Türkiye'de ve dünyada 21'inci yüzyılda olup bitenleri izlerken, zaman zaman
17'nci yüzyılın Bektaşi ozanı Kul Nesimi'nin dizelerinde anlattığı gibi hissederim kendimi.
Ali Ekber Çiçek (1939-2006) "Haydar Haydar"ı türküleştirdiğinden beri, kim bilir kaç kez ve kaç farklı yorumcudan dinledik bu dizeleri...
Ne demiş Nesimi?
"Gâh çıkarım gökyüzüne/ Hükmederim kaftan kafa/ Gâh inerim yeryüzüne/ Yâr severim kime ne"
Türkiye'ye ve dünyaya gökyüzünden baktığınız zaman, sınırları, rejim ve anlayış farklılıklarını görmezsiniz.
Demokrasinin ve hukuk devletinin örneği olarak gösterilen, bireylerin hak ve özgürlüklerinin kutsandığı ABD'de de, bu düzene sahip olmayı kendisine hedef almış Türkiye'de de, devletin istihbarat örgütlerinin toplumda adı ön plana çıkmış herkesi izlediğini görürsünüz...
Her yerde rapor var
Bizde Ahmet ve Mehmet Altan'ların, Mehmet Baransu'nun, Yasemin Çongar'ın, Amberin Zaman'ın ve Markar Esayan'ın bizim MİT tarafından izlendiklerini öğrendiğimiz gün, Amerika'nın FBI'ının da Steve Jobs'u, Norman Mailer'i, John Lennon'u, Marilyn Monroe'yi, Frank Sinatra'yı izleyip raporladığı haberleri dünya basınında yer almaktaydı.
Yeryüzüne indiğiniz zaman ise bizdeki izleme mekanizmasının farklılıklarını görürsünüz.
Birincisi, Türkiye'de askerlik yapmak zorundaki "Her erkek" hakkında bir MİT raporu vardır.
Askerlik yapmak için başvurduğunuzda adınız MİT'e bildirilir ve oradan size ait dosya "Şube"nize gönderilir. Bu şekilde bazı erkekler "Sakıncalı Piyade" olarak vatan görevine başlarlar.
Kadınlar da izlenir
Tabii ki kadınlar da izlenir ve dosyalanır.
TRT'de Haber Dairesi'ni yönetirken, işe alınmak için başvuran kadınlar ve erkekler hakkında önüme getirilen MİT raporlarını hatırlıyorum.
Bunların akrabaları ve arkadaşları bile incelenmişti. Bazıları için de mikrofon ve ekran yasağı öngörülmüştü.
Amerika'da kimin hakkında FBI'ın ne tür bir rapor yazdığını öğrenmeniz mümkün.
Ancak bunun için hakkında rapor yazılmış kişinin ölmüş olması koşulu var... Steve Jobs'un raporu bu şekilde basına yansıdı.
Ama kendiniz başvurursanız, "Enformasyon Özgürlüğü Kanunu" (Freedom of Information Act) uyarınca kendiniz hakkındaki raporu da FBI'dan alabiliyorsunuz.
Garip kod adları
Bizde ise bu tür şeyler ancak sızdırılırlarsa mümkün oluyor.
MİT tarafından izlenen meslektaşlarımız için kullanılan "Kod adları" da herhalde bu şekilde öğrenildi.
İşin bu yanına bakınca izlemenin "İzleyiciler" tarafından bir nevi eğlenceli uğraş olarak görüldüğünü anlıyorsunuz.
Baksanıza meslektaşlarımız için uygun görülen kod adlarına:
Ahmet Altan: Çaşıt/ Yasemin Çongar: Elizabeth/ Mehmet Altan: Pastör/ Amberin Zaman: Demi...
Acaba bu izleyicilerden biri Amberin Zaman'ı izlerken Demi Moore'un peşindeymiş gibi mi hissediyordu kendisini?
Bu konuyu Kul Nesimi'nin dizeleri ile başladığımız gibi noktalayalım da...
"Nesimi'ye dediler ki/ Derdine bir derman ara/ Bize derman Hakk'tan ola/ Çare bilmem ne edeyim"