Önümüzde iki haber var efendim, birbirine katalım, gazeteci jargonuyla söylersek "evlendirelim", sonra da yorumunu yapalım. Asıl işimiz de bu değil midir?
Bir: Başbakan yardımcısı Ali Babacan "orta sınıf hızla yükseliyor" demiş.
İki: "Sol" olduğu ileri sürülen "CHP seçmen kitlesi" nezdinde yapılan bir ankette, CHP taraftarlarının yüzde 62'si "yeni bir sosyaldemokrat partiye ihtiyaç olduğunu" belirtmiş...
(Mustafa Sarıgül gelir mi gelmez mi, onu önümüzdeki yıl tartışırız, belediye seçimlerinden sonra.)
Yani CHP seçmeninin yarıdan fazlası partisinden memnun değil, bir budalanın deyimiyle oyunu "içi kan ağlayarak" veriyor ya partisinin sosyaldemokrat olmasını ya da yeni bir parti kurulmasını istiyor.
(CHP seçmeni olmayan kitlenin de umurunda bile değil tabii, sosyaldemokrat parti çıkmış çıkmamış...)
Tamam da, orta sınıfın güçlendiği dönemde bu parti, yani emekçi sınıfı partisi nasıl çıkacak?
Yüzde 26'nın da yüzde 62'sinin, yani toplam seçmenin ancak yüzde 15 kadarının özlemi nasıl gerçekleşecek?
Gerçekleşmeyecek.
Gerçekleşse bile bu kimseyi ırgalamayacak, "marjinal" kalacak ve seçim sonuçlarını etkilemeyecek.
Ergenekon çetesinin kılıç artıklarından ve tescilli faşistlerden sosyaldemokrat parti çıkmaz, postal yalayıcılardan hiç çıkmaz. "Küskün solcular" partiyi ortadan ikiye çatlatıp ayrılsalar meclise bile zor girerler.
Bu ne anlama gelir?
Sosyaldemokrasi özlemi, az satışlı gazetelerin yeteneksiz yazarlarından başka pek kimsenin gönlünde yok demektir.
Çünkü "orta sınıf" yükselmektedir.
Daha bir sosyal bilim ağzıyla söylersek, burjuvazi gelişmekte ve güçlenmektedir. Çünkü sermaye -nihayet!- teraküm etmektedir, yetmediği zaman da dışarıdan gelmektedir.
Böyle bir tarihi dönemeçte, gündem sosyaldemokrasi değildir ve olamaz.
İstiyorsanız süs olarak bulunsun ama iktidar adayı olabilmesi şimdilik söz konusu değildir ve olamaz.
Halkın "kapitalistleşmeye" ihtiyacı var, bunu sevdi ve bunu istiyor. "Adil dağılım" henüz onun derdi değil. Kısa yoldan sınıf değiştirme kanalları da daraldı ama kapanmadı.
Pasta pişmeye yüz tuttu ama henüz kabarmadı.
Pasta iyice pişsin ki, dilimleri paylaşma kavgası başlayabilsin. Olmayan pastanın nesini bölüşecektiniz? Sosyaldemokrasi "gelişmiş kapitalizmin" bir unsurudur.
Nitekim yetmişli yıllarda, Ecevit'in denediği "sosyaldemokrasi benzeri cahil popülizmi" hiçbir yere varamamıştı... Ortada pasta masta yoktu, ancak fırın ısınmaya başlamıştı, o kadar.
Hele hele, "tarihin aculları" olan sosyalistlerin Türkiye'nin en olmayacak döneminde o gereksiz ve yanlış kazan kaldırmaları, onların mahvına sebep olmadı mı? Lenin'in Rus kapitalizminin gırtlağını kesmesi ve Rusya'nın "doğal gelişimini" yetmiş beş yıl geciktirmesi gibi... Üstelik o kazanmıştı, bizimkilerin yenilecekleri daha başından belliydi.
Türkiye'de sosyaldemokrasi, sınıflar yerli yerine oturduktan, ekonomide ve politikada düze çıkıldıktan, ancak "Tayyip Erdoğan da aşıldıktan sonra" gündeme gelir. Bu da 2030, belki 2040 yılını falan bulur.
Biz toprak altında oluruz, yazımızı arşivlerde bulup okuyan çıkarsa "herif haklıymış" der geçer...