Acaba Suriye'de Beşar Esad'ı veya Mısır'da Sisi'yi ziyaret eden CHP'lilere "Bu kişilere saygısız davranın" benzeri bir uyarı yapılmış mıydı partilerinin genel sekreteri tarafından?
Dünkü ajans haberlerinden böyle bir uyarının Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Tayyip Erdoğan için yapıldığını öğrendik.
Buna göre CHP Genel Sekreteri Bihlun Tamaylıgil imzasıyla CHP örgütlerine gönderilen genelgede şu ifadeler varmış: "Ortaya çıkan yolsuzluk, rüşvet belge ve bilgileri nedeniyle, Başbakanlık koltuğunda oturmaması gereken, yürütmenin başı Recep Tayyip Erdoğan'a CHP olarak "Sayın ve Başbakan' olarak hitap edilmeyecek, ayrıca, Erdoğan'a TBMM'de Başbakan hitabı ile soru önergesi verilmeyecektir."
Aslında eksik bir metin değil mi bu?
CHP kadrolarına siyasal görgüsüzlük konusunda yol gösteren bu genelgeye şu uyarıları da ekleyebilirdi bu Bihlun Hanım:
Ek uyarılar da bizden
- Yürütmenin başı Tayyip Erdoğan tarafından gerçekleştirilen hizmetler yok sayılacaktır.
Bu dönemde yapılan otoyollar kullanılmayacak, Marmaray ve metro gibi araçlara binilmeyecek, yaygın sağlık hizmetlerinden yararlanılmayacaktır.
Uçakla yolculuğun geniş kitleler tarafından benimsenmesini protesto maksadıyla THY boykot edilecek, gecekondulaşmaya son veren TOKİ inşaatlarından kat alınmayacaktır.
- Kürt gerçeğini kalıcı bir çözüme bağlamayı amaçlayan "Barış Açılımı" yanında "Demokratikleşme Paketleri" de, dış güçlerin oyunu olarak sunulacaktır.
Örgütlerimiz "Kemalizm"le "Gülenizm"in ortak yanları konusunda bilinçlendirilecektir.
Bu arada demokrasinin en büyük tehdidinin "Halk"tan kaynaklandığı anlatılacak, en büyük siyasi ayıbın da "Seçmenden oy alabilmek" olduğu tüm örgüte benimsetilecektir.
- Video kasetlerinin ve ses kayıtlarının gerçek olup olmadıklarına ya da yasa dışı kaydedilmelerine bakılmadan bunların tümü CHP örgütü tarafından "Bilgi ve belge" olarak kabul edilecektir.
Ancak bu arada Fethullah Gülen'le imamları arasındaki telefon konuşmalarının kayıtları görmezden gelinecektir.
CHP'nin bir kasetle Deniz Baykal'ın siyasi hayatına nasıl son verdiği sürekli hatırlatılacak ve gerekirse aynı yöntemle Kemal Kılıçdaroğlu'nun veya Mustafa Sarıgül'ün de bitirilebilecekleri vurgulanacaktır.
Başbakan'a "Başbakan demeyin" diye genelge yazan Bihlun Tamaylıgil 1966 doğumluymuş... Herhalde ilk siyasal bilinçlenmesi 13 yaşındayken, Demirel ile Ecevit'in birbirleri hakkında söylediklerini dinleyerek oluştu.
Hatırlayın... 1979 Ekim seçimleri öncesinde Demirel dönemin Başbakanı Ecevit ve CHP için mesela şunları söylemişti:
Dilin kemiği yok ki...
- Yolsuzluklar ayyuka çıkmış, milletin geleceğine olan güveni sarsılmıştır...
Hem gidecekler, hem de kırıp döktüklerinin hesabını verecekler.
Millet bunların kötülüklerini unutmayacak...
Hükümetin başı bölücülük yaptı. Türk devletini ülkeye sadakatle bağlı Doğu'daki vatandaşlara jurnal etti...
Ecevit de Demirel ve muhalefeti için şöyle konuşmaktaydı:
- Bazı siyasi kesimler ve iş çevreleri hükümet bunalımı çıkarmak, hükümet bunalımını rejim bunalımına çevirmek tertip ve çabası içindedirler...
Bunlar CHP'yi hükümetten indirebilmek uğruna demokrasiyi yıkmayı bile göze almaktadırlar.
Vurguncu yazıhanelerinde, otel lobilerinde hazırlanan tezgâhları, Türk halkı tarlalarda, fabrikalarda, seçim sandığında bozacaktır ...
Ama bir başka durum daha var... İki darbe sonrasında (12 Eylül ve 28 Şubat) Demirel Cumhurbaşkanıyken, 1999'da Ecevit'e Başbakanlık görevi vermişti. Bu Bihlun Hanım o zaman da 33 yaşında olmasına rağmen, demek ki siyasetin bu yanını algılayamamış.