Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Çağdaş uygarlığa hangi tarihte ulaşacağız?

Çömlekçi ustası çırağına sanatının "Püf Noktası"nı öğretmeden piyasaya saldığı için, delikanlının yaptığı çömlekler bir üfürükte dağılırlarmış ya...
"Forum İstanbul-2012"deki panelin konuşmacılarından biri olan Ethem Sancak da, bizim çağdaşlaşma sürecimizin neden gecikmeli gerçekleştiğinin püf noktasını biz dinleyicilere hatırlattı.
Mesele şu...
Cumhuriyet'in "Çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmak" şeklinde belirlenen hedefini hepimiz ve bütün kuşaklar yürekten benimsedik.
Ama bu hedefi 1930'larda da, 1950'lerde, 2000'li yıllarda da tekrarlayıp durduk.
Çünkü bunun vadesi de, takvimi de yoktu.

Vadesiz senet gibi
Vadesiz senet nasıl hiç ödenmeyecek bir borcun belgesi olabilirse, süresi belirlenmeyen bir hedefe ulaşma çabasının da pek fazla anlamı olmaz.
Böylece neredeyse her 10 yılı bir çağ dönümü niteliği taşıyan modern zamanlarda, "Çağdaş uygarlığa ulaşacağız" diye zamanda patinaj yapıp durduk.
1930'ların kambiyo rejimini Turgut Özal gelene kadar koruduk.

Hangi Batı
Önce dünya savaşı yorgunu Avrupa'nın ve Japonya'nın, sonra da Uzakdoğu Kaplanları'nın dünya rekabetine açılmalarını, ithal ikameci ve devletçi bir ekonomi içinde uzaktan izledik.
Bir başka ulusal ve resmi hedefimiz de "Batılılaşmak" değil miydi?
Ama "Hangi Batı" diye sorgulamadan 1930'larda Nazi Almanyası'nın ve Faşist İtalya'nın "Batılılık"ını benimsedik.
"Her türlü yabancı ideoloji"yi yasaklayarak, sözde yerli totaliter ideolojiyi devlet olarak resmileştirdik.
Bugün Fransa'da, Hollanda'da ayıplayarak kınadığımız "İslamofobi" ve artık insanlık suçu olarak kabul edilen hâkim ırkın üstün kabul edildiği türdeki milliyetçilik de, resmi ideolojinin temel öğesi oldu.
Askeri darbeler de bu vadesi olmayan ve "Çağdaşlık"la ilgileri olmayan bu hedefleri kaybetmememiz için yapılmadı mı?
Nihayet şimdi Cumhuriyet'imizin çırak kuşakları olan bu dönemin yurttaşları, bu püf noktalarının farkına varmaya başladılar.

Yeni bir dönem
"Çağdaş uygarlık" denilince akla "Bilişim Çağı" geliyor artık.
Çağdaş uygarlığa ulaşmak için de somut bir tarih var önümüzde.
Cumhuriyet'in 100'üncü yılı olan 2023'te dünyanın en güçlü ekonomileri arasında ilk 10'a gireceğiz. Bunu da her alandaki rakamlarla ölçeceğiz.
"Batılılaşmak" demek de, özgürlüklerin kutsandığı, hukukun üstün olduğu, çoğulcu ve sivil demokrasinin ve her alanda haklı rekabetin egemen bulunduğu, bireyin devlet karşısında karınca konumunda bulunmadığı bir düzen demek artık...
Kısacası artık siyasetçilerden vadesiz senet kabul etmememiz gerekiyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA