Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Demokrasi ve istikrar yolunda ilerlemeye devam

Sandıklardan çıkan sonuçlar, tabii ki önce siyasete yansıyacak... Bu açıdan baktığınızda "Şu anda Türk siyasetinde kesinlikle bir iktidar sorunu yok" demek mümkün... Ama bu çizgiden giderek "Türk siyasetinde bir muhalefet sorunu da yok" diyemezsiniz.
Halkın ağırlıklı eğiliminin oya dönüşerek oluşturduğu hortumun Kılıçdaroğlu ve Bahçeli tarafından inşa edilen "Çatı"yı havaya uçurduğunu görmemek mümkün müdür? Tabandaki hoşnutsuzlukların bu partilerin tepesine yansıyamaması devam ettikçe ve kronik ezilmişliğe rağmen bu partilerin lider kadroları yenilenmedikçe Türk siyasetindeki "Muhalefet sorunu" tırmanarak devam edecektir.

Yok olma süreci mi?

Bu lider kadroları seçim kampanyası döneminde seslendirdikleri üslubu son başarısızlıklarını örtmek için bundan sonra da sürdürürler ve demokratik rekabet yerine ajitasyon siyasetine devam ederlerse, hiçbir başarısızlıktan ders alamadıkları bir kez kanıtlanmış olacaktır. Bu da "Muhalefet sorunu"nu daha dramatik noktalara taşıyacak ve CHP ile MHP yok olma sürecine gireceklerdir.
Ancak seçim sonuçlarının siyaset dışında özellikle toplum bilimlerine de yansıması gerekiyor.
Kendilerini "Beyaz Türk" olarak görenleri hoşnut etmek için üretilen ve "Tayyip Erdoğan saplantısı"nın omurgasını oluşturduğu sözde sosyolojik tahliller ya da siyasi yorumlar, bunları yapanları "Yerli Ecnebiler" konumuna sürüklemiştir.

Yerli ecnebiler

Bunlar Türkiye sathında yaşayan milyonlarca insanın beklentilerini, yurda ve dünyaya nasıl baktıklarını araştırmak yerine Gezi kalkışmasından veya Gülen örgütünün beddualarından, Türk toplumunun sosyolojisini anlamaya çalışmışlardır.
Tüm yaşamlarını "Askeri vesayet"in yok edilmesine adamış görünenler, bu vesayeti yok eden Tayyip Erdoğan'a karşı "Gülenist Vesayet"in savaşçıları olmuşlardır. Kendilerini "Kürt Barışı" davasına adamış olarak gösterenler, Tayyip Erdoğan "Barış Açılımı"nı sabote etmeyi yeni meslekleri olarak seçmişlerdir.

Tutarsızlık örnekleri
Öylesine tutarsızlıklar sergilenmiştir ki bu tabloda... Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı olmaması için kendilerini yırtanlar, Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı söz konusu olunca "Abdullah Gül Cumhurbaşkanı olarak devam etmeli" içerikli kampanyalar başlatmışlardır.
28 Şubat post-modern darbesindeki "Medya Karteli"nin mimarları ve uygulayıcıları, "Basın özgürlüğü elden gidiyor" diye feryat etmişlerdir bu dönemde. Ama bütün bu kafa karışıklıklarına karşı halkın bilincinin berraklığı bir kez daha kanıtlandı... Türkiye yarınına güvenle bakıyor. Sonuçta bu kaotik coğrafyada demokrasi ve istikrar vahası olarak yolumuza devam edeceğimiz yine kanıtlandı... Şimdi yeni bir Cumhurbaşkanı ile yeni Başbakanla ve yeni bir Bakanlar Kurulu ile yolumuza devam edeceğiz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA