Şu medya yüzsüzlüğü...
Şu yalandan hak hukuk seviciliği...
Şu "dava insanı" rolleri... Ve harçlık parasına çalıştırdığı radikalleri yedeğine alıp canı istediğinde "emekçi" kesiliveren Tower inşaatçısı anaakım medyanın asansör faciasından sonraki hali...
Hepsi midemi bulandırıyor.
Kalkmış, kapitalizme saydırıyorlar!
AVM'lerden çıkmayıp "daha kaç AVM projesi daha müşteri bulacak yav?" diye yazıyorlar köşelerinde...
Rezidansta yaşayıp hiç utanmadan "bitsin artık rezidans inşaatları" diye fikir beyan ediyorlar.
Sahteliğin de bir sınırı vardır, sanıyordum.
Yokmuş!
***
Ve siz...
Hayatın önüne getirdiği bedelleri ödememek için nereye kaçacağını bilemeyen
"direnişçi"ler...
Yoksulların hep yoksul kalmak istediğini düşünecek kadar "
insan"dan habersiz sol entelektüeller...
Pek stil Galata blogger'ları...
Sosyal medyadaki "
beyaz" hazcılar...
Simdi on emekçinin ölümünü fırsat bilip
vahşi kapitalizme karşı emekçiden yana sloganlar attığınızda...
İşçileri samimiyetinize inandıracağınızı, halkı yanınıza alacağınızı mı sanıyorsunuz?
Oturduğunuz yerden inşaat sektörüne veryansın etmek, ne kolay!
İşçi ölümleri hakkında istatistikler sıralayıp faturasını iktidara çıkarmak nasıl da havalı!
Ama
siz bile kendinize inanmıyorsunuz.
***
Hiç kuşkunuz olmasın, bu inşaat düzeni de değişecek.
Betonlaşma süreci önce duracak, sonra başka bir karakter kazanacak.
Şehirlerin
daha yeşil, daha nitelikli, daha yaşanılır olması için çalışılacak.
Elbette
insan hayatı ve emeğinin değeri siyasal ve hukuksal bakımdan sağlam bir zemine oturtulacak.
Kızacaksınız ama...
Bütün bu gelişmelerde bir payınız olmayacak.
Bu gelişmeleri yine
sizin şiddetle nefret ettiğiniz iktidara oy veren kitleler talep edecek, zorlayacak, yaptıracak!
Bu gelişmenin karşısında duranlar da yoldan çekilecekler.
Türkiye'nin yeni siyasal sosyolojisi böyle!
Size gelince...
İstediğiniz kadar tepinin...
Yeniden inandırıcı oluncaya, kendi ülkenize inanıncaya kadar
seyircisiniz!