İstanbul milletvekili Hakan Şükür AKP'den istifa etti. Gerekçe olarak, "başbakanın Hocaefendi'ye haksızlık ve vefasızlık etmesini" gösteriyor.
Hocaefendi'nin "Tayyip'siz AKP" projesi üzerinde hiç durmuyor!...
Bu istifaya çok bozulan başbakan da "dürüst bir adamsa meclisten de istifa eder" demiş.
Bir zamanlar tribünlerde "Torinolu Şaban" diye dalga geçilen Sayın Şükür de, "orası milletin meclisi, bizi de millet getirdi" demiş.
Hayır, oraya seni millet getirmedi.
Sen oraya "kontenjandan" geldin.
Şimdi bozulmuş olan "Erdoğan-Gülen koalisyonunda" bir hoşluk, bir aksesuar olarak.
Mecliste ne yaptın? Spor konusuna bir katkın, meselelere bir çözümün mü oldu? Olmasına oldu tabii, televizyonda yorumculuk yaptın, ek gelir sağladın.
Sevgili Hakan Şükür, seni bir listeye soktular...
O listeden kendini mecliste buldun. Senin yerinde Arif Erdem de olabilirdi, Hakan Ünsal da mesela...
Halk sana oy vermedi, AKP listesine verdi. Mesele bundan ibaret.
Aynı şey Mustafa Balbay için de geçerli değil midir?
Balbay, CHP yöneticileri tarafından, hükümete gıcıklık olsun diye, kazanabileceği bir yerden aday gösterildi ve kazandı. Bu bir kurtarma operasyonuydu.
Bu "kıyağı" örneğin Tuncay Özkan'a yapmadılar, o kazanamadı.
İşte bunun için şimdi Balbay çıkıyor, Özkan çıkamıyor... Bazı Kürt milletvekilleri de çıkamıyorlar...
Balbay, hükümetle papaz olan cemaat tarafından "affedildi"...
Otuz dört yıldan fazla hapis yemiş olan bir adamın salıverilmesi başka türlü açıklanamaz.
Yargıtay iptal ederse mesele kalmayacak, ama Yargıtay onaylarsa kendisi yemin etmiş bir mebus olduğu için cezanın uygulanması dönem sonuna kalacak.
Yani CHP kendisine gösterdiği "teveccühü" sürdürürse, asla bir daha içeri girmez.
Hani ya güzel nane şeker...
Aslında senin meselenin çok basit bir çözümü var Hakan Şükür.
Partinden ayrıldığın gibi meclisten de ayrıl, 2015 seçimlerinde bağımsız olarak adaylığını koy. Bakalım kazanabiliyor musun? Kazanırsan işte o zaman "seni millet getirmiş" olur. (Laf aramızda, Balbay'a da aynı şeyi tavsiye ederiz.)
Tabii, "milyonların gönlünde taht kurmuş" gibi zevzeklikleri bir kenara bırakacağız. Neticeye bakacağız.
Daha da iyi bir formül ancak şu olabilir:
Madem koalisyon bozuldu, kendi partinizi kurun!
Çoluk çocuk Gezi Partisi kuruyor, siz niçin Cemaat Partisi kurmayacakmışsınız?
Girin seçime, millet sizi getiriyor mu görülsün.
Canım, en kötü ihtimalle AKP'yle gene koalisyon yaparsınız...
Sonra da birbirinize o ünlü fıkrayı anlatırsınız, madem sonunda bir şey değişmeyecekti biz bunu neden yedik?