Başbakan Erdoğan'ın annesinin vefatı ertesinde CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun yaptığı baş sağlığı ziyareti, bazı meslektaşlarıma Türk siyasetinin doğasını unutturdu.
İki örnek vereyim.
Mesela Fehmi Koru Star'daki "Taziye dönemini uzun tutalım" başlıklı yazısında özetle şu düşüncelerini seslendirdi:
"- Ana muhalefet partisi liderinin annesini kaybeden başbakanı evinde ziyaret edip 20 dakika süren taziye ziyareti günün en çok okunan haberi oluyorsa, sebebi, halkın ülke sorunlarının altından onların birlikte kalkmaları arzusudur.
- Menderes ile İnönü arasında, Ecevit ile Demirel arasında, Özal ile Çiller arasında, Çiller ile Yılmaz arasında gidip gelen kırıcı sözler ve yıkıcı muhalefet yerine birbirini tamamlama gayretiyle oluşmuş farklı bir dil söz konusu olsaydı, ülkemizin son 60 yıllık siyasi tarihi nasıl yazılırdı acaba? Türkiye nasıl bir ülke olurdu?"
Yüzdeki gülücükler
Mehmet Ali Birand da Posta'da aynı ziyareti "Kılıçdaroğlu'nun uygar ve insancıl yaklaşımı" başlığı altında şöyle değerlendirmişti:
"- Kılıçdaroğlu bu tutumuyla ne kadar uygar bir kişi olduğunu gösterdi. Siyasi mücadele veya kavgayı bir yana bırakabilen, kin gütmeyen, sürekli eleştirdiği rakibini en acılı anında ziyaret etmesini bilen bir lider olduğunu tekrar kanıtladı.
- Erdoğan da bu ziyaretten ne kadar memnun olduğunu gösterdi. Yüzündeki gülücüklerden, kapıda karşılayıp çıkarken elinde şemsiyesiyle arabasına götürmesine kadar tutumunu ortaya koydu. İki liderin bu yaklaşımı kamuoyunu çok etkiledi. Siyasi mücadelenin bir sınırı olduğunu ve uygar ilişkilerin her şeyin önüne geçtiğini gördük."
Bu iki sevgili meslektaşım, yaşları küçük olduğu için 1959'da olup bitenleri hatırlamıyorlar sanırım.
Yıl 1959
Kıbrıs antlaşmalarını imzalamak için 17 Şubat 1959 günü Londra'ya uçan Başbakan Adnan Menderes'in bindiği THY'nın Viscount tipi uçağı, Gatwick havaalanına 3 kilometre kala düşmüştü.
Menderes'in yaralı olarak kurtulduğu bu kazada Devlet Bakanı Server Somuncuoğlu'nun, Özel Kalem Müdürü Muzaffer Ersü'nün ve Eskişehir Milletvekili Kemal Zeytinoğlu'nun da aralarında olduğu 14 kişi hayatını kaybetmişti.
Londra'da hastanede tedavi olduktan sonra Türkiye'ye dönen Menderes'i Ankara'da İsmet İnönü de karşıladı ve bu karşılama siyasetin artık gergin ortamdan çıkacağının işareti olarak yorumlandı basında.
Hep aynı şarkı
Kısa süre sonra her şey eski haline döndü... Bu kavgalı ve uzlaşmasız dönem 27 Mayıs askeri darbesi ile sonuçlandı.
Süleyman Demirel'in, kendisini deviren Kenan Evren'in eşi vefat ettiğinde cenaze törenine katıldığını hatırlamıyor musunuz?
Söylemek istediğimiz şu.
Türk siyasetindeki baş sağlığı dilemeler, geçmiş olsun dilekleri falan, film izlerken verilen "5 dakika ara" gibidir.
Nitekim dün Kılıçdaroğlu, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ı Deniz Feneri Davası'nın köstebeği olarak suçlayarak, filmi yeniden başlattı.
Koru'nun ve Birand'ın iyimserlikleri gerçekleri yansıtıyorsa, Başbakan Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun iddialarını da yüzündeki gülücüklerle karşılayacaktır.