Diyarbakır'da 4 yıl önce öldürülen teröristlerin cenazelerinin ardından başlayan, 4 gün süren ve 10 kişinin ölümüyle sonuçlanan olaylar sırasında gözaltına alınan 8 çocuk, yargılandıkları Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nde beraat etti. Sanıkların sadece polis yakalama tutanağına göre cezalandırılamayacağına karar veren Mahkeme, 8 çocuk için 'sanık' yada 'şüpheli' yerine 'Suça sürüklenen çocuklar' ifadeleri kullanıldı. Şehirde, 28 Mart 2006 günü başlayan ve 4 gün boyunca devam eden olaylarda birçok banka şubesi, resmi daireler ve polis karakollarının ağır hasar gördü, 10 kişi öldü. Bu olaylarda yüzlerce kişi gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınanlardan 8'i 12-15 yaş arasındaydı. Bu çocuklar, Diyarbakır Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nde "Örgüt adına suç işlemek", "Mala zarar vermek", "Örgüt propagandası yapmak" ve "Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet" suçlarından 30'ar yıl hapis istemiyle yargılanmaya başlandı. Tutuksuz yargılanan 8 çocuğun davası geçen hafta sona erdi.
TUTANAK DELİL OLAMAZ
Mahkeme heyeti, ölü ele geçirilen 14 PKK'lıdan Diyarbakırlı olanların kentte defnedilmesinden sonra 28 Mart 2006 günü başlayan olayların 4 gün devam ettiğini, polis otoları, polis karakolları ve kamu kuruluşlarına taşlı saldırılarda bulunulduğunu, bu olaylar sırasında yaşanan kovalamaca sonucu çok sayıda kişinin gözaltına alındığını belirtti. Mahkeme, yakalananlar arasında yargılamaları yapılan 8 çocuğun da bulunduğunu, ancak polisin hazırladığı yakalama tutanağında çocukların nasıl ve ne şekilde yakalandığından söz edilmediğini, hangi eyleme ne şekilde katıldıklarına dair dosya içerisinde herhangi bir delil mevcut olmadığını kaydetti.
'SUÇU KAVRAYAMAZLAR'
Mahkeme heyeti, eldeki deliller ışığında hepsinin ayrı ayrı beraatlerine oy birliğiyle karar verdi. Mahkeme kararında, sanık 8 çocuk için 'Suça sürüklenen çocuklar' ifadelerini kullandı. 12- 15 yaş grubunda yer alan bir çocuğun suçun ne anlama geldiğini ve bu suçu kavrayabilecek düzeyde bir psikolojik yapıya sahip olmadığı, yetişkinlerin yönlendirmesi ve kışkırtmasıyla hareket ettikleri için bu ifadenin kullanıldığı belirtildi. Mahkeme ayrıca, çocukların 4 gün gözaltında tutuldukları için tazminat davası açabilme hakkına sahip olduklarını hatırlatarak avukat ücretlerinin de hazineden karşılanmasına karar verdi.
ÇOCUK KORUMA KANUNU
Diyarbakır Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi, 1 Haziran 2005'te yürürlüğe giren yeni TCK ve yeni Çocuk Koruma Kanunu çerçevesinde, 18 yaşından küçüklerin adli suçları ile 12-15 yaş grubu arasındaki terör suçlusu çocukların davalarına bakmak üzere kuruldu. Aynı dönemde yürürlüğe giren yeni Çocuk Koruma Kanunu'nun 3. maddesinde, suç işleyen çocuklar "Suça sürüklenen çocuk" olarak tanımlandı.
TAKDİRLERİ ÖZGÜRLÜKTEN YANA OLSUN
Avukat Sezgin Tanrıkulu (Türkiye İnsan Hakları Vakfı Temsilcisi): Çocuk Mahkemesi'nde yargılanan her çocuk için 'Suça sürüklenen çocuk' kavramının kullanılması gerekir. Mevcut yasalardaki düzenlemeler, hakimlere ve savcılara, 'geniş takdir yetkisi' vermektedir. Hakim savcılar, o takdir haklarını özgürlüklerden yana kullanırlarsa, yasaların değişmemesine gerek kalmaz, kamuoyunda "Taş atan çocuklar" olarak bilinen Terörle Mücadele Kanunu mağduru çocuklar sorunu, önemli ölçüde aşılır.
HUKUKÇU GÖRÜŞÜ
Önemli ve umut verici
Avukat Canan Atabay (Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Danışma ve Uygulama Merkezi üyesi): 'Suça sürüklenen çocuk' ibaresinin kullanılması, çocuk hakları açısından büyük önem taşıyor. Ancak özel yetkili ağır ceza hakimleri, kanun emretmişse uyguluyor, taktirine bırakmışsa uygulamıyor. Hatta Çocuk Koruma Kanunu'nu bile baz almıyor. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nin, terör suçu kapsamındaki bir yargılamada 'sanık' yerine, bu ibareyi kullanması gerçekten önemli ve umut verici. Bu ifadeler kullanılmalı
Avukat Meral Danış Beştaş: Çocuk Koruma Kanunu ve BM Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne göre, özel yetkili ağır ceza mahkemeleri de 18 yaşından küçük çocuklarla ilgili yaptığı yargılamalarda sanık yerine bu ifadeleri kullanmalıdır. Çünkü kanun özel bir kanun ve bütün mahkemeler yönünden bağlayıcılığı vardır. Sonuçta yargılanan kişi bir çocuk.
Şüphe sanık lehinedir
Prof. Dr. Durmuş Tezcan (Ceza Hukukçusu): Ceza hukukunda "dolayısıyla faillik" kavramı vardır. Bunun anlamı şudur: Eğer bir çocuk yaş küçüklüğü gibi nedenlerle, yaptığı eylemin anlam ve sonuçlarını bilmeden suça yönlendiriliyorsa bu durumda ceza verilmez. Bu çerçeveden bakarsak mahkemenin karar tutanağında "suça sürüklenen çocuklar" kavramını kullanması son derece yerindedir. Kaldı ki gerek Anayasa gerek ceza hukuku kuralları ve en nihayet Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümleri, şüpheden sanığın yararlanacağına işaret eder. Bu olayda öyle anlaşılıyor ki mahkeme, çocuklar hakkındaki tutanakları suçlamak için yeterli görmemiş. Sonuç olarak da şüpheden sanık yararlanmış. Olumlu bir karar.