A Haber'e getirilen yayın cezaları gündemdeyken, başka konuları ele almak ne kadar mümkündür bilemiyorum... Bu yasakların kavram kargaşalarının bir yansıması olduğu kesin. Sosyal medyanın özgürlüğü üzerinde sayısız çeşitleme yapanların, görsel medyanın özgürlüğü üzerinde de durmalarını ümit etmekten başka yapacak bir şey yok.
Bu arada "Kültür" üzerindeki bir kavram kargaşasını da gözden kaçırmamalıyız... Hani "Beni bir kişi anladı, o da yanlış anladı" diye bir deyiş vardır ya... CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin'in CNN Türk'teki "Karşı Gündem" programında "CHP kültürü" üzerinde söylediklerini dinlerken, "CHP kültürünü bir tek Gürsel Tekin anladı, o da yanlış anladı" dedim kendi kendime...
Gürsel Tekin Mustafa Sarıgül'ün CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olmasını yorumlarken şöyle konuştu:
- Mustafa Bey doğru muydu yanlış mıydı sorusu şu an önemli değil. Halen iddialıyım. Çok ciddi çalışma yaptım. İstanbul'un 39 ilçesinin tomografisini çeken bir siyasetçiyim. En az yüzde 4-5 oy fark atardım ben aday olsaydım...
CHP kültürü
Kendisinin seçim kampanyasında Sarıgül'e yeterli desteği vermediği iddialarına "Cahil cuhul gazeteciler Gürsel Tekin yoktu diye yazıyor" tepkisini seslendirdikten sonra da, şunları söyledi:
- Ben CHP kültüründe yetiştim. İsmet Paşa, CHP Genel Başkanlığı'nı kaybetti, gitti Bülent Ecevit'in önünde önünü ilikledi. Ben bu kültürden geliyorum...
Yer bulamadığı için kız arkadaşı ile yol kenarında park etmiş bir kamyonun altına girerek haşır neşir olan delikanlının hikâyesini bilir misiniz?
Bu delikanlı bir polis düdüğünün sesi ile kendine gelip, başını kaldırmış... Başucunda dikilen polis, delikanlıya "Ne yapıyorsun yol üzerinde yatarak" diye sormuş. Delikanlı "Kamyonu tamir ediyorum" diye cevap verince polis sinirlenmiş ve "Şu anda üç yalan söyledin" diye bağırmış. Sonra da üç yalanı sıralamış:
- Birincisi kamyon tamir edilirken sırt üstü yatılır, sen yüzüstü yatıyorsun. İkincisi kamyon tamir edilirken ceket çıkartılır, sen pantolon çıkartmışsın. Üçüncüsü de kamyon bir saat önce gitti...
Önünü mü ilikledi?
"CHP kültürü" meselesine ve "Genel Başkan seçilen Bülent Ecevit'in önünde İsmet İnönü'nün önünü iliklemesi"ne gelince...
İsmet İnönü'nün Vikipedi'deki biyografisinden bir bölümü aktararak bu konuyu hatırlayalım:
"...İnönü, Mayıs 1972'de toplanan 5'inci Olağanüstü Kurultay'da, politikasının partisince onaylanmaması durumunda istifa edeceğini açıkladı. Kurultayda Parti Meclisi Ecevit'in yanında yer alınca da, 8 Mayıs 1972'de 34 yıldır görev yaptığı CHP Genel Başkanlığı'ndan istifa etti... İnönü 4 Kasım 1972'de CHP üyeliğinden, 14 Kasım 1972'de de milletvekilliğinden istifa etti."
Sarıgül genel başkan olursa...
Hatırlar mısınız bilmiyorum ama Bülent Ecevit de siyasal yaşamının son döneminde CHP'li değil DSP'liydi... Kimse onun kendisinden sonraki CHP genel başkanlarının önlerinde önünü iliklediğini görmemiştir.
CHP kültürü üzerinde araştırma yapanlar, bu partinin sadece "Ana Muhalefet Partisi" olmadığını, aynı zamanda "Anaç Parti" olduğunu bilirler... Demokrat Parti bile CHP'den doğmuştur. Bunun gibi Kemal Satır'ın "Cumhuriyetçi Parti"si de, Turhan Feyzioğlu'nun "Cumhuriyetçi Güven Partisi" de CHP'nin yavrularıdır...
Neyse... Mustafa Sarıgül CHP'ye Genel Başkan olursa, Gürsel Tekin onun önünde önünü ilikleyecek mi, göreceğiz?