Acaba Amerikan siyasetine ve düşünce hayatına yön veren kişileri Türkiye'ye davet etsek ve onlara "Siyaset öyle yapılmaz böyle yapılır" diyerek bazı kolay yolları göstersek, bu müttefikimizin istikrarına katkıda bulunmuş olmaz mıyız?
Maliki'nin askerlerinin hiç çarpışmadan Musul'u bir avuç eylemciye teslim etmesinden bu yana, Amerikalılar "Irak'taki fiyaskonun sorumlusu kimdir" içerikli bir arayışa girdiler.
Neo-Con'ların görüşlerini yansıtan The Wall Street Journal'e bir makale gönderen eski Başkan Bush'un yardımcısı ve Irak'a askeri müdahalenin mimarlarından olan Cheney, "Fiyaskonun sorumlusu, Irak'tan ABD askerlerini çeken Başkan Obama'dır" diyerek konuya girdi... Cheney daha da ileri giderek "Obama sade Irak fiyaskosunun değil Suriye krizinin de sorumlusudur" benzeri düşünceler seslendirdi.
Sorumlu kimdir?
Buna karşı Amerikan liberallerinin görüşlerini yansıtan The New York Times da, "Irak fiyaskosunun sorumluları Irak'a askeri müdahale kararını veren Bush yönetimi ve Neo-Conlar'dır" çizgisindeki yorumlara ağırlık vermeye başladı. Örneğin dün Roger Cohen Irak'a askeri müdahalenin bedelinin 4 trilyon dolar ve 4000 ABD askerinin ölümü olduğunu hatırlatıyordu... Bu bedel her Amerikan evine 35 bin dolar kayıp olarak yansımış...
Şimdi de "Irak'a yeniden asker gönderip bu ülkenin bütünlüğünü İŞID tehdidinden kurtarmak için, acaba önce Sünnileri aşağılayan Başbakan Maliki'yi mi devirelim" içerikli bir tartışma sürmekte...
ABD'de siyasetçilerin ve düşünce üreten odakların bu tür tartışmalarla zamanı geçirmelerini, biz Türkler hayret ve ibretle seyretmekteyiz.
Erdoğan ve Davutoğlu
Çünkü bize göre Suriye'de de, Irak'ta da, Mısır'da da ve başka coğrafyalarda da ne oluyorsa, bunların hepsinin birinci sorumlusunu Başbakan Tayyip Erdoğan ve ikinci sorumlusunu da Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu olarak ilan etmek, zaman kaybını da, gerçekleri aramak gibi zor bir uğraşı da devre dışı bırakır.
Bu bakımdan yazının başında önerdiğimiz gibi ABD siyasetine ve düşünce hayatına yön veren kişileri Türkiye'ye davet etsek ve onlara "Siyaset öyle yapılmaz böyle yapılır" diyerek bazı kolay yolları göstersek, bu müttefikimizin istikrarına katkıda bulunmuş olmaz mıyız? Eğer bu proje gerçekleşirse, Obama yanlıları da, ona karşı olan Neo-Con'lar ve "Çay Partisi"nin muhafazakâr üyeleri de birbirlerini suçlamayı bırakırlar ve "Her şeyin sorumlusu Türkiye'nin Başbakanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu'dur" diyerek aralarındaki didişmeyi sona erdirirler.
Amerika'ya bir çatı adayı...
Bu gelişmenin olumlu sonuçlarını gördükten sonra da ABD-Rus gerginliğinin, Ukrayna krizinin ve hatta Uzakdoğu'daki olumsuz gelişmelerin de sorumluluğunu, Erdoğan ile Davutoğlu'na yükleyebilirler.
Bakarsınız önümüzdeki ABD Başkanlık seçimlerinde de Demokratlar ve Cumhuriyetçiler bir Çatı Aday göstererek aralarındaki rekabeti rafa kaldırırlar. Bakarsınız bunun için de ABD Anayasası'ndaki "Başkan Amerika'da doğmuş olmalıdır" hükmünü değiştirler... Çatı'nın Başkan Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Başkan Yardımcısı da Devlet Bahçeli olur... Seçimden sonra CIA'nın başına Fethullah Gülen, Dışişleri'ne de Ekmeleddin İhsanoğlu gelir...
Böylece bizler de onlar da rahatlarız...