İsrail askeri sözcüsü, İsrail askerlerinin İrlanda'dan yola çıkan "Rachel Corrie" gemisine çıktığını söyledi.
Sözcü, gemide arbede çıkmadığı belirtti.
İSRAİL ASKERLERİ, BU DEFA GEMİYE HAVADAN DEĞİL DENİZDEN ÇIKTI
İsrail askerlerinin, İrlanda'dan yola çıkarak Gazze'ye yardım götüren gemiye havadan helikopter yoluyla değil denizden çıktığı bildirildi.
*FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN
İsrail ordusunun sözcüsü, İsrail askerlerinin "Rachel Corrie" adlı yük gemisine Akdeniz'de Gazze kıyısı yakınındayken çıktığını ve gemide herhangi bir direnişle karşılaşmadığını kaydetti.
Sözcü, askerlerin gemide kontrolü ele aldığını ve geminin Aşdod limanına çekilmekte olduğunu sözlerine ekledi.
İSRAİL'DEN SON UYARI
İsrail ordusu, İrlanda'dan yola çıkan, Gazze yardım taşıyan Rachel Corrie gemisinin rotasını değiştirmemesi halinde gemiye çıkacaklarını bildirmişti.
NOBEL ÖDÜLLÜ YAZAR DA GEMİDE
''Rachel Corrie'' gemisinde bulunan 1976 Nobel Barış Ödülü sahibi Mairead Maguire, BM'den ya da bağımsız bir uluslararası kuruluştan yetkililerin, Gazze'ye ulaşmadan önce gemideki yardım malzemesini kontrol etmesine açık olduklarını bildirmişti.
İSRAİL ORDU RADYOSU: "GEMİDE HİÇ SİLAH BULUNMADI"
İsrail ordusu askerlerinin Rachel Corrie gemisine çıkıp geminin rotasını Aşdod'a çevirmelerinin ardından, İsrail radyosu, gemiden Kudüs'e gönderilen ilk inceleme raporlarına göre gemide hiç silah bulunmadığını duyurdu.
Radyo, gemide sadece, Hamas tarafından askeri amaçlar için kullanıldığı gerekçesiyle Gazze'ye sokulmasına izin verilmeyen 500 ton çimento bulunduğunu belirtti.
İsrail askeri kaynakları, geminin kaptanının da kendileriyle işbirliği içinde hareket ettiğini belirtti.
İSRAİLLİ YETKİLİ: "GEMİDE NE KURŞUN ATILDI NE GÜÇ KULLANILDI"
İsrail askerlerinin İrlanda'dan yola çıkan Rachel Corrie yardım gemisine çıkmaları ve geminin rotasını Aşdod limanına çevirmelerinin ardından İsrailli bir Savunma Bakanlığı kaynağı, "gemide ne güç kullanıldığını ne de kurşun atıldığını" belirtti.
Gemiye çıkılması sırasında gemilerdekilerden herhangi bir direniş gelmediği bildirilmişti. İsrailli savunma yetkilisi, bu gemidekilerin askerlere zarar verme gibi bir planları olmadığını söyledi.
Bir İsrailli hükümet yetkilisi de Ynet haber sitesine gemide herhangi bir olay çıkmamasından ve İsrail ile İrlanda arasındaki önemli görüş farklılıklarına rağmen İrlanda hükümetinin konuya yaklaşımından duydukları memnuniyeti dile getirdi. İsrailli yetkili, İrlanda'nın Avrupa Birliği ülkeleri içinde İsrail'e en sert yaklaşan ülke olduğunu da hatırlattı.
RACHEL CORRİE
İrlanda'dan yola çıkan, 1200 tonluk "Rachel Corrie" gemisinde İrlanda ve Malezyalı 11 yolcu bulunuyor.
Merkezi Kıbrıs Rum kesiminde bulunan "Özgür Gazze Hareketi"nin sponsorluğunda Gazze'ye yardım götüren gemide ayrıca 9 kişilik mürettebat yer alıyor.
Adını, 2003'te İsrail buldozerleri altında can veren Amerikalı Filistin dostundan alan geminin yolcuları arasında 1976 Nobel barış ödüllü İrlandalı Mairead Corrigan da bulunuyor.
BM'den ya da bağımsız bir uluslararası kuruluştan yetkililerin, Gazze'ye ulaşmadan önce gemideki yardım malzemesini kontrol etmesine açık olduklarını belirten Corrigan, İsrail askerlerinin gemiyi ele geçirmeye çalışması halinde direnmeyeceklerini de söylemişti.
Ordu sözcüsü Yarbay Avital Liebovitz, geminin rotasını Gazze'den uzaklaştırmayı kabul etmemesi halinde gemiye çıkmaktan başka seçenekleri kalmayacağını söylemişti.
Geminin, Aşdod limanına çekilmesini talep eden İsrail, gemideki yardım malzemelerinin, kontrol edildikten sonra karayoluyla Gazze'ye ulaştırılmasını istemişti.
Gazze'ye giden yardım konvoyuna katılmak üzere mayıs ortasında İrlanda'nın Dundalk Limanından demir alan gemi, 31 Mayısta İsrail'in saldırısına uğrayan yardım filosunu, bazı teknik aksaklıklar nedeniyle geriden takip etmek zorunda kalmıştı.
"BARAK VE NETANYAHU HAKKINDA DÜN SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUK"
Gazze'ye yardım malzemesi götürürken İsrail'in saldırısına uğrayan "Mavi Marmara" gemisinde bulunan eski Alman Sol Parti milletvekili hukukçu Norman Paech, İsrail Savunma Bakanı ve Başbakanı başta olmak üzere saldırı emrini veren yetkililer hakkında dün Almanya Federal Savcılığına suç duyurusunda bulunduğunu açıkladı.
Paech, Hamburg'un Altona ilçesinde, İsrail saldırısı sırasında Mavi Marmara gemisinde bulunan Filistin Halkıyla Dayanışma Derneği Temsilcisi Nadir El Sakka ile birlikte yaşadıklarını anlattı. Toplantıda Sol Parti Federal Meclis Grup Başkan Vekili Jan van Aken de hazır bulundu.
Kendisinin hukukçu olduğunu hatırlatan Paech, İsrail'in açıkça uluslararası hukuk ve insan haklarına aykırı hareket ettiğini, bu saldırının adeta kasten öldürme, özgürlüğe el koyma, mala zarar verme suçlarını içerdiğini belirterek, İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak ve Başbakan Binyamin Netahyahu başta olmak üzere diğer yetkililer hakkında dün savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını söyledi.
Paech, "Almanya da kendi vatandaşlarına uygulanan bu saldırının kasten kaçırma ve kaçırılma olduğu ve zorbalık kullanıldığı yönünde İsrail devletine suç duyurusunda bulunmalı. Türkiye de kendi gemisine saldırıldığı ve haklarına tecavüz edildiği gerekçesiyle Uluslararası Adalet Divanına başvurmalı" dedi.
Saldırı sırasında kameralarına, bilgisayarlarına İsrail askerleri tarafından el konulduğunu, görüntülerinin ve eşyalarının İsrail tarafından kendilerine geri verilmeyeceğini bildiğini belirten Paech, "İsrail'e karşı ayrıca maddi tazminat davası açmayı düşünüyorum. Bu açıkça gasp, soygun, yağmalama ve zorbalıktır. Gemiye yapılan saldırı adeta savaş anında uygulanan zorbalık gibiydi" diye konuştu.
Tamamen insani yardım amaçlı Gazze'ye hareket ettiklerini ve bu kadar şiddet dolu bir saldırıyı hiç düşünmediklerini ifade eden Paech şunları
söyledi:
"Doğrusu bu kadar saftık. Başımıza bir şey geleceğini tahmin ettik, ama bu kadarını da değil. Hiçbir şeyden korkmadım. Çünkü her zaman yanımda Arapça konuşan Filistin Halkıyla Dayanışma Derneği temsilcisi Nadir El Sakka vardı. İnsan iki kişi olunca kendini daha iyi savunuyor. Uluslararası sahada bulunan bir gemiye saldırı, tamamen toprak bütünlüğü ve egemenlik ilkesine de aykırı. İsrail askerlerinin Türk, Arap yolcular ile Avrupalı yolculara farklı muamele etmesi, ırkçı bir tutumdan başka bir şey değil. Hukukçu olarak şunu söyleyebilirim: Hiçbir ülkeye ait bir bölgede bulunmadık. İsrail yalan söylüyor. Konunun uluslararası araştırma komisyonu tarafından araştırılmasına bile karşı çıkıyor. Tamamen sivil donanımlı bir gemiye savaş ortamlarındaki gibi önceden planlı ve hazırlanmış askerlerle karşılaştık."
"BENCE 18 ÖLÜ, 50 YARALI VARDI"
İsrail hükümetinin televizyonlarda gösterdiği görüntülerin hiçbirinin doğru olmadığını ifade eden Paech şöyle devam etti:
"Kanaatimce 18 ölü, 50 yaralı vardı. Ancak 9 ölü ya da 30 yaralının olduğu söyleniyor. Daha fazla da kayıp olduğuna inanıyorum. İsrail gerçekleri yansıtmıyor. İnternet sitelerinde gemi anındaki görüntüleri gördüm. Onlar bizim bulunduğumuz geminin değil ki. İnternette gösterilen gemi küçük bir gemi, bizim bulunduğumuz büyük bir yolcu gemisiydi. Ayrıca insanlar hareket ediyor onların gösterdiği görüntülerde. Ellerimiz kelepçeliyken, hareket etmemiz mümkün mü? Tamamıyla dünya kamuoyu İsrail hükümeti tarafından yanlış yönlendiriliyor."
Gazze'ye uygulanan ambargo kaldırılmadıkça, Filistin'in egemen varlığı kabul edilmedikçe İsrail'in saldırılarını sürdüreceğini kaydeden Paech, Gazze'ye insani yardım götürmek amacıyla tekrar bölgeye gitmek için hazırlık yapabileceğini sözlerine ekledi.
Filistin Halkıyla Dayanışma Derneği temsilcisi El Sakka ise, insani yardım malzemeleri götürmek için Gazze'ye gitmek istediklerini ifade ederek yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Gemide ne silah ne de başka bir şey vardı. Tıbbı malzemeler, öğrencilere okul malzemeleri gibi şeyler vardı. Bu denli vahşi bir katliam gibi saldırının olabileceğini hiç düşünmedik. Üstelik uluslararası sularda. Saldırı anında gaz bombası atıldı. Battaniyelerin altına girmek zorunda kaldık. İsrail askerlerinin gemiye girdiklerini gördüm. Yaralılar, ölüler gördüm. Çok kötü bir durum vardı. Ellerimiz arkadan bağlandı, saatlerce bir şey yiyemedik. Üstelik diyabet hastasıyım. Gemideki herkes barış yanlısıydı. Birçok insanla tanıştım. Akademisyenler de vardı. Normal vatandaş da vardı gemimizde. Hepimiz insani yardım eli uzatmak için Gazze'ye doğru yol almıştık. İsrail, barıştan yana olmadığını bir kez daha göstermiş oldu."
Sol Parti Federal Meclis Grup Başkan Vekili van Aken de İsrail hükümetinin uluslararası kamuoyunu yanlış bilgilendirdiğini söyleyerek, İsrail saldırısını kınadı.