Muhalif basın "seçim çalışmalarını" iki koldan yürütüyor: Bir yandan, Aydın Doğan'ın gazetesinde "seçime şaibe düşürme" girişimleri başladı.
Aslında bunu her seçimden önce (ve de sonra) yaparlar, oylar yanlış sayılabilirmiş, mükerrer oy kullanılabilirmiş, bir miktar oy çöpe atılabilirmiş, falan. Yaparlar da sonuç alamazlar.
Bir diğer kol, "anket çalışmalarıyla" okuru etkilemek....
Bu çalışmalardan birini, müseccel Bülent Tanla yapmış gene.
AKP'nin oyunu "yüzde 35.5" göstermiş.
(Bir başka müseccel olan Adil Gür şimdilik temkinli konuşuyor, "daha çok erken, her şey olabilir" diyor ama bu muhalif basının hoşuna gitmiyor tabii, yetersiz bulunuyor.)
Aydın Doğan'ın olmayan küçük bir muhalif gazete elbette bunun üstüne balıklama atlamış, yayınlamış. Aydın Doğan'ın elinden çıkarıp kurtulduğu bir başka muhalif gazete de, öteki daha az sattığı için, "çarpıcı bir anket" diye altını çizmiş, müşterilerin gözlerinden kaçmasın!
Bülent Tanla eski bir CHP milletvekilidir. Çin gezisine gidip "Çin modelini" yani amansız ve vahşi bir emek sömürüsüne dayalı Çin faşizmini CHP'ye program ve model diye önermiş adamdır. (Bunda samimi olduğunu sanmıyoruz, geziye bir gerekçe uydurması gerekiyordu, o da bula bula bu saçmalığı buldu.)
Kargalar bile gülerler ama avukat ağzıyla bir an için tarafsız olduğunu varsayalım.
Yok, biz Bülent Tanla'nın bulguları "çarpıttığını" söylemiyoruz, haşa! Tenzih ederiz.
Kendisine, işi ve mesleği gereği herhalde okumuş olduğu "How to Lie with Statistics" kitabını hatırlatıyoruz. (İstatistiklerle Yalan Söyleme Sanatı, yazanlar Darrel Huff ve Irving Geiss.)
Eğip bükmeye en uygun alandır bu anketler. Yaptığın da "kitabına uygun" olur.
Hangi sonucu almak istiyorsan, "gayet bilimsel" bir yoldan o sonucu alırsın.
Öyle bir "sample" (denek kitle) çekersin ki, istediğin parti seçimi kazanır.
Soruyu öyle bir sorarsın ki, denek söylemek istediğinin tam tersini söylemiş olur. (Basında da böyle değil midir?
Adam denizin üstünde yürür, ertesi gün yazarsın: Yüzme bilmiyor!)
Seçimden sonra yüzüne vurup seni çok sıkıştırırlarsa da "ne yapayım, o zaman öyle çıkmıştı, şimdi böyle çıktı" deyip kaçarsın.
Biz bunun mektebinde okuduk, emekli memurlar yutabilirler ama bize yutturamazlar.
Fakat Bülent Tanla, ne kadar istese, CHP'nin oyunu "yüzde 26.7"den yukarı da çıkaramamış! Arkadaşı ve "kankası", can dostu Sarıgül bile para etmemiş.
AKP gerçekten bu orana düşerse Sayın Bülent Tanla'dan özür dileyeceğiz.
(2007 seçimlerinden önce AKP'nin kazanacağını söyleyen ve oy oranını da bilen Tarhan Erdem'e edilen hakaretler henüz unutulmadı... Seçimden sonra adamcağızdan özür dilemek de hiçbir muhalifin aklına gelemedi.)
Ama sonuçlar çok farklı çıkarsa da hesabını soracağız.
Deftere yazdık, 31 Mart Pazartesi sabahını bekliyoruz.