ADALET. Susuzluğumuz. (İnsan hep adalet bekler, düzen hep hukuk verir.)
BİLMEK. Bildiğine inananların sayısı, bilenlerden kat be kat fazla.
CAM. Sevdiğimiz, hayranlık duyduğumuz tehdit ve ürkütücü ihtimal! Kırılma ihtimali ve tehdidi.
ERKEK. Gizliden gizliye kırgın, çoğu zaman açıkça kızgın bir varlık. Ebedi ergen.
FARKLILIK. Nihayetinde herkes gibi olduğunu ve sıradanlığını idrak edemeyiş ya da inkar ediş. Parayla satın alındığına veya ünle elde edildiğine inanılıyor. (Artık bu kelimenin iddialı biçimde seslendirildiğini işittiğimde oradan uzaklaşmayı tercih ediyorum.)
DERİ. Bazen en derin olan. Bedenin örtüsü, ruhun kapısı.
GENÇ. Ete kemiğe bürünmüş can sıkıntısı. Sürekli gelecekle kandırılan, fakat gelecek geldiğinde zaten çoktan ortadan kaybolmuş bulunan insan tipi.
HALK. "Halk nedir bilmezdik, halktık." Büşra Dilek'in 90'lık Kaset adlı şiirinden.
ITIR. Gösterişsizdir. Çelimsizdir. Dokununca çıkar kokusu ve nasıl da güzeldir!
İŞ. Modern insan için "güzel" kölelik! Çok mu ters geldi? Ya işsiz olsaydı?
JEOLOG. Artık şöyle mi diyeceğiz: Depremden korkma, jeologdan kork!
KALAHARİ. Çocukluk hayallerimin coğrafyası. Bir gün o çöle gidip kaybolmanın hayalini kurardım. Anladım ki, büyüyünce o hayaller kayboluyor.
LAF YETİŞTİRMEK. Bir sosyal medya hastalığı. Geçici tatmin, kalıcı tatminsizlik.
MERHAMET. Yavaş yavaş kaybolan ve geriye sadece adı kalan duygu. (Geçen gün birisi Twitter'da "benim için en değerli olan" tag'ına "merhamet" diye yazmıştı. Bir de ne göreyim, aynı kişi 17 dakika sonra Twitter'a ünlü biri için uzatmadan tek bir kelime düştü: "Gebersin!")
NARKOZ. Bazı operasyonlarda medya yoluyla sağlanan uyku hali.
OKUL. Hayattan devlete, aile terbiyesinden resmi ideolojiye geçiş. Omurgayı eğen, beli ağrıtan, çok ağır sırt çantası.
ÖLÜM. Binlerce yıl boyunca varlığın bir başka aşamasına "giriş" olarak biliniyordu. Fakat ne olduysa oldu; birkaç yüzyıldır, Zygmunt Bauman'ın dediği gibi (ölümden ötesine inananlar için bile) yalın bir "çıkış" olarak düşünülmeye başlandı. O yüzden lafı bile ürpertiyor. O yüzden bir "kaza" gibi karşılanıyor.
ÖVMEK. Hak edenden esirgediğimiz.
PÜRTÜK. Kayganlığa tercihimdir.
REFLEKS. Bilinçli tepkilere yalan yanlış verdiğimiz ad. (Oysa refleks iradeye dayanmayan hızlı tepkidir. Bu yaygın yanlışı pek manidar bulurum.)
SAVUNMA SANATLARI. Furkan Çalışkan'ın yeni şiir kitabı. (İçinden bir dize: "Bir gün fazlaymış seninle iki gün az.")
(NOT: 2007'den bu yana pazar günleri köşemde çoğu birbirinden bağımsız notlarımı yayımlıyorum. Bu kez bir değişiklik yapayım, dedim. Böylece "Pazar Sözlüğü" ilk kez gün ışığına çıkacak. S harfinden sonra yerim yetmedi. Başka zamana belki.)