Türkiye'nin en iyi haber sitesi
FUNDA KARAYEL

UNESCO’nun koruduğu Acara Ormanlarını keşfe hazır mısınız?

Her unutulmaz seyahat hayal kurmakla başlar. UNESCO'nun koruduğu ormanlarının derinliklerinden, efsanevi misafirperverliğin içten sıcaklığına kadar uzanan bir masal dünyasında gezinmek için yola çıkıyorum: Gürcistan'ın Acara bölgesi... Batum'da Ali ve Nino'nun dev heykeli gözümde canlanıyor; onların aşkının nasıl başlayıp nasıl bittiği ülkeye bakışımı da değiştiriyor.



Acara Özerk Cumhuriyeti'nde, dünyanın en büyük botanik parklarından birini görmeye giderken ormancılık uzmanı Mike Garforth'tan Acara'nın doğal güzelliklerini öğreniyorum: "Buradaki ormanlar buzul çağlarında bile hayatta kaldı. Burada endemik türler dediğimiz, başka hiçbir yerde bulunmayan türler var."



5 BİNDEN FAZLA TÜR
Dünyada benzersiz bir yapıya sahip olan Kolşik Ormanı ve sulak alanların buluştuğu tek yer burası... Mitrala Ulusal Parkı, Acara'nın koruma altındaki doğal zenginliklerinden sadece biri. Park, zengin flora koleksiyonuyla biliniyor; içerisinde 2 binden fazla ağaç ve 5 binden fazla bitki türü var. Parkı gezerken küstüm çiçeği ve beni unutma çiçeğinden etkilendim ve botanik bahçesinin yüksekliklerinden muhteşem bir manzarayı izlemek için zipline deneyimini yaşamadan da ülkeme dönmeme kararı aldım.




Gürcistan'da "Misafir, Tanrı'nın armağanıdır" diye bir söz var. Ve insanlar ziyaretçilere böyle yaklaşıyorlar. Gürcistan'a yapılan her ziyaretin olmazsa olmazı, eşsiz mutfağını tatmak. Avrupa ve Asya mutfaklarının karışımı olan Acara mutfağının en ünlü yemeği içinde yumurta sarısı bulunan peynir dolgulu bir pide olan Acara Khaçapurisi. Bu kayık şeklindeki pide, efsaneye göre denizcilerin favorisi olmuş, üzerindeki yumurta ise denize yuvarlanan güneşi temsil ediyor.




Gürcistan, nesli tükenmekte olan bazı üzümlerle birlikte 500'den fazla üzüm çeşidine de ev sahipliği yapıyor. Bu arada Gürcü polifonik şarkı tekniğinden de söz etmek isterim. Teknik, her biri kendi melodisine sahip birçok sesi bir araya getirerek UNESCO tarafından yaşayan insan hazinelerinden biri olarak kabul ediliyor.

KUŞ GÖZLEM FESTİVALİ
Acara'yı ziyaretimde bölgenin dünyanın en büyük kuş göç koridorlarından biri olduğunu öğreniyorum. Bu nedenle kuş gözlemciliği burada çok popüler. Amerika ve Avrupa'da halihazırda trend olan ve sürdürülebilir kalkınmanın en odaklı yönlerinden biri olan ekoturizmi temsil eden 'kuş gözlemciliği' turizmi, Acara'da tüm dünyayı ağırlıyor. Hatta kuş gözlem festivalleri bile var.



Bu festivale gelenler kuşları doğal ortamında izlerken, kuşlar ve yaban hayatı, doğa ve çevre hakkında bilgi ediniyorlar. Ormanda günlerce kamp kurup kuşların geçişini izleyenlerin sayısı oldukça fazla. İyi bir kuş gözlemcisi olmak için ne gerekiyor diye araştırdığımda iyi bir dürbün öneriyorlar ve "Eğer bir kuşu ilk kez görüyor veya sesini duyuyorsanız detaylı bir şekilde yazmanız ya da fotoğraflamanız tanımlamanız için faydalı olacaktır" diyorlar.

MÜZEDEKİ İSTANBUL DETAYI
Khariton Akhvlediani Acara Müzesi'nde; Acara'ya ait koleksiyonlar, fotoğraflar, sanat eserleri, el yazmaları ve belgeler bulunuyor. Ek olarak dünya çapında öneme sahip 6 binden fazla el yazması ve benzersiz bir kitap fonu da var.



Benim müzede en çok dikkatimi çeken Türk kahvesi cezvesi ve Gürcü bir ressamın İstanbul'u resmettiği eser oldu. Ivan Aivazovsky 1895 yılındaki İstanbul'u resmetmiş ve müze koleksiyonuna bu eseri eklemişti.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA