Gazeteci misin? Hayatta iki amacın olacak: Bir, ne yapıp yapıp başbakana giydirmek... İki, bu vesileyle Aydın Doğan'a yaranmak...
O zaman tabii zırvalığın doruklarına çıkarsın.
Bak nasıl:
Çengelköy tepelerinde, aşağı yukarı Kuleli Lisesi'nin üstünde bir arazi var, orada "Vahdettin Köşkü" bulunuyormuş, ünlü mimar Vallaury yapmış, benim haberim yoktu.
Şimdi bunu "Devlet Konukevi" yapmaya kalkmışlar.
Vay hainler vay!
Vahdettin'in köşkü ayakta bırakılır mı, hele o kadar değerli arazide? Ver Aydın Bey'e site yapıp satsın. "Türkiye Türklerin" değil midir?
Efendim Orhan Veli de ünlü şiirini orada yazmış:
İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı... (Vallahi bunu da bilmiyordum, masasında yazdığını sanıyordum.) Gazeteci arkadaşlar Orhan Veli'ye "sakın gözünü açma" diyorlar.
Çünkü açarsa çok üzülecekmiş...
Orada şimdi Recep Tayyip Erdoğan'ın oturduğunu mu görecek? Hayır, İstanbul'a gelen yabancı devlet adamlarının yatıp kalktığını görecek.
Ayıp değil mi? Otele gitsinler, orada ne işleri var?
Helikopter pisti de yapıyorlarmış, eyvah gene ağaç mağaç kesecekler... Konuk devlet adamı helikoptere binmesin (biz biniyor muyuz?), Sirkeci'den vapura bilet alsın, Çengelköy iskelesinde iner.
Aslında şimdi orada ne güzel bir ayaklanma çıkarılır bu bahaneyle ama civarda Divan Oteli'nin şubesi yok, sonra aç kalırız.
Vahdettin Köşkü ve "müştemilatı" (kadınefendi dairesi, ağalar dairesi, limonluk falan) bakımsızlıktan ve ilgisizlikten dökük birer yıkıntı durumunda, "mail-i inhidam" vaziyettelermiş, yıkılıp aslına uygun olarak yeniden yapılmışlar ama bunu "tarih katliamı" diye pazarlıyorlar. Elbette "ağaç katliamı" demeyi de ihmal etmiyorlar, ayaklanmak isteyecek gençlerimize önemle duyurulur...
Orhan Veli gözünü açarsa ne görecekmiş? "Büyük havuzun içindeki nilüfer çiçeklerini, on fıstıkçamını, on at kestanesi ağacını, yirmi beş ıhlamur ağacını, ayrıca korumaya alınan meşe, Lübnan sediri, defne, erguvan, sakız gibi toplam üç yüz, evet üç yüz ağacı!..."
Bazı akasya ve defneleri kesmişler, bunların yerine ıhlamur, çitlenbik ve erguvan dikeceklermiş.
Vallahi tam bir ağaç katliamı.
Ama sen sakın gözünü açma Orhan Veli.
Açarsan belki hükümete vurmak için nasıl saçmaladığımızı görürsün de bizi ayıplarsın...
Belki İstanbul'un nüfusunun sen gittin gideli on dörde katlandığını görürsün de "Türkiye çok değişmiş" diye şaşarsın. Hain politikacıların yaptığı köprüleri falan da görürsün, neme lazım... Senin zamanında İsmet Paşa köprü mü yapmıştı?
Sen Ankara'ya git, tercüme bürosundan memur maaşını al, rakını iç, Milli Şef diktasının hoşuna gidecek, içinde sol mol olmayan "Fransız şiirsel gerçekçiliği" tarzında eserlerini yaz. Jacques Prevert diye bir adam vardır, ondan da fazla etkilenme, ayıp olur.
Sizin parti, sen gittin gideli, yani tam altmış dört yıldır iktidara gelemiyor, açma gözlerini, onu da görür üzülürsün Orhan Amca.