Artık dostlarını bile ikna edemiyor, kendisiyle aynı endişeleri paylaşanlara bile güven vermiyor.
Korkuyor, konuşuyor, konuştukça çürüyor.
Mesela "iyi yaşamak"tan söz ediyor; fakat o sözünü edince ortada "iyi" bir şey kalmıyor. "Özgürlük" diyor; fakat özgürlük kavramı onun ağzından çıktığı anda satın alınabilen bir "şıklık" olup çıkıyor.
Öyle yapay, öyle içten pazarlıklı, öyle narsisist ki...
Her şeyden önce savunduğu hayat anlayışına zarar veriyor.
Merkez medyanın meşhur pop sosyologundan bahsettiğimi anlamışsınızdır.
Aslında bahsetmeye değmez, diyeceksiniz ama...
Bizi bugün uçurumun kıyısına iten "kafa"yı tanıyıp anlamak için sağlam bir örnek.
Tabii çok yakından bakarsanız, insana hüzün veriyor.
***
Son çıktığı tv programlarından birinde pop sosyologumuz demiş ki... "
Böyle bir rejimde yaşamaktansa, ölmeyi tercih ederim."
Eskiler "ateşlemeyeceğin silahı, gösterme" derler ya hani...
Ölmeyi tercih etmekten söz ediyorsan,
kaybetmekten korkmayan bir adam olacaksın... Ki sözün ciddiye alınsın!
Oysa pop sosyologumuzun küçücük bir hazzından bile feragat etmek istemediğini bilmeyen yok.
Hep
bir arıza çıkmasa da, şu hayatın tatlarını çıkartsak havasındadır!
Zaten iki cümle öncesinde
kefen giyip meydanlara çıkanlardan çok rahatsız olduğunu açıklıyor.
Kefen onu irkiltiyor, huzursuzlaştırıyor ama sorarsan ölmeyi tercih edermiş!
Geçenlerde yakasına yapışıp "
ülkeyi terk ederim" dediğini iddia ettiği kadın kadar dahi dürüst değil. "
Ben de gider, Provence bağlarında, Miami plajlarında keyfime bakarım!" diyemiyor.
Kefenlerin "
darbeye karşı ölümüne direniriz" anlamını taşıdığını kendisini dinleyenlerin gözlerinden kaçırmaya çalışıyor.
***
Tahmin edersiniz, pop sosyologumuz şunu vurgulamayı da ihmal etmiyor: "
Nihayetinde 21. yüzyıldayız. Güzel yemekler yiyeceğiz, sevişeceğiz."
Aklı sıra, bu yolla bize hayatı sevdirmeye çalışacak!
Batı medyasında bile sönüp giden, demode "
life style" anlayışına takılıp kalmış. Sahip olduğu kültürel donanımın artık bundan ötesine geçemediğini fark edemiyor.
Tabii ki, yediğimiz yemeğin, sevip sevişmemizin
değerini bileceğiz.
Fakat
iyi insan, adil düzen, barış içinde dünya başka bir şey!
Gel de bunu o malum "
bembeyaz kafa"ya anlat!
Ha! "
Yeni yüzyıl geldi, ayak uydurmalıyız" türünden o yaklaşım ayrıca gülünç.
Doğru!
21. yüzyıldayız, yine dünya birbirini yiyor, yine çocuklar ölüyor ve...
Sen saçmalıyorsun!