Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Ne olduğu bilinmez, ettiğinden bellidir

Komutanı tarafından kendisine yöneltilen "Elektrik nedir" sorusuna "Ne olduğu bilinmez, ettiğinden bellidir" cevabını veren eri hatırladım yine... Eğer bu komutan bu ere "Kendilerine 'Hizmet Cemaati' diyen 'Gülen Örgütü aslında nedir" diye sorsaydı, herhalde elektriği tanımlayan aynı cevabı alırdı.
Bu soruya ABD yetkilileri sürekli cevap aramışlar. Wikileaks belgelerinde, bu arayışlara ait sayısız bilgi var.
Örneğin Taraf gazetesinde 2011'in mart ayında yayınlanan, Ankara'da ABD Büyükelçisi olan Wilson'ın imzasını taşıyan 2003 tarihli, bir belgede "Devlet baskısı altında gizemli hale geldiler, hedeflerini okumak zor" deniliyor.
Amerikan Büyükelçilik yetkililerinin imzalarını taşıyan bu belgelerde, "Türk Polis Teşkilatı'nın Gülencilerin kontrolünde olduğu iddiasına karşı çıkana rastlamadık" ifadesi dikkat çekmekte.

Paralel polis

Gülencilerle polis arasındaki ilişki, biri 2005, diğeri 2009 tarihli iki belgede detaylı olarak yer alıyor. 2005 tarihli bir belgede, Türk polisinden 3 üst düzey yetkilinin, İstanbul'daki Amerikan Konsolosluğu'nun FBI temsilcisiyle, Gülen'in ABD'deki ikameti konusunu görüştüğü belirtiliyor. Belgeye göre, o dönemde Amerikan yargısından oturma izni almakta zorlanan Gülen için polis yetkilileri FBI'dan "Bir tür 'Temiz' kâğıdı" istiyorlar.
2009 tarihli ikinci belgede Büyükelçi James Jeffrey'in imzası var... Jeffrey, Ergenekon soruşturmasında cemaatin rolü iddialarına değiniyor. "Polisin Gülen'in kontrolünde olduğu iddiasına karşı çıkan kimseye rastlamadık" ifadesi bu belgede yer buluyor.

"Erdoğan bir yük"
Bir başka belgede Büyükelçi Jeffrey, " Başbakan Erdoğan o kadar kararlı biçimde Gülen cephesinin dışında duruyor ki, cemaat tarafından yük olarak görülüyor" diye gözlemlerini yazmış.
Bir başka Wikileaks belgesinde, ABD'nin uzun yıllardır Gülen cemaati mensuplarının aldıkları ABD vizeleri konusunda kuşkular taşıdığını ortaya koyuyor. 23 Mayıs 2006'da ABD'nin İstanbul Başkonsolosu Deborah Jones'un imzasını taşıyan belgede, sık sık ABD'ye gitmek üzere vize başvurusunda bulunan cemaat üyelerinin ortak özelliğinin "Seyahat amaçları ve finans kaynakları" konusunda kaçamak yanıtlar vermeleri olduğu vurgulanıyor. 2004 tarihli bir FBI raporunda da "Gülenciler'in okullarında öğrencilerinin nasıl beynini yıkadığı yönünde de çok sayıda duyum aldık" deniliyor.

Baykal'ı değiştirmek
Şimdi "Deniz Baykal'a kim kaset komplosu kurdu" diye hâlâ tartışıyoruz ya... Ankara'dan Büyükelçi Wilson tarafından merkeze gönderilen 12 958 numaralı ve 18/04/2008 tarihli telgrafta şu ifadeler var:
"Baykal'ın yıpranmış liderliği ülkede ipleri derin devletin elinde tuttuğu argümanını zayıflatmaktadır. Baykal'ı defetmek ve yerine daha prezantabl bir muhalefet lideri yerleştirmek, Erdoğan'ın Adalet ve Kalkınma Partisi'ne karşı askerlerden ve yargıdan daha etkili silah olacaktır."
Ne dersiniz bütün bunlara? Acaba "Baykal Kaseti" ile Cemaat Holding CEO'su FBI'dan "Temiz kâğıdı" almış mıdır? Bu belgeleri okuyup unutmuş olabiliriz ama Google denilen kozmik hafızada bunları hepsi sonsuza kadar duracak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA