Konu darlığından, bir de akılları başka şeylere ermediğinden, birçok meslektaş kendini belediye seçimlerine, yani taa sekiz ay sonrasına odakladı.
Dertleri de her zaman olduğu gibi CHP.
İstanbul'u nasıl "ele geçirebilirmiş", sonra da bütün Türkiye'yi.
Olmadık isimler salladılar aday niyetine, Can Ataklı, Şafak Pavey, falan. Ama gönüllerinde asıl yatan aslan tabii ve her zaman Mustafa Sarıgül.
Lakin Sarıgül CHP üyesi bile değil. Bu partiden kovulmuştu!
Dolayısıyla, baskı yapılacaksa önce Kılıçdaroğlu'na yapılması gerekiyor.
Haaa, bir de böyle bir adaylık durumunda Deniz Baykal'ın elinde yolsuzluk iddialarını içeren kalın dosyalarla çıkagelmemesi gerekiyor tabii!
Yani, AKP açısından Sarıgül'ün CHP adaylığında korkulacak bir şey yok, tam tersine fayda var gibi...
Zavallı duruma düşen İstanbul sermayesi ya Sarıgül'ü CHP'ye "ankastre" etmek için var gücüyle abanacak, ya da son çare olarak ona yeni bir parti kurduracak.
Kendini solcu sanan ahmakların da oylarını bu kukla partiye yağdırmalarını bekliyorlar.
"Taksim Partisi" kurmak, paracıklarını sokağa atmaları demektir. Gerçi paraları boldur ama sonuçta nafile masraf olur.
Geçen gün ortaya bir iddia atıldı, güya Mustafa Koç, Aydın Doğan ve Mustafa Sarıgül sessizce bir araya gelmişler... Bu hemen yalanlandı. Elbette öyle olacaktı.
Doğan'ın çalıştırdığı adamlar da hemen "bizim patron yapmaz öyle şey" mealinde yazılar döşendiler.
Lakin geniş kamuoyu hiç de "böyle bir işbirliği asla olabilemez" demedi.
Çünkü akla yakındı.
Muhalif basın her zaman olduğu gibi "wishful thinking" yapıyor ve çeşitli varsayımlarla kendini ve okurunu kandırmaya çalışıyor.
Sarıgül için "önce İstanbul sonra parti", "yok yok hem İstanbul hem parti" gibi değişik yollar çiziyorlar.
Hem Sarıgül'ü gaza getirmek, hem müşterilerini sevindirmek için "İstanbul'u bir zamanlar umulmadık şekilde kazanmış olan Nurettin Sözen'i" hatırlatıyorlar.
Zamanı gelince bazı başka şeyleri de onlara biz hatırlatırız, üzülürler.
Bu arada üniversite hocaları da CHP'nin ne Sarıgül'le ne de Sarıgül'süz seçim kazanamayacağını biliyorlar ve AKP oylarında "hiç olmazsa biraz azalma" bekliyorlar, bunun onlara ne faydası varsa?
Oysa böyle bir azalma olmayacak.
Muhalif basın kısa bir süre "CHPMHP seçim ittifakı" numarasını da denedi, tutmayınca çabuk vazgeçti. Gene de gizli ve kör umut, Sarıgül aday olsa, MHP de onu desteklese, acaba mı?
İşleri çok zor ama sekiz aylık çalçene malzemesi de garanti.
Şimdi "yeni bir ayaklanma patlatmak" da gündeme gelebilir. Kışa kalmasın, havalar sıcak giderken denemekte fayda umabilirler.
Nasıl olsa 5 Ağustos günü faşistler de Silivri'ye saldırmayı deneyecekler, bakalım bu işi "koordineli" olarak kotarabilecekler mi?
Arkadaşlara tavsiyem: Yaz sıcağında asma budamakta bir sakınca yoktur ama ara sıra kafanı suyun altına sokacaksın, hepten sapıtmamak için.