Ortada isim yok... Çıkamıyor... Yani, AKP cephesinde "ya Erdoğan ya Gül" ikilemi var da, muhalefetin cumhurbaşkanı adayı yok. Bulunamıyor.
Belki de, içinde dokuz tilki dolaşan ama tilkilerin kuyrukları her adımda fena halde birbirine dolanan Kılıçdaroğlu'nun kafasında mevcuttur. Bilemiyoruz.
Gazeteci milleti bu gibi durumlarda ne yapar? Poposundan sallar ya da "kendi adamını" parlatmaya çalışır.
Bu aday ne kadar ilgisiz, umutsuz ve umarsız olsa bile.
Hani, kankalarının bir ara Can Ataklı'yı İstanbul'a belediye başkanı yapmaya heveslenmeleri gibi... Kimse ciddiye almayınca Beşiktaş'ı denediler, "merkez uyduramadık ilçe verelim" yaklaşımıyla, sonuçta bizim Can şimdi boşta gezer oldu, kendine iş arıyor...
Akıllarına kim gelirse sırayla sallıyorlar. İlker Başbuğ dediler, ne paşadan ses çıktı ne bürokrat partisinden. Deniz Baykal deseler herkes gülecek. Emine Ülker Tarhan dediler, Meral Akşener dediler, kendileri bile inanmadılar.
Biz de Muazzez İlmiye Çığ dedik gırgır niyetine, bunlar o kadar zavallı herifler ki vallahi bir an durup düşünmüşlerdir "acaba mı" diye!
Hani Haşim Kılıç ile başbakanın arasını açmayı başarabilseler onu da öne sürecekler ama Kılıç'ın "yeni bir Ahmet Necdet Sezer olayı" yaratmaya hiç niyeti yoktur.
Bürokrat istiyorlar ama "Necdet Özel olsun" demeye dilleri asla varamaz.
Eh, Fırtına'yı mırtınayı kodesten çıkarıp aday göstermeye de güçleri yok...
Peki kim o zaman, kim?
Muhalefet cephesinde "kaht-ı rical" başgösterdi. Başbakanı frenleyecek, hükümeti baltalayacak, devlet işlerini çıkmaza sokacak, memleketi geri götürecek münasip bir memur bulamıyorlar.
Allah kimseyi "kaybedeceği dört ay öncesinden belli" nafile aday aramak zorunda da bırakmasın!...
Bu arada günün, belki de yılın mizah şaheseri, yazılarında ikide bir Ziya Paşa'nın Terkib-i Bend'inden alıntılar yapmayı pek seven, ama bunu da elli yıldır yapan tonton bir ihtiyardan geldi:
İlber Ortaylı olsun!
Öyle ya, hoca Osmanlı tarihini iyi biliyor, kitapları da çok satıyor. Tam cumhurbaşkanı olacak adam. Üstelik "devlet tecrübesi" de var sayılır, Topkapı Sarayı'nı yönetmiş adamdır... Ha Topkapı ha Çankaya, ikisi de devlet başkanlığı makamı değil midir?
Bir postalcı, "elbette o da köşke çok yakışan bir isim olur, CHP'nin adayı, resmini Atatürk'ün yanına gururla asacağı bir isim olmalı" yazdı.
Bazı kişiler herhalde gülmekten yerlere düşeceklerdir. Arif olan oyunu Ortaylı'ya versin.
Madem ki ölçü bu, bendeniz de şimdi "resmini Cevdet Sunay'ın yanına, Fahri Korutürk'ün yanına gururla asacak isim" arayışına giriyorum efendim. Bulursam size de söylerim.
Haa, bakınız, resmini Kenan Evren'in yanına gururla asacak adam çok! Postalcılar o çeteleyi bir zahmet çıkarıversinler.