Gerçekleşmeleri bir koşula ya da bir vadeye bağlı olmayan beklentiler, insanları da toplumları da yorar.
Artık çağ dönümleri için binlerce ya da yüzlerce yıl beklenmeyen ve "Zaman"ın akıl yorucu ölçülerde hızlandığı günümüzde, süresi bilinmeyen beklentiler, fazla anlam taşımıyorlar.
Avrupa Birliği'nin enerji politikalarından sorumlu Komiseri ve Almanya'nın Baden-Württemberg Eyaleti eski Başbakanı Günther Oettinger'in Türkiye'nin AB üyeliği için söyledikleri de bu çerçevede ele alınabilir.
Konrad-Adenauer Vakfı'nın Brüksel'de düzenlediği bir etkinliğe konuşmacı olarak katılan Oettinger, "İddiaya girerim ki, önümüzdeki 10-20 yıl içinde bir bay ya da bayan Alman başbakanı yanına Fransız mevkidaşını da alıp dizlerinin üstünde sürünerek Ankara'ya gidecek ve Türklere 'Bize katılın' teklifinde bulunacak" demiş.
10 yıl ne demek?
Düşünün ki Türkiye'nin AB kapısında yarım yüzyıldır bekletilmesini eleştiren bu Alman siyasetçi bile "10-20 yıl" gibi bir vade veriyor hataların düzeltilmesi için...
Bu günün dünyasında 10 yıl ne demek biliyorsunuzdur.
Örneğin AK Parti iktidara 11 yıl önce gelmişti...
Abdullah Öcalan, 14 yıl önce Türkiye'ye getirilmişti.
28 Şubat post-modern darbesi, bundan 16 yıl önce yapılmıştı.
Bunlar dün olmuş kadar yakın değiller mi? Belki fıkrayı duymuşsunuzdur.
Bir bilim adamı evrenin boyutları üzerinde konferans veriyormuş...
Milyar mı milyon mu?
- Bundan 10 milyar yıl sonra güneş genişleyip patlayacak ve bizim dünyamızın da içinde bulunduğu evren yokluğa karışacak, demiş.
Dinleyiciler arasında bulunan ve konuşmayı uyuklayarak dinleyen bir kişi telaşla ayağa fırlamış, konuşmacıya bağırarak sormuş,
- Kaç yıl sonra dünya yok olacak dediniz?
Konuşmacı "10 milyar yıl dedim" diye cevaplamış adamın sorusunu...
Soruyu soran bu cevabı duyunca rahatlamış,
- Özür dilerim, ben bunu 10 milyon yıl olarak duydum, o yüzden telaşlandım, demiş.
Komiser Oettinger 10 ya da 20 yıl sonra Alman ve Fransız Başbakanların "Bize katılın" diye dizleri üstünde sürünerek yalvarmak üzere Ankara'ya hangi ayın hangi gününde geleceklerini de söyleseydi keşke.
Saat kaçta gelsin?
Hani adam bir devlet dairesindeki işini yapmak için her gün aynı memurun önüne gider ve her seferinde "Bugün git, yarın gel" diye savuşturulurmuş ya...
Bu memur her gün aynı adamı görmekten bıkmış ve adama "Bugün git, gelecek yıl gel" demiş.
Adam boynunu bükmüş,
- Gelecek yıl saat kaçta geleyim, diye sormuş.
Kısacası bu AB'liler hem işi uzattılar, hem de tadını kaçırdılar.
Hiç olmazsa biz girmeden şu İngiltere çıksa da biraz eğlensek.