Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Newton'un "elma"sı ile Steve Jobs'un "elma"sı aynı mı?

Aynı olaya farklı kişiler değişik açılardan bakarlar.
Çok somut örneği, başlarına elma düşen Nasrettin Hoca'dan ve İsaac Newton'dan verebiliriz.
Nasrettin Hoca bir bostandaki karpuzlara (veya balkabaklarına), bir de altında oturduğu ağacın dallarındaki elmalara bakmış.
Kendi kendine "Bu koca karpuzların ağaçta, minik elmaların da yerde yetişmeleri daha doğru olmaz mıydı" diye düşünmüş.
O sırada ağaçtan bir elma başına düşmüş.
Başına bir karpuz düşseydi olacakları düşünen Hoca başını yukarı kaldırıp, ellerini açmış,
-Allahım sen ne yaptığını bilirsin. İşine karışmak gibi bir haddini bilmezlik yaptığım için beni affet, demiş.
Büyük fizikçi İsaac Newton'un (1642-1727) ağaç dalından düşen elmaya bakış açısı ise çok farklıdır.
Anlatıldığına göre Newton'un başına da altında oturduğu ağaçtan bir elma düşmüş.
Newton ağacın dalında duran elmanın hareketinin sıfır düzeyinde olduğunu, ama bu elmanın düşerken hızının arttığını düşünmüş ve böylece "Yerçekimi Kanunları"nın özüne ulaşmış.
"Ağaç daha yüksek olsaydı yerçekiminin gücü elmayı daha da hızlandırırdı" diyerek, teorisini daha da geliştirmiş.
Gerçi önce de Galileo Galileide (1564-1642) eğik Pisa Kulesi'nin tepesinden attığı taşın düşerken hız kazanmasına bakıp yerçekiminin çekim kuvvetinin varlığını gözlemlemişti.

Öğrenmek gereksiz mi?
Sonuçta bugünün insanlığı Galilei, Keppler, Newton gibi farklı gözlem yeteneğine sahip bilim adamları sayesinde, uzayda neler olduğunu, Ay'ın neden Dünya'ya çarpmadığını falan anlayabildi.
Lise yıllarında bu isimlerin ve yaptıklarının ne anlama geldiğini öğrenmek ve bunlardan sınava girmek zorunda kaldığımızda "Sanki bunların hayatta bize ne faydası olacak" diye kızardık.
Dünya'yı, tarihi, doğayı anlamanın hayatta ne faydası olabilirdi ki?
Daha sonra üniversitede iktisat derslerini çalışırken de aynı tür düşüncelerle yaklaşmaz mıydık öğrenmek zorunda kaldığımız konulara?
Mesela Adam Smith ve Ricardo gibi klasik iktisadın kuramcılarının teorileri can sıkıcı değil miydi?

İktisat ve zenginlik
Sanki Rockefeller, Ricardo'nun "Mukayeseli Üstünlük" (Comperative Advantage) teorisini uygulayarak mı Dünya'nın en zengin adamı olmuştu?
Aslında olaylara Nasrettin Hoca gibi bakmak daha rahatlatıcıdır.
Örneğin şu anda hepimizin masasında ya da cebinde bilişim teknolojisinin ürünleri var. Bu ürünlerin üzerindeki "Made in China" veya "Made in South Korea" gibi yazılara pek bakmıyoruz.
Bir yandan da "Türk malı" bir otomobili ne zaman yapabileceğiz diye tartışıyoruz aramızda.
Oysa Dünya Ticaret Örgütü'nün (WHO) Başkanı Pascal Lamy'ye göre "Yerli malı" kavramının yerine "Dünya Malı" (Made in the World) kullanmanın zamanı gelmiştir.

İki farklı elma
Gerçekten de ulusları ve sınırları aşan bir üretim zinciri yüzünden bir ürüne "Çin malı" veya "Amerikan malı" demek pek mümkün değildir.
Ne dersiniz?
Elinizdeki "iPhone" Çin'deki bir fabrikada monte edildiği için gerçekten Çin malı mı?
Acaba İngiltere ile Portekiz arasındaki tekstil ve şarap ticareti üzerine kuramlarını oluşturan Ricardo bu duruma ne derdi?
Ya da Nasrettin Hoca Newton'un elması ile Steve Jobs'un elması (Apple) arasındaki farkı acaba nasıl alaya alırdı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA