Bir bayram arifesinde tatlı şeylerden söz etmek varken, krizlere, kavgalara, gerginliklere takılmak kaderimizde varmış...
Son tutuklamalar üzerine yapılan farklı yorumları ve değişik yöndeki tepkileri izlerken, hep Nasrettin Hoca'yı düşünüyorum... Nasrettin Hoca'ya "Kıyamet ne zaman olacak" diye sorduklarında "Küçük kıyameti mi yoksa büyük kıyameti mi soruyorsunuz" dedikten sonra soruya şu cevabı vermiş ya:
- Benim hanım ölürse küçük kıyamet, ben ölürsem büyük kıyamet kopacaktır!..
Casusluk kapsamına da girdikleri iddia edilen dinlemelerle ilgili soruşturmalar ertesinde gelen tutuklamalar üzerindeki farklı tepkiler, tıpkı Hoca'nın büyük ve küçük kıyametleri anlatmasındaki gibi değil mi?
Büyük kıyamet mi?
Bugüne kadar yer alan tutuklamalara hiç tepki göstermeyen ve hatta bunları mutlulukla karşılayan ve Gülen Örgütü'ne yakın oldukları bilinen kesim, şimdi "Büyük kıyamet" kopmuşçasına tepkiler seslendiriyorlar, Emniyet'te sıra bekleyen zanlıları ziyaret ediyorlar.
Hani adamın biri tıklım tıklım dolu sinema salonundaki sahneye çıkıp, salona doğru "Ulan Ahmet, çık ortaya" diye bağırmış. Salonda kimse bu çağrıya cevap vermemiş. Bunun üzerine adam yine "Ulan Ahmet, çık ortaya" diye bağırmış... Derken arka sıralarda oturan bir kişi ayağa kalkmış,
- Benim adım Ahmet değil ki, neden bana "Çık ortaya" diye bağırıyorsun, diyerek adama tepki göstermiş.
Bu son gözaltı ve tutuklama dalgasında devrede olan emniyet mensuplarının "Paralelci" oldukları iddia edilirken Paralel'in misyonerlerinin bu emniyetçileri ziyaret etmeleri, sinema salonundaki duruma benzemiyor mu?
Ne zaman kopacak?
Galiba bu noktada "Kıyamet ne zaman kopar" sorusuna da cevap aramamız gerekiyor.
Aslında bu sorunun cevabını aramaya pozitif ilimlerin büyük isimleri bile zaman zaman akıllarını takmışlar... Mesela modern fiziğin ve astronominin babası olarak kabul edilen Isaac Newton (1642-1727), dünyanın sonunun 2060 yılında geleceği öngörüsünde bulunduğu yıllar önce ortaya çıkmıştı.. Kudüs'teki bir müzede sergilenen Newton'a ait 1704 tarihli bir mektuptan anlaşıldığına göre ünlü fizikçi, İncil'e dayalı olarak yaptığı çalışmalarda, dünyanın 2060'ta sona ereceğini öngörmüş.
Buna karşı bizler, siyasetin küçük ve büyük felaketlerinin kaybedenler açısından seçim sonuçları açıklandığında koptuklarını çok iyi biliyoruz. Bunu en son olarak 30 Mart yerel seçim sonuçları ertesinde de görmedik mi?
Kaç seçim kaybedilmeli ki?
Ama bazı siyasetçiler bu seçim sonucunu da "Küçük kıyamet" olarak gördüler. Şimdi önümüzde 10 Ağustos'taki Cumhurbaşkanı seçimi var... Bakalım bu seçimin sonucunu hangi çaptaki kıyametin ölçüsünde değerlendirecekler.
Bakarsınız bu sonucu da hakkıyla değerlendirmezler ve konferans sırasına uyuklayan adam gibi davranırlar.
Söz konusu konferansta kürsüdeki profesör "Bundan 2 milyar yıl sonra güneş patlayacak ve dünya da yok olacak" demiş. Konuşma sırasında uyuklayan ön sıradaki bir dinleyici, telaşla ayağa kalkmış. Profesöre "Kaç yıl sonra dünya yok olacak, dediniz" diye sormuş. Profesör "2 milyar yıl sonra" deyince, rahatlamış,
- Ödümü patlattınız. Ben 2 milyon yıl sonra diye anlamıştım, demiş.