Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Günlük polemiklerin dışında hayata bakmak mümkündür

Birkaç yıl önce bir derginin genç muhabiri "Hayattan aldığınız dersler nelerdir" diye sormuştu bana... Arşivimi gözden geçirirken o soruya verdiğim cevaplar çıktı karşıma... Bunları okurken, bugün de aynı şeyleri söyleyebileceğimi düşündüm.
Türkiye için yeni bir siyasal dönemin arifesinde bulunduğumuz bugün, günlük polemiklerin üzerine çıkmanın ve olaylara daha geniş bir açıdan bakmanın doğru olacağını düşünüyorum. "Hayattan aldığım dersler"in bu açıdan en azından genç kuşaklar için yararlı olması ihtimali vardır.

Kin, nefret önyargılar
1- Kin ve nefret taşınması en ağır ve zor olan yüklerdir.
Yaşam süremde sayısız kavgalarım oldu. Bana göre haksız uygulamaların hedefi de oldum. Ama bu kavgaların ve bana yönelmiş haksızlıkların karşıdaki taraflarına kişisel kin beslemeyi ve bunu bir kan davası biçiminde sürdürmeyi denediğimde, düşünce gücümün zayıfladığını ve hatta sağlığımın bozulduğunu gördüm. Buna karşı kişisellikleri ikinci plana atmayı başarıp, olayları düşünce düzeyine taşıdığımda, hem haklılığımı kanıtladım hem de güçlendim.
2- Önyargılarla insanlara yaklaşmak, muhtemel gerçek arkadaşlarınızın sayısını azaltır. Bazı dönemlerde siyasal veya ideolojik karşıtlarınızı bir kalemde silip atmak, buna karşı aynı siyasal safta birlikte olduğunuz insanların kişilik zaaflarını görmezden gelmek, uzun vadede sizi yalnızlığa itebilir. Siyasal kamplaşmaların içinde bulunmak, insanların değer yargılarını çarpıtır. Gerçek dostlar ve değerli insanlar yerine sadece ülküdaşlarla hayatın geçebileceğini sanırsınız.

Sürü güdüsünün sonuçları
3- Düşünme ve karar verme yeteneğinizi bir sürü güdüsü ile sizin dışınızdaki bir merkeze bıraktığınız takdirde, ileride utanç duyacağınız eylemlerin sorumlusu olabilirsiniz.
Okumak, öğrenmek, tartışmak, insanı diğer canlılar karşısında farklı kılan olgulardır. İnsanlık tarihindeki bütün çağ dönümlerinde, gerektiği zaman tek başına kalabilmeyi göze alan insanlar yönlendirici olmuştur.
4- Yaptığınız işin, o anda yapmanız gereken en önemli iş olduğuna inandığınız takdirde, başarılı olma ihtimalini artırırsınız. En basitinden o anda otomobil kullanıyorsanız, en önemli işiniz, kaza yapmamak, trafik kurallarına uymak, trafikte diğer araçların da var olduğunu bilmektir. Araçtakilerle sohbet etmek, dikiz aynasına bakıp makyaj tazelemek, cep telefonu ile konuşmak, bir yarış aracının sürücüsü gibi davranmak, sizin tarafınızdan aracı kurallara uygun kullanmaktan daha önemli görülüyorsa asıl işiniz başarısızlıkla veya kazayla noktalanabilir.

Aileniz sizin "iç kale"nizdir
5- Eşinizi de, arkadaşlarınızı da değiştirmeye çalışmak yerine onları anlayıp, üstün ve değerli yanlarını ön plana çıkartmak, hayatınızı kolaylaştırır.
Sadece kendilerine uyumlu bir çevre arayanlar, aslında düşünce tembeli olmaktan öteye gidemezler. Kendilerinden farklı olan ve farklı düşünenleri reddedenler, sanal bir gerçeklik içinde, değişimi de, renklilikleri de kaçırırlar.
6- Ailenizi ve yakın arkadaş çevrenizi sağlam tuttuğunuz takdirde, dış dünyadaki bunalımlar, sizin "İç kale"nize fazla zarar veremez. Bunun için aile birliğinin de, arkadaşlıkların da iki yönlü yollar üzerinde kurulduğunu bilmelisiniz. Vermeden alınmaz. Varlıkları ve mutlulukları paylaşmayı bildiğiniz takdirde, yokluklarda ve mutsuzluklarda da yalnız kalmazsınız.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA