Lafı evirip çevirmeyeceğim...
Kılıçdaroğlu ve ekibi CHP'nin yönetiminden fazla uzatmadan çekilmeli!
Neden, anlatayım...
Hem dünya hem de ülke ölçeğinde kritik bir döneme giriyoruz.
Böyle bir dönemde Türkiye demokrasisinin çok güçlü bir muhalefete ihtiyacı var.
İktidarın doğrularını komplekse kapılmadan destekleyecek, yanlışlarını ciddi biçimde eleştirip kamuoyuna yön verebilecek bir anamuhalefet liderliğine ihtiyacı var.
Alınan oy oranının ve meclisteki sandalye sayısının önemi yok!
İlkelerini ve ne dediğini "bilen" bir liderlik yeterli!
Bunun için de sağlam bir entelektüel müktesebata dayanması gerekiyor.

***
Gündem o kadar hararetli ve o kadar hızlı ki, Kemal Kılıçdaroğlu'nun geçen hafta emeklilere ettiği sitemin siyasal şifreleri üzerinde durmak kimsenin aklına gelmedi.
Oysa ana muhalefet liderinin Karabük'te bir çay bahçesinde yaptığı konuşma Türkiye'de "halkçı"lığın halktan uzaklığının sembolik zirvesiydi!
Onu da bir yana bırakalım...
Geleneksel oy stoklarına sırtını dayayarak onlarca yılı geride bırakan "CHP aklı"nın artık her türlü sosyolojik bakıştan da iyice koptuğunu gösteriyordu bu konuşma.
"Emeklilere sitemim var" diyordu Kılıçdaroğlu. "9 milyon emekli eşleriyle birlikte 18 milyon eder ve bir partiyi tek başına iktidara getirirler. Geçinemiyorum, diyorlar ama o zaman kusura bakma, bu partiye oy vermeyeceksin. Şikâyet etmeye hakkın var mı?"
***
Emekliler diye bütüncül bir sosyal-siyasal blok olabilir mi hiç!
Emekli, sadece "geçim derdi"nden ibaret bir insan tipi midir?
Belki laf cambazı bir "oy avcısı" bu yolu deneyebilir ama ciddi bir sosyal-demokrat böyle bir tezi aklından bile geçiremez.
Emeklilerin inançları, gelenekle ve gelecekle kurdukları ilişkileri ve çeşitli aidiyet bağları yok mudur ve oylarının rengini de asıl bunlar belirlemez mi?
İşin gerçeği şu...
"Emekli" denlince Kılıçdaroğlu'nun aklına hâlâ kültüründen soyutlanmış ve zihnini de emekliye ayırmış birileri geliyorsa, durum vahim demektir.
CHP'nin yapacağı ilk iş ya liderini ya da ona entelektüel lojistik sağlayan ekibini değiştirmektir.
Yapabilirler mi peki? Ya da gidenin yerine bulacakları lider ve ekibi daha farklı olur mu?
CHP'nin tarihsel ve sosyal köklerine baktığımda bu konuda umutsuz olduğumu da belirtmek zorundayım.