Önce derin bir şaşkınlığa kapılacaklar, 30 Mart akşamı...
Şaşıracak olan bunların saf kesimi tabii. Çakallar kazanamayacaklarını daha şimdiden biliyorlar (belki de bu nedenle bazıları sinirlenip adam dövmeye başladılar.)
Şimdi utanmadan "kafa kafaya geldiler" ya da "ciddi oy kaybı bekleyin" yazan sosyete çocukları şöyle bir yutkunacaklar...
Saf kesimde de "halk cahil, eğitim şart" gibi enayi sloganları tekrarlanacak elbette... Emekli memurlar bir yandan Hocaefendi'nin çevirdiği dolaplara alkış tutarken bir yandan da "İran'a döneceğiz" diye ağlayacaklar. Evet, eğitim şart ama IQ hepten gerekli.
Fakat şaşkınlık fazla sürmeyecek. Hemen iki gün içinde toparlanıp yeniden saldırıya geçecekler.
Çünkü daha önce de öyle yaptılar, zeytinyağı gibi üste çıkmaya çalıştılar.
Yüzsüzlük onların karakteridir.
Bir süre "sahte oy kullanıldı" ya da "mükerrer oy var" diye edepsizlenecekler, sonra hemen bundan vazgeçecekler. Bununla bir yere varamayacaklarını da biliyorlar çünkü. Biliyorlar ama yapmaktan da kendilerini alamıyorlar.
"Suikast bile beklenebilir" dedik, karşı atağa geçiverdiler: Hükümet başbakana "çakma suikast" yaptıracakmış, başbakan yara almadan kurtulacakmış, böylece oylarını arttıracakmış...
Öyle bir numaraya ihtiyacı yok. Açık ara önde gidiyor.
Fakat kin ve nefret kusan düşmanlarının "yeni Gezi'lere" fena halde ihtiyaçları var!...
Ki, Marksist eskileri, "no pasaran" falan diye romantik sloganlar atabilsinler... Kendilerini İspanya İç Savaşı'nda sansınlar. Halkın seçtiği Erdoğan da demek ki General Franco'yla bir tutuluyor. Evet, IQ herkese lazım.
İstihbarat raporları "yeni kalkışmalar" öngörüyor.
Hani şu, "demokrasilerde istihbarat teşkilatı başbakandan emir almaz" diye saçmaladıkları devlet örgütü.
Yeni yeni eylemler bekleyiniz nisan ayında ve daha sonra da...
Nisan-ağustos arası beş ay... Susmayacaklar. Oturmayacaklar.
Belediye seçiminden cumhurbaşkanı seçimine kadar ortamı iyice gerecekler.
Çünkü bugünkü ortamı da daha 2011 seçiminden başlayarak hep gerdiler. Ondan önceki gerginliğe daha 2007 seçiminin ardından gaz verdiler. Memleketi on iki yıldır gergin tutuyorlar. Gerginlikle besleniyorlar. İnsanların da huzurunu kaçırıyorlar.
Yeni eylemler için artık Gezi bahanesi kalmadığından, başka yerlerde yeni "ağaç meseleleri" yaratacaklar. Elbette Ankara'da yeni başbakanlık binası, İstanbul'da Üçüncü Köprü, Üçüncü Havaalanı gibi şantiyeler hır çıkarmak için biçilmiş kaftan...
Lakin bu açık arazilerde isyancılara kumanya dağıtmak için "gezici sahra mutfağı" kurmak gerekecek, sığınak sağlamak için babadan kalma otel de yok oralarda. İstanbul sermayesi bu sefer zorlanacak.
Devlet de tedbirini aldı, bekliyor.
"Köprüyü de yaptırmayacağız havaalanını da" demişlerdi, görelim bakalım.