SABAH, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'a ilişkin sert ifadelerinin arka planına ilişkin önemli ayrıntılara ulaştı. Son AK Parti Grup toplantısında Suriye'deki şiddetin arttığına dikkat çeken Erdoğan, "Kendisine hatırlatıyorum: Zulüm ile abad olunmaz, mazlumun kanı üzerine gelecek inşa edilmez" diyerek Esad'a uyarıda bulunmuştu. Erdoğan, "Tarih bu tür liderleri kanla beslenen liderler olarak anar. Ve Esad, sen de şu anda o sayfayı açmaya doğru gidiyorsun. Mazlumların ahını alanlar er ya da geç bunun bedelini öderler" demişti.
CADI AVI BAŞLATILDI
Erdoğan'ın bu kadar sert ifadeler kullanmasında, son 15 gün içinde Şam ve Halep'te katliamların artmasının etkili olduğu belirtildi. İstihbarat raporlarına göre, Arap Birliği'nin 3 gün süre tanıdığı Şam yönetimi bir "kıyamet senaryosu" hazırladı. Bu senaryoya göre Esad rejimi, uluslararası kamuoyundan gelen "Derhal çekil" baskılarına karşı vuruşma stratejisi uygulayacak. Hama ve Humus'tan sonra Şam ve Halep'te artmaya başlayan muhalif gösteriler sert bir şekilde bastırılacak. Türkiye'ye düşman tanımlaması yapan Beşar Esad'ın kardeşi Mahir Esad'a bağlı Şebbiha örgütü, özel infaz timleri oluşturdu. Muhalifleri yargılamadan infaz eden Şebbiha, gerekirse çatışmaları tüm etnik unsurlara yayarak bölgeyi istikrarsızlaştıracak. Suriye'de çatışmaların başladığı günden bu yana resmi olmayan rakamlara göre 7 binden fazla sivil öldürüldü, 20 bine yakın kişi yaralandı. Orduda cadı avı başlatıldı, önde gelen 14 muhalif komutan öldürüldü. Durumu şüpheli görülen tüm memurlar devlet dairelerinden uzaklaştırıldı. İhbar mekanizması ile birçok muhalif tutuklandı ve Esad yanlıları ödüllendirildi. Tecavüz edilen kadınlar öldürülüp gömülüyor. Esad yönetimi şüphelileri bile görevden uzaklaştırıyor. Yurt dışı çıkışlar sınırlandırıldı ve yabancılara yönelik saldırılar arttı. Sınır ve kıylardaki askeri birliklere Esad ailesine yakın kişiler atandı. Özellikle Türkiye sınırına sivil göçü önlemek için Hatay'a giden yollar tutuldu. 7 milyon Suriyeli'nin silahlı olması, çatışmaların kontrolden çıkabileceği kaygısını güçlendirdi.
ESAD'A VERİLEN SÜRE DOLDU
Arap Birliği'nin Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'a tanıdığı 3 günlük süre doldu, ancak Suriye yönetiminin kabul ettiği gözlemcilerin gönderilmesi için pazarlıklar devam ediyor. Esad'ın aralarında Türklerin de bulunacağı yabancılar tarafından denetime karşı çıktığı öğrenildi. Arap Birliği'nin tavrı, Esad yönetimine karşı Ankara- Kahire ittifakının da geleceğini belirleyecek. Arap Birliği, Suriye'ye insan hakları aktivistleri, medya mensupları ve askeri gözlemcilerle müttefik ülkelerin bağımsız üyelerinden oluşacak bir heyet göndermek için Şam ile bir mutabakat imzalanmasını istedi. Arapların yaptırımlarını durdurmak için öneriyi kabul eden Esad yönetimi ise sunulan metnin bazı bölümlerine itiraz etti. Şam yönetimi, gözlemci heyetinde sadece Arapların olmasını istedi. Esad'ın şartlarına karşı Arapların izleyeceği tutum, Türk-Arap ittifakının da geleceğini belirleyecek. Suriye'ye ilk etapta 50 kadar gözlemci gönderilmesi bekleniyor. Arap Birliği'nden, Ankara'ya, "Gönderilecek gözlemciler arasında Türkler olmasın" mesajı gelmesi halinde, Türkiye de tutumunu gözden geçirecek. Türk diplomatik bir kaynak, henüz Türkiye'den gözlemci talebinde bulunulmadığını belirtti.
İSRAİL HERONLARI, SURİYE İÇİN BİLGİ TOPLUYOR
İsrail'in, insansız hava aracı Heronları kullanarak muhaliflerin bilgilerini Şam'a aktardığı iddia edildi. Heronların iç çatışmaların yoğun olduğu Hama, Humus, Halep ve Şam'da bilgi topladığı belirtiliyor. İsrail yönetiminin ayrıca Hatay'daki tüm kampları yakından izlediği de belirtildi. Kamplarda kalan Suriyelilerin bölgedeki ziyaretlerine ilişkin görüntülerin de İsrail'de bulunduğu ifade edildi. Bir süre önce Adana'nın Karataş ilçesi açıklarında bir balıkçının ağına Heron parçaları takılmıştı. Heron'un Türkiye'de istihbarat faaliyeti yapma ihtimalinin yanı sıra Suriyeli muhaliflere yönelik uçuş da gerçekleştirmiş olabileceği belirtiliyor.
'ASKERİ DEĞİL SİYASİ MÜDAHALE İSTİYORUZ'
Geçtiğimiz
günlerde Suriye Müslüman Kardeşler Teşkilâtı Başkanı Riyad Şukfa'nın sarf ettiği "Batılı güçlerin müdahalesindense, Türkiye'nin müdahale etmesi Suriye halkı tarafından kabul edilecektir" sözlerine düzeltme geldi. Teşkilâtın Başkan Yardımcısı Faruk Tayfur, Şukfa'nın sözlerinin yanlış anlaşıldığını dile getirdi. Suudi Şark el Evsat gazetesine bir açıklamada bulunan Tayfur, "Türkiye müdahale etsin derken askeri operasyon kastedilmedi. Şukfa bu müdahalenin siyasi bir müdahale olmasını vurguladı" şeklinde konuştu.
CLİNTON: ESAD GİDİCİ, İÇ SAVAŞ ÇIKABİLİR
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın mutlaka gideceğini kaydetti. Amerikan CBS televizyonuna verdiği mülakatta Clinton Suriye için iç savaştan endişe ettiğini de söyledi. Suriye'deki değişim sürecinde Türkiye'nin kilit bir role sahip olduğunu da kaydeden Clinton, "Suriyelilerin kulak vereceği bir ses olmadığımızın farkındayız. Bu yüzden Suriye'nin göz ardı edemeyeceği, giderek büyüyen ve şu anda Türkiye ile Arap Birliği'nin öncülük ettiği sürece katkı sağlamaya karar verdik" dedi.
ROBERT FİSK'TEN SURİYE YORUMU
Tunus, Libya, Suriye, Filistin, Lübnan ve Mısır'dan aktivistler Nahda Network organizasyonuyla Arap Devrimleri'ni tartışmak üzere İstanbul'daydı. Kapanış konuşmasını AB Bakanı Egemen Bağış'ın yaptığı toplantılara İngiliz gazeteci Robert Fisk, Suriye'de yaşananları yorumladı. Suriye'de hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını dile getiren Fisk, "Beşar Esad her şeyin farkında. Muhalifler Suriye'nin kuzeyinde oldukça etkin. Ordu kendini geri çekmeye başladı fakat devreye istihbarat örgütleri girmiş durumda" dedi.
Ragıp SOYLU / SABAH