Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Bir fırça ile herkes "Adam gibi" olabilir mi?

Acaba Cumhurbaşkanı seçimi kampanyasında söylenen sözlerin tümünü ciddiye almak gerekir mi? Mesela CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Çatı Adayı"ndan mutlu olmayanlara, kürsüyü yumruklayarak yaptığı şu uyarıyı hatırlıyorsunuzdur:
"- Masalarda oturup 'Ben oy kullanmayacağım' diye ahkâm kesmek demokrasiye uymaz. Bir gün gelir sizin tatil yapmanız da engellenir. Bu ülkede yaşıyorsanız çocuklarınıza karşı sorumluluğunuz var. Adam gibi tıpış tıpış sandığa gideceksiniz, demokrasinin gereğini yapacaksınız."
Sosyal demokrat olduğu iddia edilen bir siyasi partinin seçmen tabanına partinin liderinin "Adam gibi olun" ve "Tıpış tıpış sandığa gideceksiniz" üslubunda fırça atabilmesini, ne kadar ciddiye alırsınız?

Fırça yemek alışkanlığı mı?
Belki yaşları küçük olan CHP seçmenleri büyükleri tarafından "Artık adam ol" şeklinde uyarılar almaya alışkındırlar... Ama yaşını başını almış, CHP'de İsmet İnönü'yü, Bülent Ecevit'i görmüş olanlar bu tür fırçaları nasıl hazmedebilirler ki?
Belki de bu tür fırçalarla cilalanmak, bazı yaşlılara kendilerini genç hissettirir.
Yaşlandığını ve ölümün yaklaştığını kabul edemeyen böyle bir kişi, kısa pantolon giyip çocuk parkındaki kum havuzunda bebeklerle birlikte oynamaya başlamış... O sırada bir şimşek çakmış ve parlak ışığın arasından Azrail'in yeryüzüne inmeye başladığı görülmüş... Azrail o çocuk parkının kum havuzuna yönelmiş... Sonra kısa pantolonu ile kumları eşeleyen yaşlı adamın yanına gelip, ona elini uzatmış... "Tut elimi, attaya gidiyoruz" demiş...

Duyduklarınıza gülün...
Acaba bu fıkradaki adam Azrail'in peşinden tıpış tıpış gitmiş midir? Aslında Kılıçdaroğlu'nun fırçasını yiyenler arasındaki yaşlılar Woody Allen'in şu sözlerini hep hatırlamalıdırlar:
- 100 yıl yaşamak istemenize neden olan her şeyden vazgeçtiğiniz takdirde 100 yıl yaşayabilirsiniz.
Kısacası Cumhurbaşkanı seçiminin kampanya döneminde her söyleneni ciddiye almak yerine bunlardan bazılarını gülerek dinlemek, daha sağlıklı bir davranıştır.
Mesela "Başbakan Erdoğan'ın üslubu siyasi kamplaşmayı körüklüyor, bölücülüğü teşvik ediyor" içerikli söylemleri duymuyor muyuz?

Bunları kim birleştirdi?
Başbakan'ı "Bölücü" olarak niteleyenlerle aynı safta olsanız bile Kılıçdaroğlu ile Bahçeli'nin, Sosyalist Enternasyonal ile İslam Teşkilatı'nın kaynaşmalarının itici gücü olan Tayyip Erdoğan'ı nasıl "Bölücü" olarak suçlayabilirsiniz?
Kampanya dönemindeki içi boş konuşmalara takılanlara üç cümle ile aklın yolunu hatırlatayım:
- Olayları yönlendiremediğiniz zaman kendinizi yönlendirmeyi deneyin.
- Başkasının bilgisi ile biz de bilgili olabiliriz, ama başkasının aklı ile biz de akıllı olamayız.
- İnsanlar hafızalarının zayıflığından sık sık şikâyet eder ama kimse aklının kıtlığından şikâyet etmez.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA