Cumhuriyet Halk Partisi'nin içinde bulunduğu içler acısı duruma samimi olarak üzülen arkadaşlarımız var.
İnsanların kendi işlerine güçlerine bakmayıp particilik etmelerine oldum olası şaşarım. Yani "sana ne be kardeşim CHP kazanmış ya da kazanmamış" sorusuna yanıt veremezler bunlar.
Ancak Mustafa Sarıgül'ün deyimiyle "yıllardır iktidara susamış" bazı kişiler için bir ölüm kalım meselesidir bu, nedeni de farklıdır.
Bu insanları iktidar istemeye iten "saik", elbette memlekete hizmet falan değildir.
Hokkabazlar bir yana, CHP için çıkış yolları arayan samimi ve dürüst insanlar da var. Bunlar, sol eğilimli arkadaşlar, bir kısmı sosyalist.
Bir kısmı, yalnızca Kemalist olduğu halde kendini sosyalist sanıyor ve bu "illüzyonla" ömrünü tüketecek...
Bir kısmı da, azınlıkta kalan bir kısmı da, içinde bulunduğu "temel açmazın" farkında ve bundan rahatsızlık duyuyor... Ülkemizdeki iktidar-muhalefet çekişmesinin bir "İstanbul sermayesi-
Anadolu sermayesi" kavgası olduğunu göremiyor ve bundan işçi sınıfına pay çıkarmayı umuyor.
İşçi sınıfının bundan tek kazancı "istihdamın artması, işsizliğin azaltılması" olabilir ki, iktidar bu meseleyi çözme yolunda büyük adımlar attı.
Yani, emekçi sınıfının şu dönemde CHP'ye de ihtiyacı yoktur, sosyaldemokrasiye de.
Bu partiye fena halde ihtiyacı olan yalnızca "bürokrat zümresidir" ki o da sosyalist arkadaşları hiç mi hiç bağlamaz!
Bunun farkında olmayan, birtakım az satışlı muhalefet gazetelerinde oturduğu yerden CHP'yi "kurtarmak" için çırpınıyor. (Patronu İstanbul sermayesini kurtarmak derdine düşmüş, o da buna koşulmuş, kendini kandırıyor.) Farkında olan az sayıda dürüst ve namuslu insan, "Kemalizm ile sosyaldemokrasi ilişkisini yeniden kurabilecek analitik bir siyasi akıl" istiyor ve CHP saflarında boş yere bu ışığı arıyor. (Deyim sevgili arkadaşım Mahmut Övür'e aittir ve kendisi de sözünü ettiğim dürüst ve namuslu insanlardan biridir. Sevilay Yükselir bacımı da bu safta sayıyorum.)
Bulamayacaktır.
Bir kere, "yeniden kurabilecek" deyimi yanlış, çünkü o ilişki hiçbir zaman kurulmadı.
Ecevit... diyeceksiniz şimdi.
O bir mugalatadan ibaretti. "Ortanın solu" diye bir şey yoktu (bu yalnızca İnönü'nün CHP oylarını Türkiye İşçi Partisi'ne "kaptırmama" çabasıydı.) Ecevit üç kere iktidara geldi gitti, üçünde de Türkiye'yi batağa soktu. Ne toprak işleyenin olabildi, ne de su kullananın... Solcu olduğu yalanını ortaya atan Ecevit sata sata ancak milliyetçilik satabildi.
Asıl yanılgı da "Kemalizm ile sosyaldemokrasinin birlikte varolabileceği" yanılgısıdır.
Mahmut, bu ikisi taban tabana zıttır. Hem Kemalist hem sosyaldemokrat olunamaz. Olurum dersen kendini kandırırsın. Ne analize gelir bu, ne de senteze.
Kemalist şapkasıyla asla iktidara gelememeye mahkûm olursun.
Sosyaldemokrat şapkasıyla da belki bu yüzyılın ikinci yarısında...
Ama CHP'yle değil... Belki ekonomi iyice düze çıktıktan, sınıflar iyice yerlerine oturduktan sonra AKP içinden "Müslüman sosyaldemokrat" bir fraksiyon da çıkar...
Siz CHP'nin haline samimi olarak üzülüyorsunuz, ben de sizin durumunuza. Çünkü gerçekten namuslu ve dürüst insanlarsınız.
Öyle olmayanlar zaten konumuzun dışında.
Atabileceğiniz hiçbir adım yok mu? Var. Öncelikle faşistler defolup gitsinler şu partiden, bunun üzerinde çalışın.