Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Suriye'nin askeri uçağı düşürmesine ilişkin, gerekenlerin yapılacağını vurgularken, "Kimseyle savaş niyetimiz yok" dedi. Arınç, NATO'nun 4. ve 5. maddesiyle ilgili gerekli olan müracaatın yapıldığını dile getirirken, "Hukuki meşruiyet içerisinde uluslararası hukukun bize tanıdığı bütün imkanları sonuna kadar kullanacağımızın bilinmesi gerekir" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Başbakanlık Merkez Bina'da toplanan Bakanlar Kurulu, toplantısı sona erdi. Yaklaşık 7 saat süren toplantıda, Hava Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Başkanı Tümgeneral Ateş Mehmet İrez de Bakanlar Kurulu üyelerine bilgi verdi. Arınç, toplantının ardından düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yarın grup toplantısında bütün Türkiye'ye ve dünyaya, Suriye tarafından düşürülen uçakla ilgili görüş ve düşüncelerini ifade edeceğini belirtti. Suriye'nin Türk uçağının kimliğini belirleyemediği yönündeki iddialarının temelsiz olduğunu dile getiren Arınç, "Suriye tarafı uçağımızın Suriye ulusal hava sahası içinde vurulduğu yönünde kamuoyunu yanlış bilgilendirmeye yönelik çabalar sergilemektedir" dedi. Suriyelilerin uçağı kasıtlı olarak uluslararası hava sahasında hedef aldıklarına ilişkin hiçbir kuşkunun olmadığını belirten Arınç, "Uluslararası hukuk uyarınca ülkelerin açık denizler üzerinde bulunan hava sahasını serbestçe kullanma hakkı bulunmaktadır. Uluslararası hava sahasında gerçekleşen söz konusu olay karşısında ülkemiz mukabelede bulunma hakkı dahil olmak üzere uluslararası hukuktan kaynaklanan tüm haklarını mahfuz tutmaktadır" diye konuştu.
"ÖZÜR VE TAZMİNAT YETMEZ"
Arınç, Suriye'nin özür dilemesi ve tazminat ödemesinin yeterli olup olmadığının sorulması üzerine de "Türkiye'nin hukuku ihlal edilmiştir ve bunun karşılığı olacaktır. Ama bugün şunu yapıyoruz, yarın da bunu yapacağız demem mümkün değil" diye konuştu. Ekonomik yaptırımlar konusunda da diplomatik ilişkilerin asgari düzeye indirilmesi konusunda da Türkiye'nin halihazırda Suriye'ye belli yaptırımları uyguladığını hatırlatan Arınç, "Olayın bir hukuki tespite bağlanması, ardından bunu yapanlardan şüphesiz özür ve tazminat ama daha farklı şeylerin talep edilmesi gündeme gelecektir. Çok uzak olmayan bir zaman içinde bunları hepimiz göreceğiz" dedi.
"FEVKALADE YANLIŞ BİR TALEPTİ"
Suriye'nin ortak askeri komisyon önerisinde bulunduğu fakat Türkiye'nin buna yanıt vermediği yönündeki açıklamasının hatırlatılması üzerine de Arınç, "Bu yeni bir olay değil. Olaydan bir gün sonra bu konu üzerinde karşılıklı bir çalışma yapılması iradesi izhar edilmiştir. Bu bizim tarafımızdan memnuniyetle karşılanmış ve kendileri Ankara'ya davet edilmişlerdir. Fakat onlar bu çalışmanın Lazkiye'de yapılmasını istemişlerdir. Olayın vuku bulduğu bir yerde Türk yetkililerin Lazkiye'ye giderek orada çalışma yapması tabi ki düşünülemezdi. Bu talebin ne kadar samimi olduğunu bilemeyiz ama talep fevkalade yanlış bir talep olunca biz Lazkiye'ye gitmek yerine kendi çalışmalarımızı yürütmek durumunda kaldık" dedi. Bunun dışında iki tarafın bir birine denk makamının iletişim halinde olduğunu kaydeden Arınç, Suriye'nin Türkiye'nin tezini çürütecek bir delili şu ana kadar ortaya koyamadığını ifade etti.
"KASA UÇAĞINA ATEŞ AÇILDI"
Arınç Türkiye'nin düşen uçağını aram için bölgeye giden bir uçağına daha ateş açıldığı iddiaları hakkında ise "Olayın ardından bölgeye hareket eden bir kasa uçağına maalesef yerden atış yapılmıştır. Olayın duyulması üzerine Genelkurmay Başkanımız ve Dışişleri Bakanımız Suriyeli yetkilileri aramış ve bu arama üzerine ateş derhal kesilmiştir. Kısa süreli kasa uçağını taciz eden böyle bir olaydan bahsedebiliriz" dedi. Türkiye'nin halen Suriye'ye insani nedenlerle elektrik vermeye devam ettiğini ama elektriğin kesilmesi konusunun da masada olduğunu belirtti.
Arınç, bu konuyla ilgili sınır ötesi yetki tezkeresi çıkarılmasının gündemde olmadığını, buna karşın TBMM tatile girmeden Lübnan'da görev yapan Türk kuvvetlerinin görev süresinin uzatılması için bir tezkere gönderildiğini ifade etti. Arınç sözlerini şöyle bitirdi:
"İki uç var birincisi bir savaş çığırtkanlığı yapmak, tamtam çalmak, çığlık atmaktır. Biz bu tarafta değiliz. Savaş çığırtkanlığının veya üst perdeden konuşarak kitleleri tahrik etmenin doğru olmadığına inanıyoruz. Gereken her şey hukuk çerçevesinde yapılacaktır. Ama kimseye savaş ilan etmek, kimseyle savaşmak niyetinde değiliz böyle bir iddiamız da yok. Türkiye'de bazı kişiler ve gruplar keyifleri istediğinden böyle bir çığırtkanlık yapabilirler. Biz ciddi bir hükümetiz. Milletimizin beklentilerine tercüman olmak zorundayız. Tam bunun aksi bundan daha kötü bir yaklaşım da neredeyse Türk uçağını haksız çıkarma gayreti içinde bulunanlar da vardır. Maalesef bazı siyasetçiler yazarlar ve çizerler uçağımızın orada ne işçi vardı diye sorabilmekte hatta pilotlarımızı suçlamaktadır. Bu nasıl bir düşünce ve histir milletimiz bunu da takdir etsin. Biz iki tarafta da değiliz hamasetle yola çıkmıyoruz. Ortada bir olay var Türkiye mağdur, Suriye mütecavizdir. Bunun karşılığında ne yapılacağını biliyoruz ve bunu aşama aşama yapmak mecburiyetindeyiz."