"Tek bir hatamı, başkalarının bin doğrusuna değişmem." Sosyal medyada gözde vecizelerden biri buymuş! Narsisizmin nirvanası bu olsa gerek!
Hangi "yaşam koçu" uydurmuş acaba? İnsanın içinden "madem öyle... buyrun, hatalarınızda boğulun!" demek geliyor.
***
Pişmanlık, tövbe ve kötü tecrübelerin taşıdığı ibretin takdiri üzerine kurulu gelenek bizim modern şehirli ve seküler hayatlarımızda "
sevgili hatalarım" histerisine yenildi. Şimdi oradan kalkıp "
Hata olsun, yanlış olsun, günah olsun ama benim olsun" abukluğuna kadar geldik. Peki "
bizim hatalarımız"ın canını yaktığı
başkaları ne olacak? Onları düşünen var mı?
***
Modern hayat kültürü iki tip insan üretmeye ayarlanmış: Aynaya her baktığında orada bir "
boncuk" arayanlar ve aynaya bakmaktan ölesiye korkanlar...
***
Herkes istiyor ki, hayat anlamsız bir çark değil, güzel bir "
yol" olsun. Bunca çaba, uğraş ve bu varoluş boşa gitmesin... Tamam!
Yol iyi, yolculuk güzel. Fakat nereye? Hangi hedefe? Yalandan bir mistisizm ile "asıl olan yolculuk" tezini öne sürenler ve "
varış noktası"nı dile getirmekten bile çekinenler ne dediklerini bilmiyorlar.
***
İrfan, ilmin güvenlikli ve gösterişli alanından vazgeçebilmekle başlar... Varlığın ağırlığını hissedebilmek için
bilginin ne kadar birikirse biriksin yine de hafif kaldığını anlamak gerekmez mi? Mutasavvıfların kitaplarını Nil nehrine fırlatmasını veya ateşe atıp yakmasını coşkuyla anlatan
akademisyenler tanıyorum. Kitaplarından teki kaybolsa, telaşa düşüyor ve bildiklerini terk ederek geçecek bir hayatı hayal bile edemiyorlar.
***
Bizi bilime hapsettiler! Yemekler iyi, gardiyanlar güler yüzlü, sağlığımız yerinde, oyalanıp gidiyoruz diye mahkum olduğumuzu inkar mı edeceğiz?
***
"İyi biri mi?" diye soruyorum. Duraksıyor arkadaşım, sonra "
Sanırım" diyor. Sözünü ettiğimiz kişinin "iyi biri" olduğunu umut ediyor ve konuyu çarçabuk kapatıyoruz. Ölçüyü kaybettik çünkü. Hayatın hızı en temel değerlerin üzerinden silindir gibi geçip gidiyor. Oysa
"başarılı biri mi?" diye sorsaydım, arkadaşım çarçabuk ve gayet emin biçimde cevaplayacaktı.