Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Mezarlıkta ıslık çalanlar

Geçen gün CHP'li bir vatandaşla tartıştım. Kendisi üstelik gazeteci. "Aktüaliteyi" maşallah çok iyi izlediği için de, "hükümetin erken seçime gideceğini, daha doğrusu yerel seçimle genel seçimi birleştireceğini" düşünüyor...
"Belediye seçimine yirmi dokuz gün kaldı, hükümet genel seçim kararını bugün alsa uygulaması en erken üç ay sonradır" dedim.
"İyi ya işte, belediye seçimini yaptırmayacaklar" dedi.
Buna hangi babayiğidin gücünün yetebileceğini sordum.
"Bu Tayyip yapar" dedi. Arkadaş gazeteci...
Tıpkı başbakanın sonunun Adnan Menderes'e benzemesini isteyen bir başka gazeteci Hasan Cemal gibi, "gönlünden geçeni" söylüyor.
Hayallerini gerçekmiş gibi görmeye ve göstermeye çalışıyor. Sonra gerçeğin duvarına toslayınca da hem kızıyorlar hem üzülüyorlar. 2007 yılında da böyle oldu, 2011 yılında da.
Bunun İngilizce terimi "wishful thinking"... (Elifi görse mertek sanan Babıali ayakçıları "wishfull" yazarlar, "wellcome" yazdıkları gibi.)
Belediye seçimi olmayacak diyorlar, çünkü belediye seçiminin olmamasını istiyorlar, çünkü kaybedeceklerini biliyorlar.
Tıpkı, "paralellerin" uçurdukları balonlara kanıp "başbakan ölecek" diye bekleyen ve kendine utanmadan aydın sıfatını yakıştıran bazı sözde liberaller gibi. (Edilen küfürle karışık beddualara "kahhariye" denirmiş, bunu da yeni öğrendik. "Maklube" gibi özel bir reçetesi olsa gerek.) Elbette "biri çıksa da şu başbakanı vursa" şeklindeki gizli temenniyi de unutmayalım!
Bunların bir de "amigo" türü var.
Bir yandan Mustafa Sarıgül'ü "ittirmeye" çalışıyorlar, bir yandan mezarlıkta ıslık çalıyorlar. Geçen gün, yazıları sermaye sahipleri tarafından takdirle izlenen birisi, "son günlerde Ak Parti oylarının aşağı doğru çekilmiş olması gerekir" yazdı.
"17 Aralık'tan birkaç gün önce yapılmış araştırmalarda Ak Parti oyları yüzde 41 gibiydi" diyor.
Yanılıyor! Bülent Tanla'ya sorarsanız AKP oyları "yüzde 35.5" dolayındaydı!
"CHP oyları da aynı araştırmada yüzde 31 görünüyordu" demiş (oysa yüzde 27 dolayındaydı.)
Eh, tabii onun da artmış olması gerekecek, öyle ya.
Kadir Topbaş 17 Aralık'tan önce "birkaç puan" öndeymiş (birkaç dediği, tam 21 puan!)... Şimdi "aradaki farkın sıfırlanmış olması mümkün" müş...
Bu durumda Mansur Yavaş'ın da "Ankara'yı kazanması gerekir"miş yani.
Ankara'yı bilmem ama bir yandan İstanbul'un büyük sermaye çevreleri öbür yandan emekli bürokratlar bunları okuyup okuyup orgazm oluyorlar.
Bu, muhalifin kalantoru... Peki garibanı ne düşünüyor?
O tartıştığım CHP'li gazeteci arkadaş, Sarıgül'e kuşkuyla bakıyor, Kılıçdaroğlu'ndan hiç hayır beklemiyor.
"Peki kim ayağa kaldıracak partinizi?" dedim.
"Pavey var," dedi, "Pavey... O kadın toparlayıcı olabilir..."
Allah gerçekten de herkese böyle muhalefet nasip eylesin, amin.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA