bu nedenle, sermaye piyasaları ve finans sektörünün sağlam temeller üzerinde istikrarlı ve sağlıklı bir biçimde büyümesi için gerekli tüm çalışmaları ve adımları hayata geçirmeye başladık.
Sermaye piyasalarımızın geliştirilmesi ve derinleştirilmesi amacıyla Yeni Sermaye Piyasası Kanunu'nu yasalaştırdık. Borsa İstanbul AŞ çatısı altında, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, İstanbul Altın Borsası ve Vadeli İşlemler Opsiyon Borsasını birleştirdik. Sukuk gibi faizsiz yatırım araçlarının gelişiminin önünü açtık.
Geçmişte bu alanda gösterdiğimiz kararlılık ve somut adımlara ek olarak Yeni Ekonomi Programı'nda açıkladığımız üzere Türkiye Emlak Bankasını gayrimenkul finansmanını yönlendirecek kapasitede bir banka haline getirecek şekilde yeniden yapılandırdık."
"Sermaye piyasalarını, sigortacılık piyasalarını genişleteceğiz"
Bakan Albayrak, sermaye piyasalarını daha ileriye taşımak ve kalkınmaya daha somut destek vermek amacıyla Türkiye Kalkınma Bankasını görev alanlarını genişleterek, ismini de değiştirerek yeniden yapılandırdıklarını anlattı.
Banka bünyesinde faaliyet gösteren Varlık Finansman Fonu'nun yakın dönemde aralık ayında 3 milyar 150 milyon TL tutarında Türkiye'nin en büyük varlığa dayalı menkul kıymet ihracını tamamladığını anımsattı.
Albayrak, ihracın başarısı kadar ihraç edilen ürünün yapısının, kamu ve özel sektörün ihraçta gösterdiği iş birliğinin Türk sermaye piyasalarının derinliği açısından ilerleyen döneme ilişkin de çok olumlu bir görünüm ortaya koyduğunu dile getirdi.
Bu çerçevede ilerleyen dönemde de yurt içinde ve yurt dışında hem nitelikli yatırımcıya satış hem de halka arzlarla sermaye piyasalarına derinlik kazandırma çalışmalarına devam edeceklerini bildiren Albayrak, konuşmasına şöyle devam etti:
"Hele de yakın dönemde... Niye? Malum seçim, belirsizlik falan mevduatlar coştu. 200 milyar TL'ye kadar yürüdük. Şimdi seçimden sonra ne olacak bu paralar? Yavaş yavaş, yeni enstrümanlara kaymaya başlayacak. Onun için bu hazırlıklar noktasında, alternatif çeşitliliği genişletmemiz lazım ki, bu ekosistemi, bu anlamda da büyütelim. Bu derinliği artırdığımız tüm bu adımlarla birlikte, bankacılık dışı finans sistemimizi daha da genişletmiş ve dengeli, riskin dağıtıldığı bir finansal mimariye ulaşalım.
Türkiye'deki finansal ekosistem... Türkiye'de bankacılık sistemi var, gerisi maalesef hepinizin malumu. Yüzde 90'ından fazlası bankacılık sektörüyse hangi finansal sistemden bahsediyoruz? Biraz sermaye piyasalarını, sigortacılık piyasalarını genişleteceğiz. Çok açık ve net ifade ediyorum. Atılacak adımlarla ilgili somut, yasal, yönetmelik, sermaye enjeksiyonu da başta olmak üzere, yakın dönemde güzel bir haberimiz olacak, yeni bir fon oluşturulması noktasında... Onu artık seçimden sonraya bırakalım."
Albayrak, ekosistemin büyümesi için ve Türkiye'nin stratejik sektörel dönüşümü ile ilgili gerekli çalışmaları yapacaklarını, stratejik bazı adımları, yol haritasını destekleyecek şekilde ortaya koyacaklarını bildirdi.
"Türkiye, dünyanın yakından tanıdığı pazar ve piyasalara sahip"
Berat Albayrak, son yıllarda, küresel piyasalarda likiditeye erişimin zorlaştığını ve finansal maliyetlerin arttığını söyledi.
Bahsettiği adımlar ve devreye alınacak yeni enstrümanlarla sermaye piyasalarının daha da güçlenmesinin ve sürdürülebilir-sağlıklı büyümeyi sağlayacak finansal altyapıyı inşa etmesinin çok daha güçlü olacağını belirten Albayrak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Türkiye, dünyanın yakından tanıdığı pazar ve piyasalara sahip.
Reel sektörden finans piyasalarına kadar tüm alanlarda dünyanın farklı bölgelerinden yatırımcılara ev sahipliği yapıyor olması ve bunun ötesinde bölgesindeki en gelişmiş demokrasi belki de tek ve siyasal istikrara sahip olması sayesinde yatırımcı güvenini her geçen gün artırıyor.
Türkiye, sadece 4 saatlik uçuş mesafesinde, Hindistan'dan Londra'ya, Dubai'den Moskova'ya kadar dünya nüfusunun yaklaşık üçte birini, dünya gayrisafi milli hasılanın üçte birine sahip bir merkezde. Bu noktada yer alan bir gelişmiş demokrasi, istikrarlı siyasi resmi, güçlü ekonomik ve fiziksel altyapısı ile stratejik konumunun sağladığı avantajlarla Türkiye, hala bu bölgenin en önemli yatırım merkezi özelliğini taşıyor."
"Türkiye önemli bir ivme yakaladı"
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Türkiye'nin ulaşım, iletişim enerji altyapılarında, küresel ölçekte en rekabetçi ülkelerden biri konumuna geldiğini belirterek, fiber, GSM başta olmak üzere tüm altyapıda muazzam bir dönüşüm yaşandığını, Türkiye'nin, çok güçlü rekabet avantajını elde eden ülkelerden biri olduğunu aktardı.
Bakan Albayrak, 2008 krizinde Türkiye'nin istikrarlı ekonomi politikaları ve başarılı performansı ile krizi fırsata çevirebildiğini, sonrasında da önemli bir ivme yakaladığını kaydetti.
Krizin eş anlamlı olarak fırsatları da beraberinde getirdiğine dikkati çeken Albayrak, şöyle devam etti:
"Biz yine doğru adımları atarak, 10 Ağustos süreci sonrası lansmanda ve eylülün ortasında ifade ettiğim gibi yine bu salonda, doğru politikaları hayata geçirerek Türkiye son 5 yılda yaşadığı bütün badirelerden, 'Öldürmeyen acı güçlendirir.' felsefesiyle her birinden bağışıklık sistemini daha da güçlendirerek çıkan bir ülkeye, ekonomiye dönüştü.
Türkiye'nin siyasi ajandasında, 15 Temmuz'da yaşadığı travmaya rağmen ekonomi birinci sırada. Yönetişimi, düzenlemesi, yasal altyapısı ile bu ilişki kazan-kazana dayalı, dürüst, açık, şeffaf ve kurumsal bir felsefe ile Türkiye'yi ve paydaşlarını, çok daha ileriye taşıyacak bir fırsatlar zincirini de ortaya koyuyor. Küresel anlamda tartışacak, kaygı duyacak maalesef endişeye kapılacak çok fazla şey var."