Al Parti diye bir parti kurmuşlar, başkanı kimdir, "Mekeyeke"sinde kimler vardır, bilip de söyleyeni duymadık (ben yazayım: Mustafa Reşit Burkan diye bir adam.)
Partinin varlığını duymuş olanı bile duymadık. Al Parti, "Alternatif ve Değişim Partisi"ymiş.
Kendi ifadesine göre "alev alev geliyormuş"...
Hocaefendi'nin "Allah evlerine ateşler salsın" şeklindeki bedduası gerçekleşiyor!
Ve de "bilimsel siyaset diyalektiği sürecinde" güçlü, donanımlı ve adil bir partiymiş... Boğaziçi'nden kapı gibi siyasal bilimler diplomam var, diyalektiğin böyle bir sürecini duymamıştım. Aynı zamanda alafortanfonik bir süreç olsa gerek.
Al Parti seçimi de "annelerin duasıyla" kazanacakmış.
Hayrettir, partinin tanıtım metninde "kuantum" lafı geçmiyor, oysa şimdi çok moda! Onu unutmuşlar.
Fakat, sıkı durunuz, bu partinin amblemi "ışık benzeri birşeyler saçan sarı bir top"... Hesapça, güneş... Dikkatli bakmazsanız, Ak Parti'nin ışıklı sarı ampulünü fena halde andırıyor!
Ve de bu parti, oy pusulasının üçüncü sırasına düşmüş (AKP onuncu sırada.)
"Davulu Delen Jaguar Partisi"ni bilmem hatırlar mısınız, Hüsamettin Cindoruk'un ANAP'a ve özellikle Özal ailesine uyuzluk etmek için icat ettiği bir gırgırdı... Oy falan istediği yoktu...
Fakat bu, düpedüz "cahil halkın kafasını karıştırıp AKP'den oy çalmak" için kurulmuş bir tuzak.
Birisi bunlara "cahil AKP seçmeni kime oy vereceğini bilemeyen kısa bacaklı ve kıllı adamlardan oluşur" demiş herhalde (belki de büyük basın büyükleri yazmışlardır), bunlar da böyle bir uyanıklık etmişler.
Ne kadar oy toplayacaklarını da göreceğiz. Deftere yazdık, 31 Mart sabahını bekliyoruz.
Oy pusulasında, belki inanmayacaksınız, Genç Parti de var! Başkanı da Paris Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde yaşıyor.
Daha başka ilginç partiler de var... Buna karşılık, Gezi Partisi yok.
Vallahi dalga geçmiyorum, Ankara'da Gezi Partisi diye bir parti kuruldu. Başkanı Reşit Cem Köksal diye "heavy metal" gitaristi bir çocuk... Metalci ama klasik metalciymiş, yabana atmayınız. Üstelik Joe Lynn Turner ile aynı sahneyi paylaşmış, bu da bir artı puan sayılıyormuş (Turner kim aaabi yaaa?)
Fakat bu Gezi Partisi belediye seçimlerine katılmıyor. Genç Parti bile katılıyor, bu katılmıyor.
Demek ki mesele gerçekten "ağaç mağaç" değilmiş. Anlamadınız mı diye sormasınlar, anladık. Günün birinde belki Atilla Dorsay bile anlar.
Gazeteci halimizle hiç duymamış olduğumuz Hür Dava Partisi var... Birinci sırada... Toplumsal Uzlaşma, Reform ve Kalkınma Partisi var (ne oluyor bunun kısaltması, TURKP mi oluyor?)... Muhafazakâr Yükseliş Partisi var... Yurt Partisi var...
İnsan böyle partileri niçin kurar, niçin seçime girer, niçin para ve emek harcar?
Andre Malraux'nun deyimiyle "ölümlü olduğunun bilincinde, dünyaya bir çizik atmak" için mi?
İyi de kardeşim, o parayı fakire versen hiç olmazsa sevaba girersin, bizi de uğraştırmazsın. Bak, koskoca yazı lagalugaya gitti, yazık değil mi?