Kılıçdaroğlu el hareketi yapmış! Yok, bu hemen aklınıza gelen el hareketi değil, yani başparmak işaret parmağıyla orta parmak arasında değil (kimileri "tombik çıkarmak" da derler)...
Ya da son zamanlarda ülkemizde ne hikmetse pek moda olan "alafranga tombik" de değil, diğer parmaklar yumuk, orta parmak çıkık. (Amerikan dizilerinden mi öğreniyorlar?)
Bu el hareketi, bildiğimiz "bozkurt selamı"...
İşaret parmağı ve küçük parmak çıkık, başparmak diğer iki parmağı tutuyor aşağıdan... Uzaktan bakınca, kurdun kafası ve iki sivri kulağı!
Kılıçdaroğlu bu hareketi, yanında MHP'den transfer ettiği Mansur Yavaş'la birlikte, Ankara'da CHP'ye oy isterken yapmış.
Sevgili sosyaldemokratların gözlerinden öper, Kılıçdaroğlu'na ve Yavaş'a verecekleri oyların vatanımıza, milletimize ve Türk dünyasına hayırlı ve uğurlu olmasını dileriz.
Solcular, oylarını gönül rahatlığıyla bir başka partiye, İşçi Partisi'ne de verebilirler... Gazete reklamında Doğu Perinçek, yanında Levent Kırca ve bir adam daha, "Ergenekon'dan çıktık, Türkiye'yi birleştiriyoruz" diyor.
Levent'in çıktığı yerde gözümüz yok, orayı seçmen değerlendirsin.
Ancak Perinçek ikili oynuyor. Hem "Ergenekon davasından tahliye olduk" demek istiyor ve "sanki beraat etmiş" gibi bir hava yaratmaya çalışıyor, hem de faşistlere "ben sosyalist değil nasyonal- sosyalistim" mesajını gönderiyor. Aradaki farkı seksen yıldır bir türlü öğrenememiş solcularımıza bu da hayırlı olsun.
Bilindiği gibi, İP iktidara gelince bankalardaki döviz hesaplarına el koyacak, kendi yöneticileri söylediler. Bankada döviz, yani pis emperyalist parası bulunduran solcularımıza oh olsun!
Dövizlerine mukayyet olmak isterlerse, bir alternatifleri daha var: Sırrı Süreyya Önder ve HDP... Kazanırsa, üçüncü köprüyü yıkacakmış. Ortada henüz köprü yok, ayakları var, ayakları yıkacak.
Trafik sorununu "toplu taşımacılıkla" çözecekmiş. Demek ki Metrobüs, Marmaray gibi araçlara İstanbul halkı değil Fransızlar biniyorlar. Ulaşımı da kademeli olarak ücretsiz hale getirecekmiş. Lenin bunu 1918 yılında Petersburg'da denemişti, tramvayı bedava yaptı, tramvay şirketi battı.
Evlere de hane başına on ton bedava su dağıtacakmış. Yani on metreküp. Üç kişilik bir ailenin aşağı yukarı bir haftalık ihtiyacı... Aşağı yukarı kırk lira... On ton deyince Önder'e Van gölü gibi geliyor herhalde.
İyi ki sosyal demokrat değilim, yoksa bu pırıl pırıl adaylar içinden kime oy vereceğimi şaşırırdım!
Bir sorun daha var: Sırrı Süreyya Önder ile Pınar Aydınlar, İstanbul'a "eşbaşkan" adaylarıymış. Yani kazanırlarsa belediye reisi koltuğunda iki kişi birden mi göreceğiz?
Bir tarihte Star televizyonunda Kırmızı Koltuk programını yapıyordum, bazı yöneticiler programa Mazhar, Fuat ve Özkan'ı çıkarmamı istediler.
Dedim ki: "Koltuk tek kişilik... Üçlü kanepe mi yaptırayım, ikisi ayakta mı dursun, yoksa münavebeyle birbirlerinin kucağına mı otursunlar?"