Kin ve nefret iyi değildir, hatta son zamanların eğilimine göre "suç" teşkil eder.
Birtakım "liberal" geçinen adamların darbecilerin kucağına oturmaları da, suçu bilmem ama en azından hazin ve ayıptır. O darbeciler asker ya da sivil olmuşlar, namaz kılmış ya da kılmamışlar, farketmez.
Örneğin bir liberal arkadaşım var, oruçla namazla hayatında hiçbir zaman hiçbir ilgisi olmamıştır, ateisttir, en sıkı "Fethullahçı" oldu çıktı...
Bu arkadaşım hayatında hiçbir zaman birilerinin etki alanına girmeden yaşayamadığı için, önceleri Ahmet Altan'ın, son zamanlarda da Hasan Cemal ve Cengiz Çandar "ağabeylerinin" manevi sultası altında.
Bu iki eski dostumuz, sürekli İmralı'ya karşı Kandil'i kışkırtıyorlar ve "Tayyip sizi kazıklayacak, sakın barış sürecine girmeyin" mealinde yayın yapıyorlar. Neden acaba?
(Tarih, barış sürecini destekleyen Oral Çalışlar'ın ayağının mahut gazeteden niçin ve nasıl kaydırıldığını da yazacaktır.)
Bu iki eski dost, liberal geçinen kanadın "Tayyip nefreti" bayrağını kimselere bırakmıyorlar.
Biri satışı gülünç derecede düşük bir gazetecikte yazıyor, öteki Internet'te kendi kontosuna iş tutuyor ve de çok etkin olduklarına, hükümetler kurup hükümetler devireceklerine "vehmediyorlar"...
Umarız bu işin sonunda, Reşat Nuri'nin "Damga" romanının kahramanı İffet'in söylediği gibi "hayatımı bir vehme kurban etmişim" demezler.
Hasan Cemal, ille "Tayyip'e" karşı çıkacak ya, MİT kanunu tasarısının aleyhinde yazmış.
Elbette yazar, muhalif değil mi, yerden yere vurur.
Kanunun çıkmasını engellemeye en küçük, ama en küçük bir katkısı ve etkisi olamaz ama yazar. (Başbakan bunlara "beni iktidara sizler getirmediniz" demişti ama duymadılar.)
Fakat eleştiri tutarlı ve akıllı olmak zorundadır.
Öyle olmazsa çoluk çocuğa neşe kaynağı olursun...Sevgili ağabeyim Hasan Cemal, "demokratik bir devlette istihbarat örgütü başbakanın emrine girer mi" diye sormuş. Pes.
"Başbakan MİT'i ele geçirecek" zırvasını beyinlere çakmaya çalışıyorlar. Bu cehalet, iyi bir gazetede ancak "ofis boy" olabilecek ama bugün muhalif basında köşe yazarlığı yapan bazı canlılara yakışır da, yıllarca genel yayın yönetmenliği yapmış yaşlı başlı adama yakışmıyor.
Cehalet değil tabii, Hasan Cemal neyin ne olduğunu hepimizden iyi biliyor da, tek amaç "Tayyip'e saldırmak" olunca pusula şaşıyor.
Hasan ağabey, ister demokrasilerde ister diktatörlüklerde, istihbarat kendi başına buyruk, bağımsız bir yapı değildir ve olamaz. Şöyle ya da böyle her devlette istihbarat başbakanın emrindedir. Ya da başkanın, neyse işte. Yürütme, istihbaratı "ele geçirmeye" kalkmaz, zaten elindedir.
Devlet içinde paralel devlet olursa, sonra sana gençliğinde yaptıklarını gene yapmaya kalkabilir Hasan ağabey! Yoksa sen de mi birilerini affettin?
Dikta konusuna istersen hiç girme, sonra Devrim gazetesinin eski sayılarını çıkarıverirler önüne.